Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İktidarı destekleyen yazarlar ikiye ayrılır.. Kendilerine liberal demokrat diyenler..
‘İslamcı’ muhafazakâr gelenekten gelenler..
* * *
Liberal demokratlar 28 Şubat sonrası, ‘bu kadar da olmaz’ diyerek o cepheye sempatiyle bakmaya başladı..
Erdoğan ve AKP hareketinin ortaya çıkmasıyla sempati desteğe dönüştü..
Kan uyumu sağlandı..
Kurulduğu günden beri AKP’yi destekliyorlar, icraatlarını beğeniyorlar, övüyorlar..
* * *
Muhafazakâr gelenekten gelenler, yani ta başından beri işin içinde olanlar var..
Milli Görüş günlerinden..
28 Şubat sonrasındaki yol ayrımında Erdoğan kanadını tercih ettiler.. .
Tercih ettiler sözü yanlış olur..
Zaten aynı fikriyatı paylaşıyorlardı.. Erdoğan siyasetçiydi, onlar yazar, çizer edebiyatçı..
Dükkânın asıl sahipleri..
* * *
Gördüğüm kadarıyla, hareketin başından beri içinde olanların, yani dükkânın asıl sahiplerinin harekete sonradan katılan, yani kan uyumu sağlayanlarla arası iyi değil..
Limoninin de ötesi..
Nereden mi çıkartıyorum?..
Muhafazakâr kanattan gelen Mehmet Metiner’in kendini liberal demokrat diye tanımlayan Mehmet Altan’ın başyazarlığını yaptığı Star’da yazdıklarına bakalım..
* * *
“O bir kısım liberal yazarların giderek belirginleşen özelliği var. O da olağanüstü kibirli olmaları. Her şeyin en doğrusunu onlar biliyorlar ya, onlar herkesten hepimizden çok akıllılar ya, yazdıkları ve söyledikleri karşısında herkes, özellikle de Başbakan selam dursun istiyorlar. Onlar köşelerinde yazacaklar, Başbakan da anında onlar gibi konuşacak ve onların söylediklerini bir hükümet fermanına dönüştürecek!
Ne yazık ki bir kısım liberal yazarımızda giderek belirginleşen bu hususiyet onların demokratik vasfına gölge düşürüyor. Sakın onlar gibi düşünmediğimizi söylemeye kalkmayınız, hele, hele onları eleştiren bir duruş sergilemeyiniz, vallahi üstünüzü çizerler, altınızı da oyarlar. Tam bir ‘düşünce diktatörü’ gibi kesip biçerler.
Demem o ki, teoride demokrat ama pratikte despot bir liberal zümre oluşuyor.”
* * *
Teoride demokrat
Pratikte despot!
Çıngar çıktı, çıkacak!


Ah şu bakkallar ah!..
Başbakan, ‘birleşin, market olun’ deyince bakkallar siyasetin merkezine oturdu..
İçlerinde..
Aaa bizi de hatırladılar diyen de oldu..
Toplumsal hayatın teminatı olduğuna şaşanlar da..
Aslında mahalle bakkalı deyince gözümüzün önüne gelen, eski raflara dizilmiş mallardan çok veresiye defteridir..
Çünkü bakkallar veresiye defterinin kalınlığıyla kıymetlidir.. Defter her zaman satılan malın kalitesinin önüne geçer.. Her zaman!..
Son durum şudur..
Kentin yüksek gelirli semtlerinde oturan 9-10 yaşlarındaki çocuklar ‘bakkal da ne’ diye şaşkınlıkla soruyor..
Fakir semtin çocukları ise, ‘bakkal amca, annem bir kilo toz şeker istedi’ diye hâlâ bakkala koşturmakta..