Bir kadınla konuştum geçen hafta. Mesleği, fahişelik. Türk Dil Kurumu sözlüğü bu kavramı, "Erkeklerin cinsel zevklerine para karşılığı hizmet eden ve bu işi meslek olarak yapan" diye açıklıyor. İkinci anlamı da "Kolay elde edilen düşük ahlaklı kadın." Hani erkek dilinde en aşağılayıcı küfür anlamında kullanılan anne cinsinin adı.
Konuştuğum kadın hiç de kötü bir kadına benzemiyordu oysa. Çocuğu yoktu, olsaydı da eminim annesiyle ilgili bir rahatsızlık duymazdı. Hanım hanımcık koltuğa ilişen kadıncağız 13'ünde ayrılmış evinden. Yirmi beş sene boyunca, genelevlerde aralıklarla sürdürmüş mesleğini. İlk mesleğe ara verişi, (kendi deyişiyle "oturması") parasızlık nedeniyle geri dönmesi ile sonuçlanmış, ama sonrasında bir ev alacak ve bankaya üç beş lira atacak kadar akıllandığından, bu kez dönmeyecekmiş "ev"e.
Aslında anlatmak istediğim bu hanımın yaşam öyküsü değil. Derdim, o.... olmak bağlamında, kadınlara bakış açısını sorgulamak.
"O...." olmak kötü mü de, her hoşumuza gitmeyen kadına bu tanımlamayı yakıştırıyoruz? Eğer kötüyse, neden "kadının makbulü sokakta hanımefendi, yatakta o.... olandır" deniliyor? Ben anlamadım bu işi. Hem madem bu meslek ve mesleği yapanlar tu kaka, kötü, neden birçok erkek ilk deneyimlerini ya da sonrasındaki tercihlerini
o....'lardan yana kullanıyor?
Kadınlar, trajik öyküler neticesinde ya da tamamen bilinçle seçebilirler bu mesleği. Tıpkı şarkıcılığı, doktorluğu, ev kadınlığını, ticareti seçmeleri gibi. Önemli olan fahişelikte ya da diğer işlerde, kişinin mesleği istemeden ya da bilinçsizce seçmesinin ve sonrasında yaşayacağı mutsuzlukların önüne geçmektir bana göre. Yani ne acıma, ne taşlama, ne de aldırmaz tutuma girmeden bu mesleğe ve erbabına, bakabilmeliyiz diye düşünüyorum. İkinci olarak, bu hanımları ziyaret eden beylerin etkilenmelerini dikkate almalıyız (Maalesef bir geneleve gidip, inceleyip, çalışanlarla sohbet edemedim bugüne dek. Yakın bir gelecekteki yapmayı planladığım projelerimden biri bu olmakla birlikte, şu anda ancak duyduklarıma ve okuduklarıma bağlı olarak
bilgi aktaracağım sizlere). Birçok hanım belli bir yerde toplanıyor, müşteri beğendiği hanımla beraber olmak için bir yere götürülüyormuş. Anladığım kadarıyla çok kısa bir sürede, hizmet ilişkisi gerçekleşiyor ve erkek çıkıyormuş dışarıya. İşte bu çok kısa olan süre içerisinde istediği sonucu elde edemeyen, (erkek dilinde) "başarı" gösteremeyen erkeklerde sorun bana göre, çünkü hem çoğunun cinselliğe bakış açıları kötüleşiyor hem de kendilerine yönelik güvenleri sarsılıyor. Belki de
o.... kavramını en çok, bu etkilenmelere maruz kalanlar kullanıyor ne dersiniz? Tabii bu sadece bir sav ve kesinlikle incelenmesi lazım.
Gelelim üçüncü noktaya. Neden hep küfürlerimiz "kadına" yönelik. Fark etmişsinizdir, bir erkeğe küfrederken bile, annesine ya da kadınlaştırıp aşağılamaya yönelik sözcükler kullanıyoruz. Zaten çoğu da cinsel nitelikli oluyor. Erkek adam kötü olmaz, kötü olan kadındır ya!
Sonuç olarak, öncelikle illa küfredeceksek, kadını ya da kadınlığı karıştırmadan, kızdığımız şahsın kendisine küfrederek başlayabiliriz düşünce değişikliğine. Ardından, kadınları çaresizlikten bedenlerini satmalarına yol açan nedenleri ortadan kaldıracak bir sosyal yapılanmaya gitmeliyiz.
Son olarak da, bilinçle mesleği seçenlere saygı göstermekten kaçınmamalıyız. Sadece insan olması ve çalışarak parasını kazanmaya çalışması yeterlidir, bir insana saygı duymaya.