Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ne yapacağımı bilmiyorum.. Başbakan referandum ‘hap’ gibi olacak dedi, son noktayı koydu.. Tablet gibi hepsi bir arada..
Ne yapacağız?
*
12 Eylül darbecilerini koruyan geçici 15 maddenin kaldırılmasını istiyorum..
Asker kişilere sivil yargı yolunun açılmasını destekliyorum..
Sivillere askeri mahkeme yolu kapatılsın diyorum..
Yüksek Askeri Şûra kararlarına yargı yolu açılsın diyorum..
Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına yargı denetimi getirilmesine taraftarım..
Parti kapatmaya karşıyım..
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruyu destekliyorum..
Kadın, çocuk ve engellilere pozitif ayrımcılık anlayışını alkışlıyorum..
Ombudsmanlık kurumunu istiyorum..
Memura toplu sözleşme hakkı iyi, keşke grev hakkı da verilseydi diyorum..
Evet mi demeliyim?
*
Ama, Anayasa Mahkemesi ile HSYK’nın yapısının yeni şeklini sakıncalı buluyorum..
Hâkim ve Savcılar için getirilen seçim sistemini tutmadım..
O işte acayip hinlik olduğunu düşünüyorum..
Anayasa’ya göre sorumsuz olan Cumhurbaşkanı’na bu kadar fazla resen atama yetkisi verilmesinden de rahatsızım..
Seçimle gelen sorumsuz ama geniş yetkili Cumhurbaşkanı modeli olmaz!..
Olsa olsa Saddam modeli, Esad modeli, Mübarek modeli olur..
Hayır mı demeliyim?
*
Anayasa dediğin şey çok konulu bir temel metindir, tümüne ya evet dersin ya hayır yaklaşımını demokratik bulmuyorum..
Hele hele Başbakan’ın; ‘her maddenin tek tek oylamaya sunulması referandum anlayışına terstir’ sözüne hiç katılmıyorum..
Referandum denen hadise belli bir konuda seçmene fikrini sormaktır..
Alakasız meseleleri kâseye atıp, seçmenin önüne aşure gibi koymak değildir..
*
Boşuna debeleniyorum.. Başbakan, vekiller zaten tek tek oylayacak, asillere ne gerek var demeye getirdi..
Anayasa milletin önüne hap gibi konulacakmış!
*
25-30 maddeden oluşan ‘hap’ gövdeli olur.. Boğazdan tak diye geçip lüppedek mideye zor iner..
Ben ‘hap’ yutmasını sevmem..
Üçüncü boğumda takılır, nefessiz kalırım diye korkarım..
Ne yapsam acep!

Haberin Devamı

Demokratız dediysek o kadar uzun boylu değil!..
Kendilerini liberal demokrat diye tanımlayanlar şu yüzde 10 meselesine girmiyorlar..
Nedeni belli oldu..
‘Sözde ulusalcı laikler’ yüzde 10 barajını aşağıya indirterek Ak Parti’nin tek başına iktidarını engellemeye çalışıyorlarmış..
Bu nedenle karşılarmış..
Demokrasi mi, AKP iktidarı mı denilince tabii ki AKP’nin iktidar olması diyorlar..
Temsilde adalet falan gazoz..
Önemli olan AKP!..
*
Şöyle bir hikâye de uydurmuşlar.. 1982’de yüzde 10 barajı o günün Milli Görüşçülerinin, bugünün muhafazakârlarının önünü kesmek için konulmuş..
Pes!..
Tam tersi, 12 Eylül rejimi Milli Görüşçülerin önünü açtı, yol verdi..
Gerçek şu.. Yüzde 10 barajı, sandıktan, generallere yakın tek parti iktidarı çıksın diye konuldu.. Bu yüzden üç parti seçime sokuldu..
Daha sonra Kürtlerin parti olarak Meclis’e girmesini engelliyor diye kimse el sürmedi..
*
Diyorlar ki; Kürtler bağımsız vekil formülüyle yüzde 10 engelini aşmanın formülünü bulduğuna göre baraj kalsın..
Aslında demek istedikleri şu.. Demokratız dediysek, o kadar uzun boylu değil! AKP’nin çıkarı daha mühim..