Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


     Hemen üstümüzde bir dev uyanıyor. Bu dev "ayı" olarak bilinen Rusya. Açıkçası, bu ülke yeniden bir dünya gücü olarak görünüyor. Oysa bu devle Türkiye'nin ekonomik ilişkileri çok sınırlı. Rusya'nın Türkiye'de yatırımları hemen hiç yokken, Türkiye'nin ise son yıllarda birkaç yatırımı var. Ancak rakamlar gayet sınırlı.

YILİHRACATİTHALATDENGEHACİM
19924421041-5991482
19935051542-10382047
19948201046-2261866
199512382082-8443320
199614821846-3643328
19972049204814098
199813482155-8083502
19995872372-17852959
2000644388632424530
20019243436-25124360
200211633855-26925018

İki ülke arasında dış ticarete gelince. Rusya ile dış ticaretimiz 1990'lı yılların başında toplam 1.5 - 2 milyar dolarlık bir hacimdeymiş. Fakat zamanla artmış. Şu anda 5 milyar doları geçiyor. Gerçi bunda aslan payı ithalata ait. Bir zamanlar 1 milyar doları ancak bulan ithalat şimdi 4 milyar dolara yaklaşıyor.

Bavuldan kazanırken, resmiden kaybetmek
İhracatımızdaki gelişme ise sevindirmiyor. 1997 yılında 2 milyar dolara ulaşan ihracat şimdi ancak 1 milyar doları buluyor. Her çeşit tüketim malı satıyoruz. Ancak ihracatımız iki nedenle sınırlı kalıyor. Birincisi; bavul ticaretiyle yapılan ihracat, ikincisi de bavulla ihraç edilen mallardaki kalitesizliğin yarattığı kredibilite darbesi. Bu nedenle tekstil, hazır - giyim, hazır - gıda gibi sektörlerde Türkiye ihracatta zorlanıyor. Yani belki bavuldan kazanıyoruz, ama resmi ihracattan kaybediyoruz.
Rusya'dan ithalatımız temel olarak doğal kaynaklardan oluşuyor. İthalatın yüzde 69'unu mineral yakıtlar, yüzde 18'ini de diğer madenler oluşturuyor. Demek ki, Rusya'nın doğal kaynak zenginliğini ortadan çıkarsak, Türkiye'ye sattığı pek bir mal kalmayacak.
Rusya giderek büyüyen ve dışa açılan bir pazar. Üstelik coğrafi avantajımız var. Ama yine de aramızdaki ticaret sınırlı kalıyor. Mesela Türkiye'nin toplam ihracatında Rusya'nın payı yüzde 3, toplam ithalatımızda ise Rusya'nın payı yüzde 8.
Rusya ile yaptığımız bavul ticareti çok önemli. Tablodan da görüldüğü gibi, Rusya'nın bavul ticareti temel olarak Türkiye ile yapılıyor. Türkiye tek başına bu ticaretin en az dörtte birini gerçekleştiriyor. Bu nedenle burada ilerlenebilecek mesafe pek kalmamış.

YılRusya'nın bavulla ithalatıTürkiye'nin bavul ticareti% Payı
199718.35.831.7
199813.33.627.1
19998.52.225.9
200011.12.926.1
200112.13.024.8

İnisiyatif Rusya'da gözüküyor
Üstelik bu ticaret tamamıyla Rusya'nın kararlarına bağlı. Eğer 50 kilo sınırı düşürülürse bu olanak büyük ölçüde ortadan kalkabilir. Diğer bir deyimle, hop oturup hop kalkmaya devam edeceğiz galiba. Ama belirttiğimiz gibi bu gereksiz. Oradan kaybettiğimizi belki, resmi ticaretten kazanırız.
Rusya ile ticaret dengemiz bavulla yapılan dikkate alındığında denge sağlıyor. Ancak iki büyük ekonominin hem dış ticaret hacmi artmalı, hem de karşılıklı olarak yatırımları. Herhalde iki ülkenin izlediği dış politikalar ekonomik ilişkilerin de gelişmesini engelliyor. Çeçen sorunu hakkında Türkiye'nin aldığı konum, Kürt sorunu hakkında da Rusya'nın aldığı konum ilişkilerde sorun yaratıyor. Üstelik Ermenistan ve Karabağ konusunda da Türkiye Rusya ile farklı konumlarda.
Bütün bu zorluklara rağmen, iki ülkenin hem aralarındaki siyasi sorunları aşması, hem de ekonomik ilişkileri geliştirmesi gerekiyor.