YazarlarLafa bak lafa!

Lafa bak lafa!

14.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Lafa bak lafa!

Lafa bak lafa

ABDULLAH Gül, RP'nin ve sonra da FP'nin en uygar kişilerinden biri olarak kabul edilir kimilerince.
Bu izlenim, belki Batı dillerinden birini bilmesinden, belki kılık kıyafetinden kaynaklanıyordur.
Tabii kılık kıyafetin, bir insanı değerlendirmede son sıralarda yer alan etkenlerden biri olduğunu belirtmeye gerek bile yok.
Eğer, kılıkla çağdaş olunsaydı, Versace'den giyinen Necmettin Erbakan en çağdaş liderimiz olurdu.
Erbakan'ın Versace'den giyinmesi bende hiçbir olumlu etki yaratmadı. Olsa olsa, cafcafalı Versace ürünleri hakkındaki olumsuz görüşümü pekiştirdi.
Sayın Gül değil de, temsil ettiği imaj, bende hep beyefendi kılığında tebdil gezen molla izlenimi uyandırmıştır.
Milliyet'in Kudüs muhabiri Vahap Yazaroğlu'nun bildirdiğine göre, Abdullah Gül Birleşik Arap Emirlikleri'nde yayımlanan El Bayan gazetesine verdiği özel demeçte, Türkiye - Suriye ilişkilerine Şam merkezli bir bakış atarak, "Umarım Türkiye'yi yöneten askeri ve siyasi liderler akıllıca davranır ve mevcut olan tarihi bağlar nedeniyle Türkiye Suriye ile düşmanlığa girmez" demiş.
Şu çok uzun olmayan tümcedeki, Abdullah Gül'ün Türkiye'deki rejim ile ilgili imasını bir yana bırakalım da, olaya bakış açısının üzerinde duralım.
Türkiye ile Suriye ilişkilerini savaşın eşiğine getirmiş olan acaba Türkiye'yi yönetenlerin akılsızlığı ya da Türkiye'nin Suriye'ye düşmanlığı mıdır, yoksa Suriye'nin Türkiye'deki terörü desteklemesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne ve varlığına kastetmesi mi?
Abdullah Gül, olayın gerçek yüzünü görmekten neden kaçınıyor acaba?
Yoksa Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve niteliği onu da ancak Hafız Esat'ın ilgilendirdiği gibi ilgilendirdiğinden mi?
Hemen belirtmek gerekir ki, Gül'ün bu açıklaması bizi hiç şaşırtmadı, çünkü onların olaylara yaklaşımı Türk ulusu merkezci değil, Arap ümmeti merkezcidir.
Bizi şaşırtmayan bir başka olay da, Gül'ün İsrail konusunda söyledikleridir.
Türkiye ile Suriye arasındaki düşmanlığın yalnızca İsrail'e yarayacağını söyleyen Gül, daha sonra da partisinin Türkiye'nin İsrail ile yakınlaşmasına kesinlikle karşı çıktığını vurgulamış ve Ankara'nın İsrail ile imzaladığı anlaşmaları tanımadıklarını söylemiş.
Lafa bak Lafa!
Ankara ile İsrail arasındaki geniş kapsamlı savunma ve işbirliği anlaşması ne zaman imzalandı?
Şubat 1997'de.
Şubat 1997'de, Türkiye'de iktidarda kim vardı?
Refah Partisi ve DYP.
Şubat 1997'de, Türkiye'de başbakan kimdi?
Necmettin Erbakan.
Yani Abdullah Gül kendisinin üyesi olduğu hükümet zamanında imzalanan anlaşmaları tanımadıklarını söylüyor.
Bunda şaşacak bir şey yok.
Ama buradan alınacak bir ders var.
Eski RP'liler, şimdiki FP'lilerin hiçbir söylediklerine inanmamak gerek. Onlar kendi sorumlulukları altında yapılanları da inkar ederler.
Şimdi bütün bunlardan sonra, gel de pazar günü sisteme karşı eylemli kalkışmanın ilk genel provasını yapanların "Eylemimiz laik Cumhuriyet'e karşı değil" açıklamalarına inan.
Buna inanmak için demokrat olmak değil, gırtlağına kadar hamakata batmış olmak gerekir.





Yazara E-Posta: A.Sirmen@milliyet.com.tr

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler