Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Günlerdir basında Uzanlar'ın yolsuzlukları yazılıyor. Önce Uzanlar'ın sahibi oldukları ÇEAŞ ve Kepez Elektrik tesislerine el konuldu. Sonra İmar Bankası'na. Böylece büyük bir operasyon da başlatıldı.
İşin ilginç tarafı ÇEAŞ ve Kepez Elektrik'e ilk el konulduğunda, bu siyasal bir tasarruf sanıldı. "Genç Parti'nin yükselişi karşısında iktidar öç alıyor" denildi. Hatta kamu görevlilerinden bile bu yönde açıklamalar geldi. Oysa şimdi anlaşılıyor ki, devlet belki de dünyanın en büyük dolandırıcılık olgusuyla karşı karşıya. Uzanlar'ın sahibi olduğu İmar Bankası halktan para toplarken resmi kayıtlara geçmemiş. Dünya bankacılık tarihinde nadiren karşılaşılan bu durum, bankada genel bir uygulama olmuş!!. Ve miktarı da milyarlarca doları! İnanılmaz!
Böylece, ekonomide kayıt - dışı mevduat olanağı yaratılmış. Yani ülkemizde 100 milyar dolar civarında sandığımız toplam mevduat aslında çok daha fazlaymış. Resmi verilerin dışında önemli bir para miktarı İmar Bankası aracılığıyla halktan toplanmış ve bir başka kasaya aktarılmış!
İkincisi, Merkez Bankası toplaması gereken munzam karşılıkları toplayamamış. Hatta Maliye de tahsil etmesi gereken mevduat vergilerini (stopajlarını) elde edememiş. Keza Mevduat Sigortası Fonu bu tür mevduatlardan sigorta bedellerini kesememiş. Sonuçta, enflasyon kontrolünde bir para kontrol mekanizması olan karşılıklar yetersiz kalmış. Böylece mevduat sahibine yüksek faiz ödemek de mümkün olmuş.
Kamu gelirlerine verilen darbe ise işin cabası. Yüz milyonlarca dolar düzeyindeki vergi geliri Uzanlar'ın cebine akmış. Diyelim ki, kayıtsız DTH 2 milyar dolar ve kayıtsız TL mevduat da 3 katrilyon olsun. Döviz mevduatı üzerindeki stopajların, faizin hemen hemen beşte biri olduğunu biliyoruz. 2 milyar dolardan 100 milyon dolar brüt faiz ödeneceğine göre, stopaj takriben 20 milyon dolar olacaktır. Bu ödenmemiş!
TL mevduat olan 3 katrilyonun da ortalama faizinin yüzde 40, stopajının da (ağırlıklı ortalama) yüzde 16 olduğunu varsayarsak, 192 trilyonluk stopaj kaybı söz konusu. Yani 140 milyon dolara yakın bir para devletten kaçırılmış. Henüz kayıt - dışı mevduatın kesin rakamı açıklanmadı. Kaçırılan vergi belki daha fazla, belki daha az. Ama olayın üçüncü boyutu bu vergi kaçağı.
Siyaset, finans ve medya üçgeninde bu denli yoğun bir hukuksuzluk ilişkisini ne anlamak, ne de kabullenmek mümkün. Nasıl oldu da bu olgu denetlenmedi? Demek ki, geçen yıl bankaların sermayeleri denetlenirken İmar Bankası bilançosunu küçük göstererek yeterliliği sağlamış. Bu da önemli bir denetim eksikliği veya hatası.
Vatandaş olarak, bu ülkede yolsuzluklara, adaletsizliklere karşı haykıran bir ses arıyoruz. Çünkü bütün bu yolsuzluklar yoksul Türk halkının sırtına biniyor. Aslan sosyal demokratlar, kokuşmuş bu düzene ne zaman karşı çıkacaksınız?!!