Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Vergi hukuku dersi alanlar, ilkönce "vergiden kaçınma" ile, "vergi kaçırmanın" farkını öğrenirler. Kaçınma normal, kaçırma ise suçtur. Çünkü kaçınırken, ödenecek vergi yasal yöntemlerle düşürülür. Ancak kaçırma işlemi ise, ortaya çıkan verginin yasal olmayan yöntemlerle ödenmemesidir. Yani ortada tek fark vardır; biri kılıfına uydurulmuştur, diğeri ise değil.
İster vergileri kutsal sayarak, ister Al Capone gibi mafya liderlerini mıhlayarak, yani gözdağı vererek ödetmeye çalışın, sonuç değişmez. İnsanoğlunun içgüdüsü daha az ödemeye yatkındır. Demek ki, vergi ödenmez, alınır! Bu bir.
Ülkemizde sık sık vergilerle ilgili tartışma çıkıyor. Tartışmanın iki zıt tarafı var. Bir taraf vergilerin ağırlığını savunurken, diğeri ülkemizde yeterince vergi toplanmadığını iddia ediyor. İşin doğrusu hangisi? Vergiyi çok mu, az mı topluyoruz? Artık karar vermenin zamanı geldi.
İşadamları vergilerin ağır olduğunu söylüyorlar. Doğrusu, kurumlar vergisi ülkemizde hayli yüksek. Emeğin işverene yüklediği maliyet de ağır. KDV’ler de işin cabası oluyor. Ve hepsinden öte, ülkemizde çok sayıda vergi ödeniyor. Burada önemli olan ödenen rakam değil, elbette ayrılan zaman ve enerji. işadamı paradan değil, ödemeden bunalıyor. Demek k, vergi sayısının azaltılmasında büyük yarar var. Bu iki.
Öte yandan, bazı maliyecilere göre milli gelir içinde verginin payı hala düşük. Maliyeciler çeşitli OECD ülkeleriyle karşılaştırma yapıyor ve vergi tahsilatının ülkemizde ne denli düşük kaldığını savunuyorlar. Gerçekten de rakamlar maliyecileri destekliyor. Gelişmiş ülkelerde bazı vergi oranları bize göre daha fazla. Ama yanılmayalım; fazla olması, ağır olması anlamına gelmez!. Çünkü gelir daha fazladır. Bizde ise vergi oranları düşük kalmakla beraber, yükü çok ağır gelmektedir. Geçenlerde emlak vergilerinde bunu apaçık gördük; yeni rakamlar halka ağır geldi.
Ülkemizde kişi başına düşen gelir neredeyse 2160 dolara düşmüş durumda. Bu düzeydeki ülkelerle kaşılaştırdığımızda vergiler düşük değil aslında tam tersine yüksek bile gelebilir. Bu da üç.
Buradan şu sonuç çıkıyor. Bazı vergiler oransal olarak düşük kalırken, bazıları ağır yük getiriyor. Ve burada yeni bir düzenlemeye gerek bulunuyor. Öte yandan, sık sık vergi politikası değişimi talebi de hatalı. Çünkü bu tür söylentiler vergi ödememe alışkanlığını baltalıyor.
Maliye politikası gelişmekte olan ülkelerde sağlam, fakat zor politikadır. Ekonomik durgunluk varken, kamu maliyesinde gevşeme düşünülebilir. Ancak bu denli bir borç yükü ve bütçe açığı varken, bu göze alınamaz. Gerçi ilk gevşeme, enflasyon muhasebesiyle, bir anlamda gelecek. Ama bu bir gevşemeden çok, doğru matrah belirlemesi anlamına gelecek.
Ülkemizde vergi gelirleri milli gelir içinde yıllardır artmakta, ama yetmemektedir. Bunun nedeni ise az topladığımızdan değil, çok harcadığımızdandır. Harcamaları (özellikle faizleri düşürerek) sınırlamalı, vergileri ise artırmaktan çok, yeniden düzenlemeliyiz.