Yazarlar İşveren kaçak işçide ısrarlı

İşveren kaçak işçide ısrarlı

22.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

İşveren kaçak işçide ısrarlı

İşveren kaçak işçide ısrarlı


Atilla ÖZSEVER

29 Temmuz 1998 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan vergi yasası, işçilerini kayıt dışı olarak çalıştıran işverenlere bu işçilerin sendikalı ve sigortalı olması koşuluyla bazı kolaylıklar getiriyor.
4369 sayılı yasanın geçici 5. maddesine göre, bir işyerinde kayıt dışı çalışan işçilerin kayda alınması ve sendikalı olması halinde işçilerin kayda alındıkları tarihten itibaren 36 ay süreyle tahakkuk eden vergileri, 2 yıl erteleniyor. Yani işveren, işçinin ücretinden kestiği vergiyi iki yıl süreyle ödemeyip kullanabilecek.
Bu işçilerin SSK priminin işveren hissesinin yarısı da bir yıl süreyle Hazine tarafından karşılanacak. Yine aynı maddeye göre, işverenler zorunlu tasarruf kesintilerini üç yıl süreyle kesmeyecekler, ayrıca işverenlere getirilen benzeri tüm yükümlülükler de üç yıl süreyle uygulanmayacak. Yasa, bu hükümden yararlanmak isteyen işverenlere kanunun yayımı tarihinden itibaren 5 aylık bir süre, yani 29 Aralık 1998 tarihine kadar bir süre tanıyordu.
SSK Genel Müdürlüğü'nden edindiğimiz bilgilere göre, 1998'in Ağustos ayında 346, Eylül'de 7 bin 956, Ekim ayında da 7 bin 271 işçi için başvuru olmuş. Yasanın uygulandığı ilk üç aydaki toplam başvuru sayısı 15 bin 573. Kasım ve Aralık aylarına ilişkin dökümler henüz SSK Genel Müdürlüğü'ne intikal etmedi. 15 bin kişi de o iki ayda başvursa, 30 bin kişi yasadan yararlanmış olacak.
Bu durum, yaklaşık 5 milyon kaçak işçinin çalıştırıldığı ülkemizde işverenlerin yasanın getirdiği vergi, sigorta, zorunlu tasarruf gibi kolaylıklara pek itibar etmediğini, kaçak işçi çalıştırmanın kendileri açısından daha avantajlı olduğunu gösteriyor.
Türk - İş Eğitim Sekreteri Salih Kılıç, yasanın çıkma aşamasından itibaren işverenlerin böyle bir uygulamaya inanmadığını belirterek "SSK ve Maliye'nin çıkardığı genelgeler de uygulamayı sağlam bir zemine oturmadı" dedi.

Memur eylemine 12 milyar ceza

Köprüde iş yavaşlatma eylemi nedeniyle gişe memurlarına 12 milyar lira ceza isteniyor
6 Mart 1998 tarihinde "sahte sendika" yasasını protesto amacıyla Boğaziçi Köprüsü'nde dört saatlik iş yavaşlatma eylemi yapan gişe memurları, 12 milyar lira para cezasıyla yargılanacak.
Karayolları Genel Müdürlüğü, eylem nedeniyle Boğaziçi Köprüsü'nden geçen araçların ücret ödemediğini ve idarenin 12 milyar 489 milyon 417 lira zarara uğradığını iddia ederek dava açtı. Enerji - Yapı Yol Sen üyesi 81 memur, 25 Şubat, 2 ve 10 Mart tarihlerinde Üsküdar 2. ve 3. Asliye Hukuk Mahkemelerinde yargılanacak.
Sendikadan yapılan açıklamada, gişe memurlarının köprüde 8 saat egzos gazı soluduğu, bu yüzden kurşun ve karbonmonoksit zehirlenmesine uğradığı, idarenin bu yönde bir önlem almadığı belirtildi. Açıklamada, "Bizler problemlerimizin çözümü için örgütlü mücadeleyi seçtik ve yıllar önce sendikalaştık, taleplerimizi yetkililere sürekli aktardık ama hiçbir problemimiz çözülmedi. Bizler de buna karşılık 6 Mart 1998 tarihinde dört saat süreyle gişeleri boşalttık, bunun doğal sonucu araçlar ücretsiz geçiş yaptı" denildi. Gişe memurlarının maaşı, 95 ile 100 milyon lira arasında değişiyor.
Enerji - Yapı Yol Sen, 25 Şubat günü yapılacak duruşmaya üyeleriyle birlikte kitlesel olarak katılacaklarını açıkladı. 23 - 24 Şubat 1999 tarihlerinde de köprülerde iş yavaşlatma eylemi yapılacak, sürücülere eylemin nedenini anlatan bildiriler dağıtılacak. Sendikanın diğer talepleri ise şöyle:
* Gişelerde çalışma süresi günde dört saati aşmamalı, ihtiyacı karşılayacak sayıda personel alınmalı,
* Kurşun ve karbonmonoksit zehirlenmesi, hepatit gibi bulaşıcı hastalıklara karşı düzenli muayene yapılmalı, işyerinde doktor bulunmalı,
* Gişe kabinlerinde yoğun gaz kirliliğini temizleyecek donanım sağlanmalı,
* Gürültüden etkilenmeyi azaltacak önlemler alınmalı,
* Kadın memurlar doğum öncesi ve sonrasında belirli bir süre gişe dışında çalıştırılmalı,
* Avrupa'daki gibi gişe memurlarına erken emeklilik olanağı verilmeli.

