Yazarlar Kalbim Güneydoğu’da kaldı

Kalbim Güneydoğu’da kaldı

18.08.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kalbim Güneydoğu’da kaldı

Kalbim Güneydoğu’da kaldı


Milliyet TIR’ı Kilis’e doğru yol alırken, İstanbul’a dönüş yapmak o kadar kolay değil; yüreğine uçuş kartı alamıyorsun, onun yolculuğu sürüyor...
Batman’da kadın intiharlarına takıldım kaldım. Batman - Siirt Muhasebeci Mali Müşavirler Bölge Odası, "Güneydoğu’da iç Göç ve Sonrasında Kadın intiharları" raporu hazırlamış. İlde sürdürülen çalışmalarla kadın intiharları son üç yılda 33 kişiden, 18’e kadar gerilemiş ancak intihar nedenleri tam olarak ortadan kaldırılmış mı? Bunu anlayabilmek için nedenleri ve intihar edenlerin sosyolojik - ekonomik - psikolojik eğilimlerini ortaya koyan araştırma sonuçlarına bakıyorum.

Neye son veriliyor?
Batman’da örnekleme yöntemi ile yapılan anketten şu veriler ortaya çıkmış: Ara sıra intiharı düşünenlerde yüzde 58.8’i 6 - 10 yıldır Batman’da yaşayanlar, sık sık düşünenlerin yüzde 40’ı ise 1 - 5 yıldır Batman’da yaşıyor.
Batman’nın nüfusunun 1985 sayımlarında 146 bin olurken, 2000’lerde 600 bine ulaştığı biliniyor. Sosyologlar bu verilerden yola çıkarak, Batman’daki kadın intiharlarını "hızlı göçe" bağlıyorlar.
Anadolu’nun birçok ilinde aynı tablo karşımıza çıkıyor ama özellikle de kadın intiharlarında patlama yaşanmıyor. Karamsarlık ve psikolojik etkilerin ağır bastığı intihar eğiliminde, Batman’a daha yakın bir bakış sağlanması gerekirdi diye düşünüyorum, öncelikle neden kadın intiharları sorusuna...
Bu bölgede yaşayan erkeklerin sorunlarının kadınların yaşadıklarından daha az olmadığı ortada. Terör, işsizlik, aile reisliğinin sorumluluğu v.s... Eğer Batman’daki intiharlar, "kadın olma halinin" bir bedeliyse, erkekler bu durumdan bi haber değiller kuşkusuz...
Şanlıurfa’ya gelelim. Sıcak, çok sıcak bir günde Milliyet TIR’ına kenetlenecek kadar ilgi taşıyordu sokaklardan... Öğrenciler, gençler, işsizler ve partililer "mesaj" yarışına girmişlerdi adeta.
Tepki, karın tokluğuna kapısında yattıkları ağaların, istihdama değil, zevk - ü sefaya harcadıkları paralara. GAP gelmiş, para gelmemiş. GAP’la beslenemeyen Urfa’nın umudu turizme yönelmiş.
Emniyet Müdürü Kutlay Çelik değişimi zorlayanlardan. Çelik’in yaptıklarını dinleyince karar veremiyorsunuz; vali mi, belediye başkanı mı, turizm il müdürü mü, eğitim müdürü mü?
Anadolu’da roller değişiyor, yetki yapabildiklerin kadar genişleyebiliyor. Urfa’ya turizm akını var. Yurtiçinden ve dışından gelenlerin yüzde 95’i kadınlar. Çelik, turistik yatak kapasitesinin azlığını görüp, burada eve pansiyonculuğunu başlatacağını söylüyor. Tarihi Urfa evlerinden birine destek vererek ilk adımı atacak. Daha önceki yazımda söz etmiştim, Turizm Gönüllüleri adıyla eğittikleri sokak çocuklarından "rehber timi" kurmuş. Çocukların dişi fırçalanıyor, üstleri temizleniyor, okullara kaydettiriliyor, kumar - zararlı madde bağımlısı olmalarının önüne geçiliyor.

Sokakta ise 10 bin çocuk yardım eli bekliyor.
Urfa’da Emniyet’in gözetimindeki bu çocuklar, İstanbul’da modacı Faruk Saraç’ın bir defilesine çıkacaklar ve İngilizce tiyatro oyunu sergileyecekler.
Urfa gibi tarımın beslediği yerde yeşil kart sahibi sayısı, kent nüfusuna eşit, yani 400 binin üzerinde. Yoksulluk belgesi alanların sayısı ise 100 bine yaklaşıyor.
Bu topraklarda içinizi isotun açısı değil, feodaliteyi aşamadan yaşama hakkını bile elinde tutmakta güçlük çekenler yakıyor.