Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YAŞ fotoğrafını gördünüz mü?.. Başbakan, bakanlar, generaller masanın etrafında; masada ne bi bardak var ne bi su..
Daha önceki toplantılarda su vardı.. İnsanların ağzı kurur, dili damağına yapışır, bir yudum su içmek ister diye konulmuştu..
Efendim ramazan..
Ramazan nedeniyle su servisi yasak!.. Yasağı kim koydu?
Devlet!
Devlet diyor ki; niyetli ol, olma önemli değil.. Ramazanda su bile içemezsin!
Zorunlu oruç hali!
*
Laiklik mevzuuna girmeyeceğim.. O fotoğrafın alta yansımasına dikkat çekeceğim..
Devletin zirvesinde anlayış böyleyse, Anadolu’da nasıldır?
Şöyle; kentlerde, kasabalarda, köylerde bir yudum su içen gavurdur, Allahsızdır, kitapsızdır..
Bu uzun süredir böyledir.. Çoğu yerde bırakın yemeği bisküvi bulamazsın.. Sigara yakana dövecekmiş gibi bakarlar.. Zaman zaman döverler de!..
Oruç tutan kendini mahallenin, ilçenin orucundan da sorumlu tutar.. Herkes oruçlu olsun diye çabalar.. Oruç tutmayana yemek vermezse, su vermezse, aç bırakırsa yola getireceğini düşünür..
Sevap kazanacağına inanır..
*
YAŞ fotoğrafı bu hali meşrulaştırdı.. Devlet emriyle orucun kapısını açtı.. Kamu dairelerini düşünün.. Zaten çoğu yerde ramazanda yemek çıkmıyor, artık kimse kolay kolay su da içemez..
Oruç tutmasa da tutuyormuş gibi yapar.. Devlet kararıyla aç biilaç oturur..
Keşke su şişeleri yerinde dursaydı.. Ne millet ayıplardı ne su şişesi masada diye toplantıya katılanların orucu bozulurdu..
Sonra..
Başkasına ne!.. Oruç Allah’la kul arasında değil mi? Ne günahı bölüşülür, ne sevabı paylaşılır.. Bu sebeple kimsenin orucunun kimseyi ilgilendirmemesi lazım..
Doğrusu bu..
Ama gel gör ki öyle değil.. Devleti en üst düzeyde ilgilendirmeye başlamış.. Suya müdahale ihtiyacı hissedilmiş.. Suyun masada olmasının orucu sakatlayacağı düşünülmüş..
Sevabı kime yazılmıştır?

Haberin Devamı

Köşk’ten gelen mesajın adresi
Cumhurbaşkanı Gül’e en yakın isim çıktı konuştu.. Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, Gül’ün kırgın olduğunu lisanı münasiple anlattı..
Cumhurbaşkanı’nın çok üzüldüğünü söyledi..
Üzen kimdi?
Üzülme sebeplerine bakılırsa üzen Başbakan olmalıydı.. Gözler o tarafa çevrildi, cevap beklendi..
Cevap Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’dan geldi..
Başdanışmana karşı başdanışman..
Başdanışmanlar meydan muharebesi diyelim!..
Akdoğan özetle ve ısrarla Gül ve Erdoğan’ın medya üzerinden mesaj vermek gibi bir yolu seçmesinin söz konusu olmayacağını söyledi..
‘Ne bunu yaparlar ne de ulaklar üzerinden toplum algısı önünde böyle bir mesaj vermek isterler’ dedi..
Ama ortada somut bir durum var.. O mesaj verildi..
Verildi de kime verildi?
Meselenin püf noktası bu.. Mesajın hedefi Erdoğan’a değildi.. Katılıyorum, aracısız konuşacak kadar birbirlerine yakınlar..
Peki o zaman mesaj kimeydi?
Kamuoyuna..
Bize, size, hepimize..
Yumuşak başlı isem kim dedi ki uysal koyunum
Kesilir, fakat çekmeye gelmez boynum
Demek istedi..
Hakkımda bunca laf ediliyor, yeni görevler, yeni roller biçiliyor, susuyorsam terbiyemdendir..
Demek istedi..
En üst makamın dilini bağladığını ima etti.. Başdanışman kanalı bu sebeple açıldı..

Haberin Devamı

Dikkat! Yeni türban dalgası geliyor
Belki daha erken ama şimdiden dikkat çekmekte yarar var..
Anayasa Uzlaşma Komisyonu ‘umutsuz da olsa’ yeniden çalışmaya başladı.. Başlarken de iktidar partisi türban konusunda önemli bir hamle yaptı..
Kamu çalışanlarına türbanı serbest bırakacak düzenleme önerdi..
Kabul edilirse..
Kadın vali, kaymakam, hâkim, savcı, polis, asker, öğretmen vb türban takabilecek..
*
Anlaşılan o ki; yeni anayasa yazılırsa, iktidar partisi yeni anayasayı referanduma götürecek sayıyı bulursa, havuç maddelerden biri belli..
Türban..
Türban sokakta varsa devlette olmasın mı denilecek..
Devlet milletten kopuk olamaz denilecek.. Milletin tercihi devlete taşınmalı denilecek..
Milletin devlete el koyması için basın mührü kampanyası yapılacak..
*
Ama asıl sorun yine konuşulmayacak, sorulsa da cevap verilmeyecek..
Hep sorarım.. Asıl soru şu....
Türban genel tercihse neden iş dünyasında çok sayıda türbanlı kadın yok? Onca İslami şirket varken, onca mütedeyyin patron varken neden türban takan genel müdür yok? Finans müdürü yok, halkla ilişkiler müdürü yok?