24.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
Zülfü Livaneli
BİLİNDİĞİ gibi birisine "bey" diye hitap etmek bir saygı ifadesidir.
Eski bir gelenektir bu.
Uluğ Bey, Osman Bey, Orhan Bey gibi büyükleri çağrıştırır.
Ayrıca konuştuğunuz kişiye sorduğunuz soruları "efendim" diyerek bitirirseniz, bu saygı ifadesi katmerlenir.
"..... bey, bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz efendim?" diye bir cümle kurarsanız, karşınızdaki insana derin bir hürmet sergilemiş olursunuz.
Bunun tam tersi, karşınızdaki insan yaşını başını almış olsa bile ön adıyla hitap etmektir.
Orta yol ise adını ve soyadını birlikte söylemektir.
* * *
BU bağlamda, Türkiye'de kimlere "bey" diye hitap edildiğine bir bakalım.
Politikacıların hepsi ya "sayın" diye anılırlar, ya da "bey" diye.
Şairin "Ormanda büyümüş adam azgını/ Meclise gelir de erkan beğenmez!" diye nitelediği bir herif - i naşerif bile bu saygı ifadesinden payını alır.
* * *
BİR de mafya babaları saygıyla anılır bizde.
Bu kişilerden söz edilirken mutlaka bey denilir.
Son günlerde televizyon ekranlarında rastladığımız gibi "Alaattin Bey, Kürşat Bey, Sedat Bey" diye anılırlar.
Onlarla telefonda konuşan televizyoncu mutlaka "Sayın ....." der, "siz" diye hitap eder ve sorusunu, terbiyelice, efendim diyerek bitirir.
Bileklerindeki kelepçeyle polis otosuna bindirilen bir babaya yaklaşan gazeteciler, "Bu konuda bir açıklamanız olacak mı efendim?" diye konuşurlar.
Cumhurbaşkanı'na hitap şekilleri de aynıdır.
* * *
BUNA karşılık "bey", "efendim" gibi saygı ifadelerine layık görülmeyen insanlar da vardır.
Bunlar genellikle düşüncelerinden dolayı başı derde girmiş bilim adamı, yazar, sanatçı avukat, doktor gibi kişilerdir.
Mesela kimse mahkeme kapısındaki Eşber Yağmurdereli'ye "Eşber Bey, ne diyorsunuz efendim?" diye soru yöneltmez.
Ragıp Duran'dan "Sayın Duran" ya da "Ragıp Bey" diye söz edilmez.
Çünkü bunlar birikimli, yabancı diller bilen, düşünme kapasitesi olan gelişmiş şahsiyetlerdir ve baba olarak milletin anasına ilişmemişlerdir.
Ki böyleleri Türk milletine katiyen yaramaz!
Zaten basında çıkan yazıları tarayın.
Bakın, kime saygı gösteriliyor, kime hakaret ediliyor.
İddia ediyorum: Adı cinayete karışan hiç kimse, köşe yazarları tarafından, düşünce suçundan yargılananlar kadar ağır hakaretlere maruz kalmamıştır.
Eeee korku dağları bekler!
Yazarın, çizerin, avukatın, düşünürün topu tüfeği yok ki kendini saydırsın.
* * *
NEYSE...
Biz bu yazıyı büyük Yunus Emre ile bitirelim.
Gitti beyler mürveti / Binmişler birer ata / Yediği insan eti / İçtiği kan olmuştur.
Yazara E-Posta: livaneli@milliyet.com.tr