Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ekonomik dengelerin ve büyük oyuncuların aksine vatandaşın döviz satmasında çeşitli nedenler bulunuyor. Birincisi, TL faizi çok yüksek ve iyi kazandırıyor. İkincisi, kur dalgalı olduğu için vatandaş getirisi belli olan varlığa yöneliyor. Ve nihayet ülkemizde birikimler genellikle döviz cinsinden olduğundan paraya ihtiyaç olduğunda döviz bozuluyor. Bu arada vergi affı için, ya da emlak vergileri için vatandaş dövizini bozduruyor.Daha önce de belirttik. Merkez Bankası eğer kurdan rahatsız ise, ki olmalı, faizi düşürmeli. Sadece döviz alım ihaleleriyle bu işi halletmesi zor görünüyor. Üstelik bu faiz enflasyonist beklentilerin de yukarıda oluşmasına neden oluyor. Döviz alım ihaleleriyle kuru tırmandırmak ise ancak normal düzeydeki bir faizle mümkün.Geçen hafta iki önemli veri açıklandı. Biri, cari işlemler dengesindeki açıktı. Geçen yıl ocak ve şubat aylarında toplam 286 milyon dolar açık veren cari işlemler bu yıl aynı dönemde 1.178 milyon dolar açık vermiş. Gerçi IMF'nin yeni formatına göre hazırlanan ödemeler dengesindeki finans hesabında, bu yıl 3.9 milyar dolarlık bir giriş öngörülüyor. Geçen yılın rakamının 26 trilyon dolar olduğu anımsanırsa bu rakam elbette büyük. Ancak bunu da doğru irdelemek gerekiyor. Ödemeler dengesindeki net hata - noksan kalemine bakıldığında geçen yıl 790 milyon dolarlık açık, bu yıl 2.2 milyar dolara fırlamış görünüyor.Rezerv hareketleri hariç bakıldığında da, genel dengenin geçen yıl 1.1 milyar dolar açık verdiği, bu yıl ise 465 milyon dolar fazla verdiği görülüyor. Buna rağmen, ilk iki ayın döviz dengeleri çok parlak sayılamaz. Çünkü gelir - gider hesabında ortaya çıkan bu açık, bankaların yurtdışından aldıkları kredilerle telafi edilmiş gözüküyor.Üstelik dün açıklanan üç aylık dış ticaret verileri daha da kaygı verici. Ocak - mart döneminde geçen yıla göre ihracat yüzde 27 artmış. Elbette bu sevindirebilir. Ancak aynı dönemde ithalatın yüzde 38 arttığı gözleniyor. Bu da endişe veriyor. Üstelik mart ayında geçen yılın aynı ayına göre artış yüzde 45 olmuş. Bu da ithalatta bir patlama yaşandığını gösteriyor. Demek ki savaşın sona ermesiyle iç tüketim yeniden toparlanınca, ithalat tam gaz uçabilir. Kaldı ki, bu ara kur mart ayındaki düzeyinden yüzde 10 daha düşük. İç talebin yanı sıra, kur da ithalatı etkileyecektir. Öte yandan, ihracatın döviz kuruna olan esnekliği nedeniyle, ihracatta bir süre sonra gevşeme başlayabilir.Vatandaş rakamları izlemek. Ancak ocak ve şubat aylarında cari işlemler rakamlarına bakıldığında, kurun düşük kaldığı aşikardır. Bu yıl ilk üç ayda dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 75 artmış. Aradaki fark tam; 1.8 milyar dolar ediyor. Yani ayda ortalama 600 milyon. 400 milyon dolar kadar da Merkez Bankası'nın göz önüne alırsak, bakalım bankaların yurtdışından aldıkları ile vatandaşın sattığı bunu karşılamaya ne kadar yetecek? hgunes@milliyet.com.tr Bir süredir vatandaş döviz satıyor, alan da olmayınca kur haliyle düşüyor. Önce kuru düşük bulan bankalar açık pozisyonlarını kapattılar. Sonra Merkez Bankası döviz alım ihalelerini başlattı. Bu arada birkaç resmi rakam açıklandı ve bu yıl ülkede döviz açığının oluşacağı ortaya çıktı. Ama sonuç değişmedi. Vatandaş hala döviz satmaya devam ediyor!!