Bugün cuma.. Sizi bir süredir üzerinde durmak istediğim farklı bir alana götürmek istiyorum..
Cuma Namazı’na.. İki namaz vardır ki; Müslümanlar kaçırmak istemez..
Biri Cuma Namazı, öteki Bayram Namazı..
Cuma günleri dolup taşmayan cami yok gibidir.. Gelelim can alıcı soruya..
Cuma Namazı’nı kılıyoruz da doğru mu kılıyoruz?
Kılmıyoruz..
Gerçeği iki rekat.. Kimimiz 6 rekat kılıyor, kimimiz 10 rekat.. 16 rekata çıkaranlar da var.. Kimi Cuma’dan sonra öğle namazı da kılıyor..
Şimdi denilecek ki namazdan zarar gelir mi? Çoğunluk zaten cumadan cumaya camiye gidiyor, namaz kılıyor.. Bırakın kılabildiği kadar kılsın..
Kılsın da o zaman bid’at oluyor..
Bid’at ne?
Sonradan eklenen, uydurulan.. Cuma Namazı’nın sünnetleri gibi!..
*
Şubat ayında çok güzel bir kitap çıktı.. Yaşar Nuri Öztürk’ün Din Maskeli Allah Düşmanlığı: Şirk kitabı..
Şiddetle tavsiye ederim..
Kitap, Peygamberimizin Kur’an’ın temel düşmanı dediği şirki anlatıyor.. En zararlı, en sinsi ve en büyük şirk olarak riyayı gösteriyor.. (S. 403)
Olduğu gibi görünmemek, göründüğü gibi olmamak, dini çıkar amacı yapmak, ibadetleri başka nedenlerle de yapmak..
*
Biz dönelim konumuza.. Prof. Öztürk, Cuma Namazı’ndaki yanlışlara da yer ayırmış..
Diyor ki; ön sünnet, son sünnet uydurmadır. Hz Peygamber’in böyle bir namazı mescit içinde kılmadığı kesindir. Evinde kılıp kılmadığı tartışmalıdır. (s. 310)
Bid’atlarla mücadelesiyle tanınan İbnül Cevzi (ölm. 597/1200) farz dışında herhangi bir namazı cami içinde kılmanın, ibadet ehline iblis tarafından bulaştırılan bir saptırma olduğunu belirtmektedir. Ona göre böyle bir şey riyayı meşrulaştırmaktadır. (s. 310)
Peki Cuma’dan sonra Öğle Namazı kılınır mı?
Öztürk şöyle yazmış; Cuma kılınmışsa Öğle Namazı gerekmez. Kılınmamışsa Öğle Namazı kılmak gerekir. Öğle Namazı on rekat değil, dört rekattır. (s. 312)
*
Cuma Namazı’ndaki yanlışlıklar bu kadar değil..
Cuma Namazı’nda okunan iç ezan da Emeviler tarafından konulmuş, Hz Peygamber’in uygulamasında yokmuş. (s. 313)
Bir başka nokta..
Resul ve dört halife zamanında hutbe namazdan sonra okunurmuş.. Emeviler namazdan önceye almışlar.. Bir Emevi bid’atı olmuş.. Kurallaşmış, dinleşmiş.. (s. 320)
Hutbenin yerini niye değiştirmişler?
Halk söylediklerini dinlesin diye, namazı kılıp gitmesin diye.. Çünkü hutbe Cuma’nın farzı değil.. (s. 318)
*
Gelelim meselenin can alıcı yerine..
Yaşar Nuri Öztürk, şu çağrıyı yapıyor.
“Bugün bize düşen bu hile ve arttırmaya karşı çıkmak için ekleme rekatları kılmamaktır. Kılınmasında ısrar edilen bir cami ise o camide namaz kılmamak en iyi yoldur. Bunu kılmamak, bid’ata karşı çıkış olduğu için sevap kazandırır. Aksini yapmak bu eklemeyi Cuma’nın bir parçası olarak gösteren bid’atçılığı desteklemek olduğu için bizi günaha sokar.” (s. 311)
*
Bir cami eğil ki bütün camilerde böyle.. Ben kendimi bildim bileli böyle.. Hutbeden önce ön sünnet diye dört rekat namazı imam da kılar cemaat de.. Sonrasını yine imam da kılar, cemaatin çoğunluğu da..
Bu yaptığımız bid’atsa, günahsa Diyanet neden ses çıkarmıyor?
Neden bizi bid’ata zorluyor?
Bilerek bilmeyerek, Prof. Öztürk’ün dediği gibi Cuma‘yı Allah’ın hakkı iki rekat, bid’atların hakkı on dört rekat haline mi getirdik..
Bugünkü uygulama doğruysa Diyanet neden doğru olduğunu açıklamalı.. Şu nedenle Cuma Namazı bu şekilde kılınıyor diye izah etmeli..