Huzurla çalışabilmek

24 Mayıs 2016

Sigaradan keyif alan bir insa,n bıraktığında yemeye daha eğilimli olur genellikle. Çünkü enerjinin doğal yasası gereği sürekli bir sarkaç gibi eğilimlerimiz, zevklerimiz hareket eder. Zevk olarak adlandırdığımız unsurlar ise daha çok gerginliğimizi rahatlatmak amaçlıdır. Enerji toplanır, birikir; gerginleşir, ağırlaşırız ve bunu serbest bırakmak isteriz. Zevk, keyif ve eğlence amaçlı pek çok yöntem bir rahatlama sağlar. Ama sonra gerginlik tekrar birikir.

Aşksız cinsellik

Zevk bir başka bir unsura bağlıdır, huzur ise aslında insanın doğasıdır. Koşulsuz, karşılıksız sevgiden doğar, coşkulu olmak ve dolu dolu yaşamaktır. Cinselliği örnekleyelim. Yalnızca cinsel amaçlı bir ilişki 2 kişiyi kısa bir süre ve yüzeysel olarak birleştirebilir. Ama yaşanan aşk olduğunda bu durum insanı göklere uçurur, oralarda cinsellik neredeyse bir ayrıntı haline gelir.

Kimseyle kıyaslamadan

İşimizde de huzura odaklanarak rekabeti değil yardımlaşmayı ve evet demeyi getirerek huzura kavuşabiliriz. Bu durum bize kendimizi kimseyle kıyaslamadan yaratıcı olmayı, işimizi ve müşterilerimizi sevmeyi kazandırır. Hırs, öfke, aç gözlülük, kıskançlık ve paragözlük işteki huzurumuzu bozar.

Doğal akış içinde

Aslında bu

Yazının Devamı

Başkaları size nasıl "değer" verecek?

9 Nisan 2016

Mutlu olmak için sevilmek, kabul edilmek, arkadaşlara sahip olmak, bir gruba ait olmak gibi kıstaslar geneldir. Fakat bunların içinde "diğerlerinin gözünde değerli olmak" bir çok insanın en önemli kıstası! Farkında mısınız? İnsanlar kendilerine değer biçme ölçülerini başkalarına bakarak belirliyor! Çevresindeki insanların özelliklerine göre kendini bir yere koyuyor. "O'dan daha iyi durumdayım" diyor örneğin. İnsan, kendine değer verilmesini önemser. İyi şeylere layık olduğunu düşünür. Zihninde bir değer cetveli oluşturur. "O bana ne yaptı", "Ben ona ne yaptım?", "Bana değer veriyor ki şu şekilde davranıyor" şeklinde dayanaklar oluşturur. Peki o "değeri" kim ya da kimler oluşturuyor. Sizi takdir eden sistem nedir? Hiç düşündünüz mü?

Sesizce yapılmış ayar

Bunların hepsine çizgi çekip, "değer sisteminizi" oluşturmanıza dair bazı formüller paylaşacağım bu kez. Kendinizin çevrede nasıl algılandığınıza dair bir "hesap kitap" içinde olmanız sizi mutsuz eder. Öncelikle bunun altını çizelim. Mutluluğunuzu, başkalarının size ne ölçüde değer verdiğine göre biçimlemenizin sonu hüsrandır. Yeni biriyle tanışınca sessiz bir diyalog başlar. Ne iş yaptığı, eğitimi, sosyal sınıfı, karakter

Yazının Devamı

İş'te mükemmel olmanın yolları

29 Mart 2016

Bir insan sabahları nasıl huzurla uyanır? Bunun çok yanıtı var, fakat en önemlisi şu: Mükemmel olmayı ilke edinmiş bir insan huzurla güne başlar. Bir yaşam tarzı ve varoluş biçimidir "mükemmel" olmak! Hemen bunun çok zor olduğunu düşünmeyin! Çok çaba gerektireceği gibi bir algı oluşturmayın. Aynaya bakıp kendinize sordunuz mu nasıl mükemmel olabileceğinizi? Aklınıza bunun imkansız olduğunu sakın getirmeyin. Çünkü bu yazıda bunu ipuçlarını görüp, ne kadar mümkün olduğunu anlayacaksınız.

Başarıdan daha önemli

Evet, öncelikle emek gerektirir. Sıradan insanlardan farklı bir cesarete, özgüvene sahip olmanızı ister mükemmellik öncelikle. Diğer insanlardan daha fazla risk aldığınızda, onlardan daha fazla inandığınızda, daha güçlü hayal ettiğinizde hayata ayrıntıların gözünden bakarsınız. Çünkü mükemmellik ayrıntıda, hem de küçücük ayrıntılarda gizlidir. Başarıdan da daha önemlidir. Çünkü başarı yerine, mükemmelliğe ulaşmak için çabaladığınızda zaten başarı gelir! .

Küçük şeyler

İş yaşamında kusursuzluğu yakalamada "küçük şeyler" çok önemlidir dedim. Örneğin, tuvaletlerin önemini hiç düşündünüz mü? Hani eski bir laf vardır, bir işletmenin özeni tuvaletlerden belli olur diye, neden sizce?

