Tamam sabah akşam Uludere’yi konuşmayalım.. Tamam Başbakan’ın dediğini yapalım..
Emri kim verdi, emri kim verdi açıklayın diye tutturmayalım..
Bekleyelim..
Bekleyelim ama bu arada Uludere kürtaja kurban gitmesin..
Böyle bir eğilim var..
Kürtaj memleketin en önemli meselesi yapılıyor..
10 haftaya kadar izin var, 10 haftadan sonra suç ya..
Aşağıya çektiğimiz zaman.. Veya hepten yasakladığımız an cinayetler bitecek, ülke rahatlayacak sanki..
Uludere’nin de yaraları sarılacak!..
*
Dikkat edin artık sadece bombalamayı.. Artık sadece hatayı konuşmuyoruz..
Uludere beş ayda öyle bir savruldu ki.. Tanınmaz hale geldi..
Dünün masumları, bugün terörist oldu..
*
Beş ay önce, 50 lira için dağ bayır aşıp saatlerce yol yürüyen.. Her türlü riski alıp, sınırı geçen masumlardı onlar..
Kimi okul parası kimi kantin harçlığı için kaçağa çıkmıştı..
Ne yapsınlar başka çareleri yok deniyordu.. Kaçağa mahkûmlar.. Aslında kaçak demek de yanlış ‘izinli kaçaktı’ yaptıkları.. Kayda geçmeyen ticaret.. Herkesin bildiği, gördüğü ama görmezden geldiği yolculuktu..
Beş ay önce ağıtlar böyle yakıldı.. ‘Abi sen çok yoruldun bu gece de ben gideyim’ diyerek yola çıkan.. Ölüme koşan gençlerin hikâyeleri yazıldı, çizildi..
Onlar için ağlandı..
*
10 gün oluyor.. Wall Street Jaurnal, Uludere işini kaşıyınca, ilk görüntünün ABD’ye ait predator’dan verildiğini iddia edince..
Hava döndü..
Beş ay öncenin masum çocukları, kader mahkûmu insanları..
PKK’nın figüranı ilan edildi..
Bölgeyi dolap beygiri gibi turladıkları söylendi..
Ellerinde mayın haritalarıyla dolaştıkları, bu sebeple mayına basmadıkları anlatıldı..
Bütün bunlar beş ayda oldu..
Milliyetçi dalga yükseltildi, siyasal iktidar o dalganın üzerine çıkarak sörf yapmaya başladı..
*
Amerikan gazetesi o haberi yazmasaydı bunlar olur muydu bilmiyorum..
İktidar öfkelenir miydi? Telaşa kapılır mıydı?
Tahmin edemiyorum..
Amerikan gazetesi yarayı kaşıdı diye faturanın ölenlere kesilmesini de anlamıyorum.
Dünün masumları..
Bugünün teröristleri oldu..
Bu hale çare bulmak lazım.. Bu sebeple diyorum ki Uludere kürtaja kurban edilmesin..
Kaynayıp gitmesin..
MHP’de telaş..
2010 referandumundan beri iktidar aynı politikayı izliyor..
Kendi ‘muhafazakâr’ tabanının yanına ‘milliyetçi ülkücü’ tabanı da monte etmek istiyor..
2010’da başarılı oldu..
Bahçeli’nin ‘hayır’ kampanyası yapmasına rağmen MHP tabanının bir kısmı ‘evet’ dedi.. Yüzde 58 böyle çıktı..
O gün bugündür Başbakan yeri geldikçe MHP yönetimine yükleniyor.. Ülkücü tabana göz kırpıyor.. Ülkücülerin gönlünü okşayan demeçler veriyor..
Sözler söylüyor..
Yaptırdığı her ankette yüzde 52’lere, 53’lere tutunmasının sebebi bu.. Ülkücü göçü..
Milliyetçi tabanın ufak ufak yer değiştirmesi..
*
Bu politika Uludere’de de karşımıza çıktı.. İçişleri Bakanı’nın ‘hak ettiler’ anlamına gelen demecine hepimiz çok kızdık..
Eleştirdik, kınadık ama milliyetçi camiada yankı yaptı.. Kabul buldu..
Bu da MHP yönetiminde telaş yarattı..
Telaş yaratmasa..
Bahçeli, AKP sözcüsünün yaklaşımını insani bulmadığı İçişleri Bakanı’nı övmezdi.. Sahip çıkmazdı.. Grup konuşmasının bir bölümünü buna ayırmazdı..
BÇG mi, MGK mı soruşturuluyor?
28 Şubat’ın son dalgasıyla gelen tutuklamalar kafamı karıştırdı..
28 Şubat postmodern darbeyse.. Bu darbenin karargâhı Batı Çalışma Grubu‘ydu.. Baskının, fişlemenin merkezi gösterilmişti.. Hükümeti çalışamaz hale getiren o gruptu..
İddialar bu yönde..
Soruşturma da bu kapsamda sürüyordu..
BÇG’yi kuranlar..
BÇG’de görev alanlar..
Yani karargâh denilen Genelkurmay’la sınırlıydı..
Son dalga bu gidişatı bozdu..
Karargâhın dışına taştı..
Dönemin kara ve hava kuvvetleri komutanları, dönemin MGK genel sekreteri de tutuklandı..
Bu komutanların BÇG ile ilişkisi var mı bilmiyorum..
Ama ortaya çıkan fotoğraf MGK da kapsama alanına sokuldu izlenimini veriyor..
MGK kararlarına imza atan askeri kanadın!..
Karadayı dışında hepsi tutuklu..
