Cenazemiz var.. Aman ha.. Ağlamayın, örgüt sevinmesin..
Çocuklar şehit babalarını öpüp okşayacaklar..
Sakın ha.. Kendinizi bırakmayın, dik durun, hainler gülmesin..
İsyan edeceğiz, bağıracağız, çağırıcağız.. Küfür edeceğiz..
Aman ha.. Örgüt psikolojilerini bozdum diye göbek atar..
Gazetelere manşet yapalım, televizyonlara ilk haber, dünya görsün bilsin..
Sakın ha.. Örgütün ekmeğine yağ sürer..
Oturalım konuşalım, tartışalım, televizyonlarda açık oturumlar yapalım..
Aman ha.. Örgütün istediği bu zaten.. Propagandasının yapılması..
Büyük Millet Meclis’i el koysun, açık olmaz diyorlarsa gizli oturum yapsın..
Sakın ha.. Koca meclisi toplattım diye böbürlenir.. Gündemi belirlemiş olur.. Örgütün kuyruğuna takılmış oluruz..
*
1984’teki ilk büyük katliamın üzerinden 28 yıl geçti..
28 yılın büyük bölümü aman ekmeklerine yağ sürmeyelim, aman sevindirmeyelim demekle geçti..
Geride 30 bin ölü var.. Son on yıla bakarsak 1165 şehit..
Bu yıla bakalım.. 2012’nin ilk altı ayına.. 117 şehit!..
Hâlâ aynı lafları ediyoruz.. Şehit cenazesi geldiği zaman yüreği acılı ana dik duruyor, boynu bükük eş gözyaşını içine atıyor, ilkokul yaşındaki çocuk asker selamı veriyor..
PKK sevinmesin diye..
*
Dün Meclis toplanamadı..
Efendim, zamanlama kötüydü, PKK’nın ilk saldırıyı yaptığı tarihe denk geldi, o sebeple gitmedik..
Efendim, PKK Meclis’in gündemini belirlemiş olurdu, o sebeple katılmadık..
Sonuçta bu meseleyi yine konuşamadık, konuşmadık..
‘Aman ha’lar..
‘Sakın ha’lar ağır bastı..
*
Oysa bölgede çok acayip şeyler oluyor.. PKK strateji değiştirdi, Kuzey Suriye üzerinden oynuyor, Irak- İran sınırında alan yaratmaya çalışıyor.. PKK’nın yapısı değişiyor, üst yönetimine Suriyeli Kürtler hâkim oluyor.. İranlı Kürtlerin etkinliği artıyor, Türkiyeli Kürtler yönetimden uzaklaşıyor!..
Bunlar olmuyor mu?
Tamam da yine de konuşmayalım.. PKK’nın ekmeğine yağ sürmeyelim, propagandasını yapmış olmayalım, sevindirmeyelim!
Okullarla birlikte kıyamet kopacak!
Bir yaştan kopacak, iki sınıflardaki hengameden kopacak..
Aslında birbiriyle bağlantılı..
İktidar okula başlama yaşını 60 aya kadar indirdi, 66 ayın üstünü zorunlu tuttu..
Yolamazsan..
Hastaneden rapor alacaksın.. Kimse çocuğuna ‘geri zekâlıdır’ raporu almak istemiyor.. Çocuğunu 66 aylıkken damgalamaktan, bir ömür boyu karşısına çıkacak belgeden korkuyor..
İşte kıyamet bundan kopacak.. Çoğu veli çocuğunu o yaşta havuza atmak istemiyor..
Havuz diyorum..
Çünkü; beş ,beş buçuk, altı, altı buçuk yaşındaki çocuklar aynı sınıfta bir arada olacak..
Küçükler ezilecek..
*
Tabii derslikler de yetmiyor.. İstanbul Milli Eğitim Müdürü açıkladı.. Bırakın 60 doğumluları 66 doğumluların tümü gitse, ki gitmeleri kanunen şart, sınıflar 80 kişilik olacakmış..
80 kişilik derslikte kim ne öğrenir!..
66 doğumluların yarısı gelmezse sayı 60’lar, 70’lere düşüyor..
70 kişilik sınıf?
*
Bu yasa önerisi Meclis’e verildiği günden beri aynı şeyi söylüyorum.. Bir inat uğrana bir nesil heba olacak..
Eylülün ikinci yarısı okulların halini görün..
Kıyamet kapacak..
İktidar adamları, her zamanki gibi okulların acıklı halini dile getiren, 60 kişilik sınıflarda gözyaşı döken bebelerin halini gösteren medyaya kızacak..
Olimpiyatın suçlusu bulundu!
Günah keçisi dün itibarıyla ilan edildi..
Kim mi?
Bizler.. Ben, sen, hepimiz..
Hoppala demeyin, Bakan söyledi..
Biz çıtayı yükseğe koymuşuz, bu sebeple sporcularımız beklentiyi karşılayamamış..
Aslında başarılılarmış..
Pardon Bakan’ın diliyle başarısız değillermiş!..
(Bakan başarılı olduk diyemediği için kelime oyunu yapıp başarısız değiliz demiş de.)
*
Beklentiyi düşük tutup gümüş madalya bize yeter de artar deseydik; ‘başarısız değiliz’ lafı ‘başarılıyız’a dönecekti..
Bronz yeter deseydik, çıtayı daha da aşağıya koysaydık, iki altın çok büyük başarı sayılacaktı..
Bakan haklı.. Başarı göreceli kavram..
Ufkunla alakalı..