Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bakan Şahin’in ‘bilimsel terör’ tarifi herkesin dilinde.. Hemen her kesimden çok ağır eleştiriler aldı..
Nereye koşuyoruz sorusunu akıllara düşürdü..
Çünkü şaşkınlık yaratan konuşma ortaya gümbedek düştü..
Sözün önü ne, arkası ne anlaşılmadı.. Devamı nasıl gelecek bilinemedi..
*
Oturdum, Bakan Şahin’in konuşmasının haberlere yansıyan kısmını defalarca izledim..
Halini tavrını analiz etmeye çalıştım..
Konuşmasının kritik bölümünü defalarca okudum..
Kanım şu..
Bakan, niyetini felsefi bir dille anlatmaya çalıştığı için iki kat çuvallamış..
*
Bazı derneklere dikkat etmek lazım.. Bazı maksatlı yayınları iyi analiz etmek lazım.. Bazıları terörün arka yüzü olabilir, teröre hizmet verebilir dese anlayacağım..
Resimden girip çimenden çıkınca iş karıştı..
*
Ortam da Bakan’ı teşvik etmiş..
Toplantı, terörle mücadele değerlendirme toplantısı.. Koca koca polis müdürleri orada..
Hepsi yıllarını bu işe vermiş..
Bu konuda duymadıkları, yaşamadıkları, bilmedikleri bi şey kalmamış..
Bakan yeni Bakan..
Terörle yeni tanışıyor.. Ama polis müdürlerine de bi şey söylemesi lazım..
Kendisinin bu konuyu ne kadar iyi bildiğini göstermesi lazım..
Anlaşılması zor, ağır laflar etmemesi lazım..
Felsefi yönü ağır basan cümleler sarf etmesi lazım..
Galiba, teröre desteği resim yaparak tuvale yansıtıyorlar demesi bundandı..
İzahı zor cümle.. 30 kişiye sorun bir kişi şu demek diyemez!
*
Şu tarifine ne diyelim..
Arka bahçede ayrık otu ile tereler birbirine karışıyor.. Hepsi yeşil renkte görünüyor, birbirine karışıyor, kimisi zehirli kimisi faydalı.. Hangisinin faydalı hangisinin zehirli olduğunu ancak yiyince anlıyorsunuz..
*
Bu cümlelerde felsefi konuşma aşkı yatmıyor mu?
*
Kendisi hukukçu.. Belli ki, felsefe ile ilgilenmemiş..
Resim, tuval, şiir, fıkra, makale, ayrık otu, tere otu derken sözünün gittiği yeri kestiremedi..
Laf almış başını gitmiş..
*
Bakan’ın sebep olduğu fırtınaya iyimser bakarsak çıksa çıksa bu sonuç çıkar..

Haberin Devamı

33 yıl önce nasıldı şimdi nasıl?
Geçen hafta yazı işleri toplantısındayız.. Yine kargaşa çıkmış polis protestocuları karga tulumba götürmüş.. Fotoğraflar ekranda..
Bu aralar gözaltı, kolay tutukluluk meselesini sık sık yazıp çiziyoruz ya..
Genç bi arkadaş sordu..
Sizin zamanınızda nasıldı?
*
En azından, taa 32-33 yıl öncesini soruyor.. Fi tarihi derler ya bugünden bakınca aynen öyle.. 12 Eylül öncesini merak ediyor..
Baktım.. Masada o an, o dönemi yaşayan iki kişi var.. Genel Yayın Yönetmeni ve ben..
Kısaca mukayese ettim..
*
33 yıl önce: 12 Eylül öncesinde polisin göstericilerin arasından adam alması zordu.. Polise adam kaptırmak, namus kaptırmak gibiydi.. Tüymenin çeşitli taktikleri vardı, ara sokağa sıvıştın mı, arazi..
Yırttın..
Şimdi: Teknoloji gelişti, polis su sıkıyor, boya sıkıyor, kameralarla görüntünü alıyor, MOBESE denen sistemle izliyor.. Teknik takip yapıyor, telefon dinliyor.. O an olmasa bile bir saat sonra seni buluyor.. Paçayı kaptırmamışsan bile yırttım diyemiyorsun..
*
33 yıl önce: Yakalandın mı eşek sudan gelinceye kadar dayak kaçınılmazdı.. Diyelim ki, mühim adam değilsin ama protesto yürüyüşünde yakayı kaptırmışsın.. Dayağı atar, iki gün sonra yallah derlerdi..
Bir daha elimize düşersen fena olur diye de gözdağı verirlerdi.. Falakadan tabanlar şişer, uzun süre sırtüstü yatmaktan başka çare kalmazdı..
Şimdi: Bırak dayağı fiske vurmak bile yasak (münferit olaylar var tabii ama o zamanki gibi sistematik değil) ama psikolojik baskı yapılıyor.. Mesela, gözaltına alınanın kolay kolay dışarıya çıkamayacağını düşünmesi gibi..
*
33 yıl önce: Sıkıyönetim bölgelerinde gözaltı süresi 90 gündü.. Silahlı külahlı işlere girmemişsen.. Birilerine kurşun sıkmamışsan.. Genelde savcıyı gören ‘oh’ derdi.. Hâkim karşısına çıkan düğün bayram ederdi.. Kurtuluştu ama üç aydan önce zordu..
Şimdi: Gözaltı süresi 24 saat, terör suçlarında 48 saat, mahkeme izniyle dört gün.. Fakat genellikle gözaltılar tutuklamayla bitiyor..
*
Şöyle özetleyeyim..
Eskiden uzun gözaltı vardı.. Kısa olmayan tutukluluk dönemi..
Şimdi kısa gözaltı uzun tutukluluk dönemi var..
*
Kısaca, 33 yıl önceye göre değişen fazla bi şey yok..