Birçok mesele gibi Kürt meselesi de, terörün son bulması da, dönüp dolaştı demokrasiye geldi, dayandı...
Çözüm yolunda ilk mutabakat..
Daha fazla demokrasi..
Farklı bir konuya bakalım..
Cumhurbaşkanı’nın yeni yönetim şekli, yeni sistem, yeni rejim tartışılırken dikkat edilmesini istediği konu ne?
Demokrasi prensiplerinin unutulmaması..
Daha fazla demokrasi..
Demek ki; elimizde bütün sorunları çözebilecek tek bir sihirli değnek var; demokrasi..
*
O halde; Anayasa’yı yeniden yazalım, yasaları değiştirelim, demokrasinin çıtasını yükseltelim, memleket süt liman olsun..
Olur mu?
Veya bu iş bu kadar kolay mı?
Değil..
Mesela, yıllardır ileri demokrasiye geçtiğimiz söylenir ama demokrasi bir milim ileriye gitmez..
İktidarın kabahati nedeniyle değil..
Demokrasi kültürünün olmaması sebebiyle bir arpa boyu yolu alınmaz.. Yasalar değişse de o değişikliğin getirisi kolay kolay hayata geçmiyor..
Demokrasi kültürü kafalara yerleşmediği için eski alışkanlıklar sürüyor..
*
En tepeden başlayalım.. İleri demokrasiden bahseden iktidar mensuplarına bakıyorsun.. Çoğunluğu demokrasi kültürü dersinden çakar..
Demokrasinin ipini sayı hesabına bağlamışlar, çözemiyorlar..
Bu sebeple çok isteseler de ileri demokrasi olmuyor..
Dedik ya; iş yasayla masayla bitmiyor.. Hâlâ bildiri atan üniversiteli bir anda terör örgütü üyesi olabiliyor.. Yürüyüş yapan tutuklanıyor.. İktidar bu kadar kolay tutuklamayın dese de başa çıkamıyor..
Sebep..
Demokrasi kültürünün eksikliğinden..
Eeee..
Yıllardır demokrasi tarlasına tohum atmamışın.. Kurunun yanında yaş da yanabilir sözünü pusula yapmışsın.. Bağırsaklarımızı temizliyoruz diye bazı insan hakları ihlallerini görmezden gelmişsin..
Demokrasiyi beyninde askıya almışsın...
İhtiyaç duyulunca pat diye ortaya çıkmıyor..
Zihniyet dedik de minik bi örnek vermeden geçmeyelim... İktidarın başını ağrıtan hapisteki gazeteciler meselesi var ya.. Sık sık gündeme gelir..
Gündeme gelince de iktidar adamları karşı çıkar.. ‘Yanlış biliyorsunuz, hepsi gazetecilik faaliyetinden hapiste değil’ derler..
Hepsi değil diyelim..
Biri olsun!.
Bir kişinin bile gazetecilik faaliyetinden hapiste olduğu ülkede demokrasi olur mu?
Olur da bizimki gibi olur..
Zihniyet dediğim bu.. Demokrasi kültürü olsa içerideki gazeteci sayısına bakılmaz; o kadar da çok değil canım denilerek geçiştirilmez..
*
Son yıllarda yaşadıklarımız bize fazlasıyla öğretti.. Bütün sorunları çözmek için yapılacak tek bir hamle var; demokrasinin ipine asılmak..
Demokrasi kültürünün beyinlere yerleşmesini sağlamak..
Bir dokun bin ah işit!
Dün Boğaz’a gidenlere ‘enayi muamelesi’ yapıldığını lisanı münasiple izah etmeye çalışmıştım..
Geçirmece yaptıklarından..
Şikâyetler diz boyu olunca bu durumu yazmak şart olmuştu.. Meğer mesele yazdığımdan daha da büyükmüş..
Bir dokun bin ah işit durumu varmış!.
Çay bahçesinde bile kazıklıyorlar diyenden mi bahsedeyim, balık, salata, rakıya asgari ücret bıraktığını söyleyenden mi?
Gelen maillere dikkat ettim.. Kimse pahalı demiyor.. İnsanlar çaya değil mekâna para verdiğinin bilincinde..
O halde..
Millet pahalılıktan değil kazıktan şikâyetçi. . Göz göre göre atılan kazıktan..
Sonunda ‘Twitter’a girdim..
Doğru mu yaptım eğri mi yaptım bilmiyorum.. Bunu zaman gösterecek..
Gerçi çok direndim ama hayat dayattı.. Sosyal medyada yer almak kaçınılmaz oldu..
Twitter, Facebook falan..
Niye direndiğimi de söyleyeyim..
Her gün ana medyada kalem oynatan bir kişi olarak gün içinde başka bir mecraya takılmak anlamlı gelmemişti..
Ama gördüm ki Türkiye’nin gidişatı her geçen gün sosyal medyayı daha da önemli kılıyor..
Ucundan kıyısından gireyim dedim..