Almanya'da anlaşma

ALMAN metal sektöründe haftalarca süren toplu sözleşme uyuşmazlığı anlaşmayla sonuçlandı. Böblingen kentinde yapılan 30 saati aşkın görüşmelerden sonra taraflar yüzde 3.2 zamda anlaştı. IG Metall Sendikası, yüzde 6.5 ücret artışı isterken işveren kesimi yüzde 2.3'te direniyordu. SPD (Sosyal Demokrat Parti) eski genel başkanlarından Hans Jochen Vogel'in arabulucuk yaptığı görüşmeler sırasında gerek işverenlerin gerekse işçi temsilcilerinin son ana kadar taleplerinden ödün vermemesi yüzünden kritik anlar yaşandı.
Almanya'daki toplu sözleşmelerde ilk uzlaşmalar belli bir bölgede yapılıp daha sonra diğer eyaletler tarafından da benimseniyor. Böblingen'de varılan anlaşmada Baden Württemberg eyaletinde çalışan 840 bin metal işçisi için yapıldı. İşçi sendikalarından bazı yöneticilerin Böblingen uzlaşmasının diğer eyaletlerde aynen kabul edilmeyeceği yolunda endişelerini dile getirmelerine rağmen bu anlaşmanın pilot özelliğini koruyacağı ve 3,5 milyon metal işçisi için benimseneceği bildirildi.
Böblingen'e varılan uzlaşmaya göre metal işçileri 1 Mart 1999'dan itibaren yüzde 3,2 zam alacaklar. İşverenler temel maaşın yüzde 1'i oranında bir defalık ödeme ile ocak ve şubat ayları için de 350 mark verecek. Anlaşma 14 ay için geçerli olacak.
30 saatlik maraton sonunda varılan anlaşma hem arabulucu Hans Jochen Vogel, hem de sendika temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılandı. Daha önce yüzde 2,3'lük zamdan yukarı çıkmayacaklarını söylemelerine rağmen geri atmak zorunda kalan işverenler ise uzlaşmanın işyeri kaybına yolaçacağını ileri sürdüler.
Görüşmelerin bitiminden sonra bir açıklama yapan Vogel, "Hayatımın en zor hakemliklerinden birini yaptım. Ancak sonuç yorgunluğuma değdi" dedi. İşçi sendikaları adına görüşmelere katılan Güneydoğu IG Metall başkanı Berthold Huber ise "Toplam olarak bakılırsa zam oranını yüzde 4'ün üzerine çıkardık. Bizim için tek olumsuz taraf süresinin 14 ay olması" şeklinde konuştu.

"Sendikalı olma şartı yanlış"

TİSK Başkanı Refik Baydur, kayıt dışı çalıştırılan işçilerin sendikalı ve sigortalı olması koşuluyla işverenlere kolaylık getiren vergi yasasını eleştirdi. Refik Baydur, sendikalı olma koşulunun kayıt dışı işçilerin kayda alınmasını sınırladığını iddia etti. Baydur, şunları söyledi:
"Vergi yasasının içine böyle bir maddenin sokulması yasa tekniği açısından da hatalı. Amaç, sendikalı olmayı takviye etmek. Biz işçilerin kendi arzusuyla sendikaya girmesini benimsiyoruz. Yasa zoruyla sendikalaşma olmaz. Aslında bu madde Anayasa Mahkemesi'ne götürülse iptal edilirdi. Ama bu yolu denemedik. Küçük işverenler, sendikalaşmadan endişe duyduğu için bu maddeyi işletmediler. Büyük işverenler de yarar görmedi. Sendikalı olma şartına bağlanmadan işverene istihdam kolaylığı sağlayan bir yasa yararlı olabilir. Devlet, işverene istihdam için avantaj sağlamalı, yoksa polisiye tedbirlerle sigortalı ve sendikalı olunmaz. Vergi ile ilgili olmadığı halde bu yasaya öyle bir madde koymak, işverenler için de utandırıcı bir durum sayılır."

Taş plaktan CD'ye

İŞ Bankası, "Geçmişten Günümüze Türk Müziği - Alafranga" adı altında Türk Musikisi'nin unutulmaz eserlerini taş plaktan CD'ye taşıdı. Dijital teknoloji ile temizlenerek CD'lere aktarılan bu taş plaklarda, Seyyan Hanım, Şevkiye May, Peruz Hanım, Hazım Körmükçü, Muammer Karaca gibi sanatçılarımızın eserleri yer alıyor. Üç kitapçık ve CD halinde sunulan eserlerde, operetler, tango ve kantolar da var...

İtalya'da grev

ALMAN metal sektöründe işçi işveren arasında uzlaşma sağlanırken İtalya'da aynı sektörde uyuşmazlık çıktı. İtalyan metal işçileri, geçen hafta Milan'da toplu sözleşme görüşmlerinin uzamasını protesto etti. Metal işçileri, ülke çapında dört saatlik uyarı grevi yaparak toplu sözleşmelerin bir an önce sendikanın talepleri doğrultusunda yenilenmesini istediler.

Sabah türküsü

Bir deniz üstündeyim,
ne ucu var ne bucağı.
Bir rüzgar önündeyim, gel keyfim gel.
Bir sevda içindeyim, başım dumanlı.

Ağzımda bal gibi tatlı bir türkü,
bir iner bir çıkarım şu yokuşu,
kazanırım çocuklarıma ekmek parası.

Ben deniz üstünde, rüzgar önünde.
Ben sevda içinde, tatlı türküde.
İnişte yokuşta, ekmek parasında.
.....
A. KADİR
(Umut Şiirleri / Adam Yayınları)