Başbakan, kendisini ağır dille suçlayan Ahmet Türk’e aynı ağırlıkla yüklenince ortalık hafiften gerildi..
Süreç durdu mu, ipler koptu mu telaşı başladı.. Telaşa neden olan sadece polemik değil.. İçlerinde Ahmet Türk’ün de bulunduğu BDP heyetine İmralı’ya gitme izninin verilmemesi.. BDP Eşbaşkanı Demirtaş adını koydu:
Bu haliyle süreç askıdadır..
Deniyor ki; Türk’ün cenazede söylediği o sözleri Başbakan duymazdan gelseydi.. Kaynamış gitmişti.. Süreç aynı hızla ilerleyecekti..
Doğru ama Başbakan sessiz kalamazdı..
Niye?
Yarın öbür gün sözü yedin yuttun diyen birileri çıkarsa.. Dilin kemiği yok ki..
Başka bir neden daha var; Başbakan çok hevesli gözükmek istemiyor..
Olur mu ya itirazlarını duyar gibiyim..
Ben de biliyorum atılacak her adım Başbakan’a yarar, partisine yarar.. Hava uygun, toplum hazır, beklenti yüksek, sürece yönelik her eleştiri, her taş koyma girişimi ‘sabotaj’ kabul ediliyor..
Bırakın nihai anlaşmayı, kısmi uzlaşma bile iktidar partisini zıplatır.. PKK’nın sınır ötesine çekilmeyi kabul etmesi yeter.. MHP lideri Bahçeli adını koydu.. Oy oranı yüzde 70’e çıkar dedi.. Başbakan da bunu biliyor, görüyor..
Eee o zaman?
Meselenin iki boyutu var..
Biri Türkler öteki Kürtler.. Daha doğrusu PKK diyelim..
Türk kamuoyunda her şeyi baştan kabul etmiş havasının oluşmasını istemiyor.. Bu sebeple hiçbir sözün altında kalmıyor, sert tepki veriyor..
PKK boyutuna gelirsek..
Süreç koparsa kopar anlamına gelen çıkışları yaparak kendi adına müzakereye oturanların elini kuvvetlendiriyor.. İmralı’dan veya Kandil’den gelecek istekleri makul düzeyde tutmaya çalışıyor.. Talep çılgınlığının önünü kesiyor..
Derin taktik dediğim bu..
Başbakan’ın sözlerine bakarım..
Bu cin fikri kim ortaya attı bilmiyorum ama kabul gördü.. Daha doğrusu iktidara destek verenlerin işine geldi..
Tartışmadan kaçış zemini gibi oldu..
Herhangi bir eleştiri yöneltildiğinde hemen şunu söylüyorlar; Başbakan’ın sözlerine değil, yaptıklarına bakın..
Geçen akşam bir kanalda oldu.. Diğer tartışmacılar da bu görüşü destekledi..
Sözlerine bakmayın dedikleri Başbakan.. Hem de T.C.’nin gördüğü en güçlü Başbakan.. Sözü anında yasallaştırılan Başbakan.. Örnek mi?
Dindar ve kindar nesil isteyince, sözlerine değil yaptıklarına bakın diyen grup ortalığa atılmış ‘öyle demek istemedi, böyle demek istedi’ nameleri yapmıştı.
Başbakan bir iki gün sonra yine kürsüye çıktı..
Öyle demek istedim dedi; dindar nesil yetiştireceğiz..
4+4+4 denen yasa böyle çıktı.. İmam hatiplerin ortaokulları bu sözle açıldı..
Şimdi kalkmışlar hala; Başbakan’ın sözüne değil yaptıklarına bakın demezler mi?
Bırakın sözünü ben ağzından çıkan her kelimeye bakarım..
THY reklamı Wozniacki’ye yaramadı
Meşhur reklam var ya.. Wozniacki’nin THY’nin Business Class koltuğuna oturarak dinlendiği reklam.. Dün Avusturya Açık Tenis’in yarı finalleri vardı.. Neredeyse verilen bütün aralarda ekrana bu reklam geldi.. Defalarca..
Reklamın sonunda hakem şöyle bağırıyor:
Game, set ve maç Wozniachi..
THY anlaştığı zaman dünyanın bir numarasıydı.. Şimdi onuncu sırada.. Finali geçtik, yarı finalde, çeyrek finalde bile adını duymaz olduk..
Game, set ve maç Wozniacki sözü nostalji oldu..
