Size hikayeyi anlatayım.. Sınav işlerine el atan birinci bakan SBS denilen bir uygulama çıkardı.. Çocuklar altıncı sınıftan itibaren üç yıl sınava girecek, her yıl aldıkları puanların ortalaması alınacak türü bir sistem..
Bu da yetmez denildi; okuldaki not ortalaması ile kanaat da eklendi..
Yabancı okullar yemezler dedi.. Biz not ortalaması ile kanaat notuna güvenmeyiz..
Aslında sistem o gün çöktü..
Çünkü bakanlık yerse diyemedi.. İşinize gelmiyorsa kapatın gidin restini çekemedi.. İki başlılık oldu.. Anadolu liseleri üç yılın ortalamasıyla, yabancı okullar tek sınavla öğrenci aldı..
Dershaneler dolup taştı..
*
O gitti ikinci bakan geldi..
Basın toplantısı düzenleyerek; ‘çocuklarımız perişan oldu, dershaneye tutsak oldu, çocukluklarını yaşayamadılar, testçi oldular’ dedi, verdi veriştirdi..
Sınav sistemini üçten bire indirdi..
Dershanecilik devam etti..
*
O da gitti üçüncü bakan geldi..
O, imam hatipleri canlandırmak için eğitim sistemini altüst etti.. Okula gitme yaşını 60 aya indirdi..
Bebeler ilkokullu olunca okullar okul olmaktan çıktı.. Birçok çocuk okuma yazma bile öğrenemeden ikinci sınıfa geçti.. Öğretmenler o yaşa eğitimli değildi, ne yapacaklarını bilemediler..
Raporlar ortada; çocuklar helak oldu..
*
Dördüncü bakan geldi.. 4+4+4’ü ellemedi ama 60 ay faciasına son verdi.. Hemen ardından sınav sistemine el attı..
Yeni sistem şöyle.. Altı temel ders için bakanlık her dönem merkezi sınav yapacak.. Yani sekizinci sınıflar bu yıl 12 sınava girecek..
Seneye altıncı ve yedinci sınıfları da kapsayacak..
Toplam 36 sınava girecekler..
Sistem Türk usulü..
Yabancı okullar kabul eder mi, sistem yürür mü yürümez mi belli değil..
Ama şu belli..
Bu bakan gidip başka bakan gelirse sistem değişir.. Çünkü eğitim oyuncak oldu, her gelen bakan, dikkatinizi çekerim her gelen hükümet demiyorum, aynı partinin, aynı iktidarın bakanlarından söz ediyorum..
Evet, her bakan eğitime parmak attı..
Hepsi eline yüzüne bulaştırdı..
Eğitim yaz boz, çocuklar kobay demem bundan..
Başkanlık işi bitti mi?
Burhan Kuzu ekranlara çıkmadığına göre, her gün demeç patlatmadığına göre iktidar bu hayalden vazgeçti deniliyor..
Vazgeçmedi de anayasa değişikliğini geçiremeyeceğini anladı galiba!..
Peki ne olacak?
Gerçi, ben her an bi sürpriz bekliyorum, en azından partili cumhurbaşkanı gibi.. Ama gelin sürpriz olmayacakmış gibi bakalım..
Geriye şu kalıyor..
Karizmaya dayalı fiili durum yaratılacak.. Başbakan, cumhurbaşkanı olduktan sonra ‘başkanlık’ kapısı zorlanacak..
Gidişat bu yönde..
Nasıl mı?
Erdoğan cumhurbaşkanı seçilirse partisine hakimiyeti kullanarak genel başkan ve başbakanı belirler..
Hem cumhurbaşkanı hem başbakan gibi davranır.. Bakanlar Köşk’e hesap verir..
Referandum zorlanır..
*
İşin peşini bırakmaz, Abdullah Gül gibi, Süleyman Demirel gibi, Turgut Özal gibi sadece o rolü, o görevi kabul etmez mi?
Etmez.. İşaretler bu yönde..
Gönüllü yok ki koalisyon olsun
Suriye’ye müdahale etmeye hazır böyle bir koalisyon var mı?
Yok..
Ankara istiyor ama yanaşan yok..
Ortada gönüllü mönüllü yok..
Zaten böyle bir koalisyon kurulsa bile Ankara’nın elinde o koalisyona katılma yetkisi yok..
*
Ne olacak?
Kongre onay verirse -ki verecekmiş gibi- ABD iki üç füze yollar o kadar..
Sen istediğin kadar yetmez de, Esat devrilmeden olmaz de, Batı’ya söv dur..
Batı dinliyor mu?
Hayır mı?
Mesele bu zaten.. Batı’nın dinlememesi..
