20 milyar dolarlık kredi olanağı, yahut ABD garantili borçlanma, 2 milyar dolar askeri harcamalar için olmak üzere, toplam 6 milyar dolarlık hibe, Irak petrollerinden 1 milyar dolarlık gelir, Nitelikli sanayi bölgelerinden ABDye gümrüksüz ayakkabı ve deri ihracatı olanağının tanınması. Nihayet ABDnin son ekonomik yardım teklifi Türkiyeye iletildi. Ancak Türkiyenin teklifi uygun bulmadığı, yahut da yetersiz bulduğu anlaşılıyor. ABD ise baskıyı sürdürüyor. Basında yer alan bilgilere göre ABDnin teklifi dört unsurdan oluşuyor: Malum, ilk madde kredi. Kredi miktarı iç borçlanmada önemli bir kolaylık sağlarken, diğer öneriler doğrudan gelir sağlayarak savaşın ekonomik hasarlarının telafisini amaçlıyor.Kredi miktarı büyük. Savaş uzamadığı takdirde, vadesi uzun ve faizi düşük olan bu yüklü miktar iç borç sorununu neredeyse ortadan kaldıracak boyutta. Çünkü piyasaya olan iç borç zaten 43 - 44 milyar dolar civarında. Ancak bu kredi iç borcu dış borca, daha doğrusu fiilen "ABDye borca" dönüştürüyor.Doğrudan gelir yardımları ise üç maddeden oluşuyor. Hibe olarak verilen, bir defaya mahsus kısım daha çok savaşın zararlarının telafisini amaçlıyor. Ancak bu meblağ savaşın çok kısa sürmesi halinde bile, olsa olsa turizm gelirlerindeki kaybını karşılayabilir. Yani yeterli sayılamaz. Diğer kısım ise, yapılacak askeri harcamaların finansmanını amaçlıyor.Sürekli ve doğrudan gelir sağlayan bir diğer kalem ise Irak petrolleri üzerinden. Irak şu anda yılda 20 - 25 milyar dolarlık petrol üretiyor. Bize önerdikleri 1 milyar dolarlık gelir, Irak petrolünün yüzde 4 - 5i ediyor. Oysa Irakın petrol üretimindeki ciddi sınırlamalar kalktığında, belki bu rakam toplam üretimin ancak yüzde 2si edecek. Kısacası, bu da pek abartılacak bir gelir oluşturmuyor.Ayakkabı ve deri ihracatında sağlanan kolaylığa gelince; bu tam ağza bir parmak bal çalma anlamında. Türkiyenin toplam deri ve ayakkabı ihracatı topu topu 450 milyon dolar kadar. Bu rakamın ABDye olan kısmı ise çok daha küçük. Dolayısıyla, buradan ciddi bir gelir artışı beklenmesi hiç gerçekçi değil.Türkiyenin çeşitli ekonomik kayıplarının karşılanması için ABDden daha fazla kredi ve tazminat istemesi çok doğal. Ancak bu yardımlar sadece ABDnin Iraka kuzeyden müdahale etme gereğinden kaynaklanmıyor. Bir bölge ülkesi, hatta bir Müslüman ülkeyle bu harekatın yapılmasının çok çeşitli yararları bulunuyor. ABD Müslüman olan ve bir bölge ülkesi konumundaki Türkiye ile meşruiyet arıyor.Buna rağmen, Türkiyenin pazarlık masasında iki noktaya dikkat etmesi gerekiyor; birincisi, çok zor da olsa ABDnin Türkiyesiz müdahalesi elbette mümkün. İkincisi, Türkiye zaten IMFye (yani ABDye) çok borçlu ve boynu bükük. Böylesi bir durumda, çok fazla pazarlık gücünün olacağı da sanılmamalı. hgunes@milliyet.com.tr