Mehmet Ali Birand’ı kaybettik.. Allah rahmet eylesin..
En son Avrupa Şampiyonası final maçında görmüştüm.. Kiev’de birlikteydik.. Hayat doluydu.. Sanki o ağır, o kahrolası hastalık onun üzerine yapışmamıştı.. Gırgır şamata harika zaman geçirdik..
*
O gezide anladım ki Umur oğlu değil sanki en yakın arkadaşıydı.. Allah sabır versin..
Ekrandan tanıyorsunuz.. Yüzünün gülmediği, umut saçmadığı an yoktu.. Gaflarına gülen.. Kendiyle kafa yapan.. Hayatı gırgıra alan şahane bir adamdı..
Son röportajlarından birinde, yanılmıyorsam Can Dündar’ın yaşam öyküsünü anlattığı ‘Birand-Bir Ömür, Ardına Bakmadan’ kitap için yapılan söyleşideydi.. Bir cümlesi beni çok etkilemişti..
*
Sağlığı sorulduğunda..
Sabah kalkıyorum ağrım sızım yok, Allah’a şükür diyorum, akşamı ediyorum dedi...
Peki ertesi günü düşünmüyor musunuz diye sorulunca, gülerek şu cevabı verdi..
Yarına yarın bakarız, yarın Allah kerim..
Yarın olamadı abi..
POSTMODERN İŞKENCE!..
Eskiden, herhangi bir eyleme, yürüyüşe katılıp paçayı kaptıran karakola çekilirdi..
Çay ısmarlanmazdı tabii.. Eşek sudan gelinceye kadar dövülürdü..
‘Ulan komünist, ulan anarşist’..
Allah ne verdiyse tabii..
Kargaşa büyükse, polisle göstericiler birbirine girmişse, topluluğu idare eden elebaşları ‘şube’ye alınırdı..
Şube demek dayak ötesi muamele demekti.. Falaka, elektrik, Filistin askısı!..
Bunlar geride kaldı..
*
Şimdi gösteriye katılan, yürüyüşe katılan sol görüşlü gençlere artık aynı muamele yapılmıyor..
Fiske vurulmuyor ama tutuklayıp cezaevine konuluyor.. Hele pankart açmışlarsa yandı külüm keten helva..
En az yedi sekiz ay hapis..
Bundan büyük ceza olur mu? Bundan büyük işkence var mı? Çoğunun hayatı değişiyor!
*
Ankara’da bir dava sonuçlandı.. İbretlik..
Seyrine bakalım.. 2011 yılında üniversite öğrencisi iki genç açtıkları pankart nedeniyle gözaltına alındı..
12 Eylül’de idam edilen üç devrimci genci anmışlar.. Hapislik suç mu?
Değil..
Başbakan referandum öncesi 12 Eylül’de idam edilen gençlerin son mektuplarını okuyup gözyaşı dökmemiş miydi.?
Tutukluluk olması için örgüt üyeliği lazım.. Bulmuşlar..
TKEP-L örgütüne üye olmak..
O ne!.. Bin kişiye sorun bilmez..
*
Sadece bu kadar değil.. Bu iki genç Deniz Gezmiş’in, Mahir Çayan’ın, Kızıldere’de ölenlerin resimlerinin yer aldığı pankart da açmışlar.. Anmışlar..
(Kızıldere’den sağ kurtulan tek kişi şu anda milletin vekili değil mi?)
THKO’yu övme suçu işlemişler!
Tolstoy’un Savaş ve Barış romanı, Mahir Çayan’ın kitapları suç delili sayılmış..
Tutukluluk böyle gelmiş..
*
Yedi ay sonra tahliye edilmişler 20 ay sonra dava bitmiş..
Beraat!.
Beraat talebi savcıdan gelmiş, mahkeme örgüt üyeliği için inandırıcı delil bulunmadığına karar vermiş..
*
Bunları uzun uzun niye yazdım..
Dedim ya böyle çok dava var.. Yüzlerce gencin başı dertte.. Geçmişin illegal örgütlenmeleri kalmadı.. O akımlar legalleşti, düşünce derneği, kültür derneğine dönüştü..
Bu yüzden savcılar 35 yıl öncesine giderek örgüt bağlantısı arıyor.. Bulamıyor tabii.. Önümüzdeki günlerde birçok dava böyle bitecek..
Örgüt üyeliğinden beraatla.. Gençler yattığıyla kalacak..
Postmodern işkence demem bundan..
Diyarbakır ‘samimiyiz’ dedi
Aman Habur’a benzemesin..
Aman İmralı süreci sabote edilmesin..
Aman barış sekteye uğramasın..
Aman köprüleri atacak hareketlerden kaçınılsın..
Aman hassasiyetlere dikkat edilsin..
Başbakan ‘samimiyet testi’ ilan etti..
Bütün bunlar niye mi söylendi.. Paris’te infaz edilen üç PKK’lı kadının cenazesi Diyarbakır’a gelecekti.. Hele içlerinden biri vardır ki o görüşteki Kürt kadınları için efsaneydi!..
*
Açıkça söyleyelim.. Korkulan şuydu.. Çatışmaların sürmesini isteyen birileri cenaze törenini gösteriye çevirecek.. İkinci Habur vakası yaşanacak.. Toplum hazırken, silahlar bırakılsın diye duacıyken yine hayal kırıklığı yaşanmasın..
*
Salı akşamı Kanal Türk’teki Merkez Siyaset programında Diyarbakır eski Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar ve 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ile buluştuk..
Endişelerimizi anlattık..
İddia ediyoruz dediler; muhteşem kalabalık olacak..
İddia ediyoruz dediler; Batı Kent meydanından barış mesajı yükselecek..
İddia ediyoruz dediler; Diyarbakır barış sürecinin arkasında olduğunu gösterecek..
İddia ediyoruz dediler; Türkiye için dönüm noktası olacak..
*
Haklı çıktılar..
