Öncelikle okuyucularımıza sağlık dolu ve mutlu yıllar dileriz. Umarız 2003 yılı, 2002 yılından daha umutlu bir yıl olur.
2002 yılı bizim için hüzünlü bir yıl oldu. Sıkıntılarımız oldu. Birçok yakınımızı kaybettik. Önce çok sevdiğimiz eniştemizi, Em. Kurmay Albay Cahit Tanör’ü yitirdik. Sanki ömrümüzden bir parça kopmuştu! Sonra rahmetli babamızdan yadigar Gölcük eski Belediye Başkanı Süleyman Solak’ı kaybettik. Onu da ne severdik! Geçenlerde yitirdiğimiz Kandıra eski belediye başkanlarından, CHP’nin bölge komutanı Suavi Evin’in cenazesinde Kandıra’da bir devir kapandı adeta. Gırnata ustası Mustafa Kandıralı’nın ağabeyi Şaşkın İsmail Efendi de vefat etmiş. Romandı. Rahmetli babamın da ilkokuldan sınıf arkadaşıydı. Müthiş bir virtüözdü. Küçüklüğümüz onu dinleyerek geçmişti.
Ve geçenlerde eniştemizi bizden çok özleyen büyük oğlu Prof. Bülent Tanör babasının yanına koştu. Yıl sonunda da yılların İTO Genel Sekreteri, hocamız Prof. İsmail Özaslan’ı Cenab - ı Hakk’ın rahmetine teslim ettik. İsmail Hoca ne yumuşak, ne hoşgörülü adamdı! Hepsi göçtü. Her kayıp yüreğimizde derin yaralar açtı. Her cenazede geçmiş canlandı gözlerimizde. Yaşam yolunda kat ettiğimiz mesafeyi fark ettik.
Şimdi önümüzde 2003 var. Yaşamak geleceğe bakmaktır. Geçmişi anmak yaşlanmaktır. Hele hele gelecekle ilgili hayaller bittiyse, artık sadece eceli beklemek kalmıştır.
Bu yıl bol bol hayal kurmalıyız. Yaşamın tadına varmak için. 2003 için hayallerimizde çocuklar olmalı. Aşk ve sevginin serpilmesine imkan verilmeli. Barış olmalı. Sudan nedenlerle birbirlerini kıran insanlar, sevginin cesaretini göstermeli.
Toplumlar da öyle. Geriye bakıldığında gereksiz bulunacak çatışma konuları aşılmalı. Karşılıklı yararı sağlayan umutlu yaklaşımlar üstlenilmeli. Unutulmamalı, tarih sürekli savaşanların değil, kazananların manzumesidir. Sürekli aynı konuda savaşmış ve sonuç alamamış hangi lider anılmaktadır?
Dünya da, Türkiye de zor bir yıla giriyor. Dünya ekonomik durgunluktan çıkmaya çalışırken, her şeye rağmen gelişmiş ülkelerin yüzde 2.5’u aşan bir oranda büyüyeceği sanılıyor. Ancak terörün bu yıl da gündemden düşmesi zor. Ortadoğu’nun ise bu yıl gündemin başında yer alacağı aşikar. Özellikle de Irak’la savaşın.
Doğu Avrupa ekonomisinin motoru olan Rusya giderek daha dinamik bir yapıya kavuşuyor. Ancak daha önce sürüklediği diğer Doğu Avrupa ülkeleri gelecekte AB’ye tam üye olacağından, yani kıbleleri değiştiğinden, Rusya bu yörünge ülkelerle değil, artık kendiliğinden güçlenecek.
İngiltere’ye gelince... Çağdaş sosyal demokrasinin yeni bir efsanesini yaratan Tony Blair bu yıl artık Avrupa’daki yoldaşlarına örnek olabilmeli. İngiliz ekonomisi hızlı büyümeyi sağlarken, adaleti de sağlıyor.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da nüfus artışı yavaşlayacak. Dünya ekonomisi ise büyüyecek. Yani kişi başına düşen gelir artacak. Ancak ne fukaralık, ne de gelir adaletsizliği azalmayacak.
Bize gelince. Bir yandan bir türlü elde edemediğimiz ekonomik istikrar, diğer yardan yılların yumaklaştırdığı dış sorunlar ülkeyi adeta bir cenderede sıkıştırıyor.
Bütün bunlara 2003’te çözüm gelmesi zor. Ama biz yine de umutluyuz. Üstelik hayallerimiz de var.