Uygulanan program iç talebi canlandırmak istemiyor. Oysa kamu harcamaları artırılarak, iç tüketim rahatlıkla canlandırılabilir. Ve bu tipik Keynezyen yaklaşımla büyüme sağlanabilir. Ancak bu kalıcı olmaz. Beraberinde iki sorun birden gelir; ilk önce bütçe dengeleri büsbütün sarsılır ve iç borç dengeleri sürdürülemez hale gelir. Sonra enflasyon artar. Zamanla ortaya çıkan belirsizlikler de büyümeyi ortadan kaldırır.
Bu program büyümeyi ihracat, yabancı sermaye ve turizmle sağlamak istiyor. Bu açıdan bakıldığında veriler turizm gelirlerinin arttığını, ancak bunun yetersiz kaldığını gösteriyor. Gerçi Turizm Bakanı Mustafa Taşar bu yıl 13 milyon turistin beklendiğini ve 10 milyar doları aşan gelir elde edileceğini söylese de, bu rakamlarla büyümenin artırılması gayet zor... Yabancı sermaye ise güvensizlik ve istikrarsızlık gibi nedenlerle gelmiyor. Zaten gelen de ağır bürokrasi ile geldiğine pişman oluyor. İhracata gelince... Geçen yıl gözlenen yüzde artış oranı (yüzde 12) bu yıl gözlenemiyor. Bu yıl da olsa olsa yüzde 7 - 8’lik bir artış görülecek. Bu da oldukça yetersiz.
Bu durumda büyümenin bir miktar iç taleple toparlanması gerekiyor. Ancak kamu harcamalarıyla talep güdülenemeyeceğinden iç talebin kendiliğinden canlanması gerekiyor. Bu da ancak güvenin sağlanmasıyla gerçekleşebilir.
Bu bağlamda tüketici güveni büyük önem gösteriyor. CNBC - E tarafından açıklanan endeksler gösteriyor ki, aralık sonundan mayısa dek beklentiler bir türlü toparlanamıyor. Ancak gerek Başbakan’ın rahatsızlığı, gerekse seçimler konusundaki endişeler haziran ayında endeksi 13 puan birden düşürdü. Bu elbette ürkütücü bir gelişmeydi. Ama temmuz ayında tüketici güveni 13 puan daha düştü. Nisan ayından bu yana yüzde 23’lük bir güven kaybı. Vahim bir tablo!
Bununla beraber, zaman zaman tüketicilerin ekonomik ve kişisel beklentileri kötüleşse de, tüketimlerini artırabiliyorlar. Bu da gayet doğal. İlelebet kriz olmaz ya. Delinen pabuçla ne kadar gezilebilir. Sonunda alınacak!
Aşağıda CNBC - E tarafından açıklanan bireysel tüketim endeksiyle perakende satış endeksleri gözleniyor. Perakende satış endeksi haziran ayında düşüş göstermişti. Siyasal belirsizlikler ve kargaşa dayanıklı tüketim mallarını ciddi biçimde etkilemiş, tüketim düşmüştü. Şimdi temmuz ayında bunun yeniden telafi edildiğini görüyoruz. Ancak bu arada turizmin mevsimsel olarak tüketime katkıda bulunduğunu da unutmayalım. Şu anda ülkemizde hem nüfus daha yüksek, hem de bu nüfusun satın alma gücü.