Kürt hareketi önemli bir sınavdan geçecek.. Cenaze sınavından.. Paris’te infaz edilen üç kadın PKK’lının cenazeleri yarın memleketlerinde toprağa verilecek..
Sakine Cansız’ın cenazesi Tunceli’de..
Fidan Doğan’ın Kahramanmaraş’ta..
Leyla Söylemez’in cenazesi Mersin’de..
Korku şu..
Cenaze törenlerini fırsat bilenler ortamı Habur’a çevirirler mi?
Daha açıkçası ikinci Habur faciası yaşanır mı?
*
Burada bir parantez açalım.. Habur’a bakalım..
İktidarın başlattığı Kürt açılımı veya Başbakan’ın deyimiyle barış ve kardeşlik projesi PKK’lıların Habur sınır kapısına gelip teslim olmalarını öngörüyordu..
Öncelikle suça bulaşmamış, asker polis öldürmemiş kişiler giriş yapacak, bu da dağdan inişin, silah bırakmanın startı olacaktı.. Kandil ve Mahmur kampından 34 kişi seçildi..
Adına barış grubu dendi..
Avrupa’dan gelecek ikinci grup da hazırlığa başladı..
2009 yılının ekim ayıydı.. Ortam müsaitti.. Türkiye hazırdı.. Ne işleri var, niye geliyorlar diye bağıran çağıran pek yoktu..
Sınırda mahkeme kuruldu.. Gelen PKK’lıların ifadesi alındı.. Serbest bırakıldı..
Ne olduysa bundan sonra oldu..
Serbest bırakılan PKK’lılar gerilla kıyafetleriyle otobüsün üzerine çıktı, kendilerini karşılamaya gelenleri zafer işareti yaparak selamladılar..
Olan olmuştu..
Bütün televizyonlar oradaydı.. Bütün televizyonlar canlı yayındaydı.. Memleket şöyle bir sallandı..
Gerilla kıyafetlerini çıkarsalar, otobüsün üstüne çıkıp zafer işareti yapmasalar gümbürtü kopmayacaktı..
Süreç devam edecekti..
*
Olmadı.. Kimse istememişti ama barış süreci sabote edilmişti.. Bombalanmıştı..
Haliyle frene basıldı..
Avrupa’dan gelecek olanlara ‘durun’ dendi.. Kandil ve Mahmur’dan yeni grup çağrılmadı..
Üç yıldan fazla olmuş..
Çok farklı yerde olabilirdik.. Küçük bir ihmal akışı bozdu..
*
İmralı’da Öcalan ile topluma yansıyınca şunu gördük..
Toplum hazır, silahlar bırakılsın diye duacı.. Bu sebeple cenazeler çok önemli..
Çatışmaların sürmesini isteyen grubun ortamı ele geçirmesi.. Cenaze törenlerini gösteriye dönüştürmesi..
Korkulan bu.. Uyarıların nedeni de bu..
*
Benim gördüğüm şu.. Kürt hareketi bu sınavdan başarıyla geçerse barış yolunda çok büyük adım atılmış olur..
Normalleşme süreci hızlanır..
Öcalan’ın LCD’si
Herkesin dilinde.. Sadece siyasetçilerin değil sokaktaki vatandaşın da dilinde..
Duydun mu?
Öcalan’a LCD ekran televizyon verilmiş..
Bir arkadaşın evinde eski model tüplü televizyon var gayet güzel gösteriyor..
Öcalan’a televizyon verildiği haberinden sonra iş değişmiş.. Karısı tavır koymuş yeni televizyon istemiş..
Öcalan’da bile LCD var, biz hala tüplüdeyiz..
*
Bu arada Öcalan’a televizyon veriliş şekli de bir muamma.. Hücresine televizyon konulduğundan Başbakan’ın sözleriyle haberdar olduk..
Afrika gezisi sırasında televizyon konulması için talimat verdiğini söyledi..
Bu sözler biraz tartışma yarattı.. Bu işin prosedürü yok mudur, Başbakan’ın talimatına mı bağlıdır sesleri yükseldi..
Varmış..
Adalet Bakanı Ergin; hükümlü talep etmediği sürece televizyon verilmez dedi..
Anladık ki.. Öcalan talep etmiş, talebi kabul edilmiş..
Hayır böyle de olmamış..
Kardeşi Mehmet Öcalan böyle bir talebinin olmadığını açıkladı.. Söylendiğine göre; cezaevi müdürü televizyon alması için ikna etmiş..
Herhalde koşullarının iyi olduğunu göstermek niyetiyledir.. Bakın televizyonu bile var demek için..
*
Bunca yıl niye verilmedi acaba.. Öcalan neden talep etmedi.. 1999 yılından beri dört duvar arasında..
İlginç değil mi?
Ankara’nın havasını canlı canlı öğrendi
Öcalan, televizyonu sayesinde parti liderlerinin ne düşündüğünü canlı canlı duydu, öğrendi..
Dün Meclis günüydü..
Başbakan da, MHP lideri Bahçeli de, BDP Eşbaşkanı Kışanak da konuştu.. Hepsi Kürt meselesine değindi..
Öcalan, televizyonun karşısına geçip büyük bir merakla dinlemiş midir?
Madem barış süreci Öcalan’la yürütülecek, ne şekilde verildiyse verildi bu televizyon işi iyi oldu..
Aracılar ortadan kalktı.. Her türlü gelişmeyi artık bir tuşa basıp öğrenecek.. Kendisine bilgi taşıyanların filtresinden kurtulacak..
Haşimi notu
‘Paris’teki PKK’lılar Haşimi’yi hatırlattı’ başlıklı yazıma diplomatik çevrelerden bilgi notu geldi..
Tarık Haşimi ile Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı sıfatıyla görüşüldüğü, mahkumiyet kararından sonra temas kurulmadığı belirtildi..
Paylaşayım istedim..