Yazının Devamı

Sevgi iksiri

18 Mart 2016

Dokunduğu yeri canlandıran, güzelleştiren, hayat veren bir iksirdir sevgi. Her çağda, her yaşta, her ortamda ve her çeşidiyle önemi asla tartışılmayacak bir duygu yoğunluğudur. Işığı, gülümsemesi, olumlu yansımalarıyla yayılan ve paylaşılabilen bir ruh halidir. Bir başka bakış acısıyla sevgi bir tür sanattır. Başta kendimizi ve tüm canlıları sevebilme sanatıdır. Daima iyimser, hoşgörülü, sağduyulu ve yaratıcı olmaya yönlendirir. Esprili, tatlı, şirin, yaramaz ve neşelidir. Yapılan her şeyin tadını en iyi şekilde almayı sağlar. Kendine güvenen, kendini ifade edebilen, sosyal ilişkiler kurabilen bir insan, ancak sevgiyle büyüyen çocuklar arasından çıkar. Sevildiğini bilen bir çocuk sorunlarını daha kolay çözer. Sevgisiz büyüyen çocuklar ise daha saldırgan olabilirler.

Onu verene geri gelir

Sevgiyi gizlemek, yansıtmamak sağlıklı iletişimi, içtenliği, yakınlaşmayı, güveni engeller ve sonuç yalnızlık olur. Sevgiyi göstermek ruhen rahatlamayı; zorlukları, problemleri aşmayı kolaylaştırır. Virüs gibidir sevgi hemen yayılır. Sevgi beş duyuyla hissedilir. Tat alabilir, dokunabilir, duyar, koklar.Sevgiyi bir sihirli anahtar olarak görebilenlere tüm kapılar açılır. Onların hayatında her şey

Yazının Devamı

Bugün bir kadınım!

8 Mart 2016

Evet, bugün ben de bir kadınım. Çünkü beni bir kadın doğurdu ve yetiştirdi, ilk kadınım canım annemdi. Dolayısıyla benim de içimde bir kadın var. Şu anda kimliğim bir erkek olabilir, ama bence bir kadın gibi düşünebilirim. Eğer gerçekten bir kadın olsaydım, işte bunları düşünürdüm, buyurun okuyun; dünya kadınlar gününüz kutlu ve de huzurlu olsun.

Ben bir kadınım, evrendeki pek çok şey gibi gizemliyim, en önemlisi de karşılıksız sevme gücüne sahibim. Sevmek ve sevilmek için varım, doğuştan edilgenim çünkü bir anneyim, hem erkeği hem de kadını doğurur, hayat veririm. Kendimi yeri doldurulamaz bu muhteşem duyguyla tamamlarım.

İçimdeki sevgi

9 ay ve sonrasında 2 yıl hassas ve korunmasız olurum. Bu zayıf noktam nedeniyle çok fazla istismar edildim, doğal akışım bozuldu, bazen köle ve ikinci sınıf vatandaş oldum, cinsel olarak nesneleştirildim, hor görüldüm, geçmiş çağlarda bilgeliği ararken cadı ilan edildim, diri diri yakıldım. Oysa ben özümde böyle değildim, potansiyelimi arıyor ve onu geliştirmeye çalışıyordum. Çünkü içimdeki sevgi; maddi ve fiziksel değil manevi ve duygusal. Bu yüzden tek bir sevgiyle doyarım, tek eşli olmayı yeğlerim. Aşık olurum, çünkü görünüşe bakmam, kalbime

Yazının Devamı

Yemek bir aşkı nasıl kurtarır?

25 Şubat 2016

Bence yemekle aşk arasında çok sıkı, gizemli ve eşsiz bir bağ var. İyi yemek yapan bir kadın müthiş bir enerji yayar, erkeğe annesini hatırlatır. Manzara her ne kadar romantik bir çifte uygun gibi görünse de, çocuklu ailelerde de aynı durum geçerlidir. İşin içerisine çocuklar da katılır. Sofranın hazırlığına yardım ederler, angarya işler ne kadar söylenseler de çocuklara yaptırılır. Bence çocuklara verilen işin türüne bakmadan onlara iş yapmayı öğretmenin müthiş bir fırsatıdır bu durum. Böylece çocuklar olgunlaşır, zamanla iç disiplinleri gelişir. Ailenin bir araya geldiği, sohbetlerin yapıldığı müthiş bir ortamdır sofra. Sofra adabı çocuklara verilirken, aynı zamanda güzel ve doğru yaşamanın adabı da verilmiş olur. Yemek bitince hemen kalkılmaz, paylaşımın en güzel ortamı olan sofrada sohbet devam eder,şakalaşmalar, gülüşmeler devam eder, varsa özellikle de kaygılar paylaşılır. İşte ben bu yüzden, hem ilişkiyi hem de aile ortamını inanılmaz beslediği ve geliştirdiği için yemeğe çok (aşırı :)) önem veriyorum.

Dışarıda yemek yeme merakı

Günümüz modern kadınlarının da bu kadar fazla dışarıda yemek yeme merakını anlayamıyorum. Erkeklerin mutfağa girmemesini de anlayamıyorum. Tabii ki

Yazının Devamı