Hemen yanıtlayalım: İşsizlik! Ülkemizde işsizlik büyük sorun, çünkü çok yoğun. Üstelik diğer sorunlara hiç benzemez. İşsiz kalanın geliri sıfırlanır. Açtır, açıktır. Her türlü suçu işleyebilir. Kısacası, en büyük toplumsal sorundur işsizlik. Gelir adaletinin sağlanması işsizliğin azaltılmasından geçer. Fakirliğin ortadan kaldırılması da.
Geçtiğimiz hafta DİE işsizlik konusundaki son rakamları açıkladı. Son rakamlar bu yılın eylül ayında derlenmiş. Kısaca özetleyelim:
Toplam nüfusun işgücüne katılma oranı ise yüzde 49. Yani gerek nüfusun genç olması, gerek toplumda kadının rolü, gerekse işsizlik nedeniyle işgücüne katılma oranı hala çok düşük. İstihdam edilenlerin de kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus içindeki oranı yüzde 44.5İstihdam edilen kadınların yüzde 49.6'sını ücretsiz aile işçileri oluşturuyor. Yani kadınların çoğu tarlada çalışıyor ve ücret alamıyor. Bu da Türk kadınının kaderi. Ancak zamanla değişiyor.Tarım dışı sektörde istihdam edilenlerin yüzde 13.8'i informal sektörde çalışıyor. Kendi hesabına ve işveren olarak çalışanların ise yüzde 39'u informal sektörde faaliyet gösteriyor. Bu veriler kayıt - dışı ekonominin ne denli yaygın olduğunu gösteriyor. Kaldı ki, kentsel yerlerde istihdam edilenlerin yüzde 33.7'si yaptığı işten dolayı herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı değil.Öte yandan, çocuk istihdamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22.3 azalmış durumda. Ancak bunun iki nedeni var. Biri krizde ilk çocukların işten çıkarılması. (Üstelik en emek - yoğun kesimler önce sıkıntıya giriyor) İkincisi de bu konuda alınan önlemler.İstihdam edilenlerin yüzde 72.2'sini lise altı eğitim alanlarla hiç eğitim almayanlar oluşturuyor.Tarım dışı sektörlerde işsizlik oranı yüzde 14.2 veToplam işsizlerin yüzde 17.1'ini işten çıkartılanlar oluşturuyor. Diğer bir deyimle, her 6 işsizden biri krizde veya başka bir zamanda işten çıkarılmış ve hala iş bulamamış.İşin en can alıcı noktası ise eğitimli gençlerde işsizlik oranının ülke genelinde yüzde 31.8, kentsel yerlerde yüzde 34.2'e ulaşması. Onca yapılan insan yatırımı heba oluyor gidiyor. Hem eğitimli, hem de genç. Ama işsiz. Yani üretkenliğinin tepe noktasında nitelikli işgücü kahvehane köşelerinde israf oluyor.Öte yandan, Türkiye'de işgücüne dahil olmayanların yüzde 51.8'ini ev kadınları oluşturuyor. Yani kadının özgürlüğünün temelini oluşturan para kazanabilme ona tanınmıyor. Eğitimli gençlerde kriz öncesi işsizlik oranı yüzde 25.6'ydı. Demek kriz eğitimlileri daha fazla sarsmış. Her üç eğitimliden biri işsiz!
Kadınlarda 25 yaş üstünde 2001 yılında 17.313 bin kişi varmış. Ama bunun yüzde 27'si iş aramış ve 25'i iş bulmuş. 2003 yılında ise işler biraz değişmiş. 18.379 bin çalışabilecek kadından yüzde 29'u iş aramış ve yüzde 27'si iş bulmuş.
Erkeklerde ise 2001 sonunda 17.204 bin kişilik işgücünün yüzde 79'u iş aramış ve yüzde 74'ü iş bulmuş. 2003 yılında ise işgücü 18.278 bine çıkmış, bunun yüzde 79'u iş aramış, ama yüzde 73'ü iş bulabilmiş. Gerisi işsizler ordusuna katılmış.
Rakamlar sevindirmiyor. Aksine üzüyor. En büyük sorun işsizlik daha da büyüyor.