Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Meseleleri yakından takip edenler soruyor.. Hem bugünkü yapı kalırsa duvara toslarız diyorsun.. Hem liderler sultasından söz ederek parlamenter sistemi karalıyorsun.. Hem de başkanlık sistemine karşı çıkıyorsun..
Ne diyeyim..
Valla aynen öyle..
Bugünkü sistem de kötü, iktidar partisinin önerdiği sistem de kötü..
Hatta daha da kötü..
Al birini vur ötekine hali..
İkisi de otoriter rejime çanak tutuyor.. Gücü eline geçirene at koşturma izni veriyor..
Peki ne olmalı?
Öyle de olmuyor böyle de.. O halde ne yapacağız?
Yapılması gereken basit.. Vekil ile seçmeni buluşturacağız, millet (seçmen anlamında kullandım, siyaset bilimindeki millet anlamında değil) vekilini seçecek..
Seçilen kişi milletin vekili olacak.
Milletvekili olacak! Seçmeninden aldığı güçle Meclis’e gidecek.. ABD’de olduğu gibi, Fransa’da olduğu gibi, İngiltere’de olduğu gibi..
Bakın üç ayrı ülkeden üç ayrı sistemden söz ettim..
ABD’de başkanlık.. Fransa’da yarı başkanlık.. İngiltere’de parlamenter sistem var.. Hepsinin dayandığı taban aynı.. Vekilin sırtını seçmenine yaslaması.. Seçmeninden güç alması.. Liderinden değil..
*
Bizde bırakın güç almayı, eski gazete yazarı, yeni parlamenter ekranlara çıkıp ‘liderimin dediğini yapmak demokrasi anlayışımın gereğidir’ diyebiliyor..
Tek kelime ile feci!..
(Biliyorsunuz; Meclis’e özgürlük, milletvekillerine özgürlük diye çok yazı yazdım) Bu anlayışın hakim olduğu ülkede sistemi nasıl kurgularsan kurgula demokrasi olur mu?
Olmaz!..
O halde yapılacak ilk iş bu anlayışı yıkmaktır.. Gerisi kolay, oturup tartışırız başkanlık mı iyi parlamenter sistem mi iyi? Bana sorarsanız parlamenter sistem derim.. Ama bugünkü haliyle değil.. Düzeltmek için anayasayla falan oynamaya gerek yok..
İki yasada iki üç maddeyi değiştirsinler (ki bir gecede yapabilirler) iş biter.. Düşünebiliyor musunuz?
Bir sabah uyanmışız..
Memlekete demokrasi gelmiş..

Haberin Devamı

Kuvvetler birliğine taş gibi örnek

Sağlık Bakanlığı’nın dünkü yazıma gönderdiği açıklamadaki bir cümle iki gündür ekranları kaplayan tartışmaya son noktayı koyuyor..
Neye mi?
Kuvvetler ayrılığı hikayesine..
*
Başbakan bu haliyle bile şikayet ediyor ama bizde kuvvetler ayrılığı falan yok.. Başbakan Yardımcısı söylemişti zaten..
Kimse kimseyi kandırmasın demişti.. Kuvvetler birliği var!
Bakanlığın açıklamasındaki o cümleye geçelim..
“Tam Gün Kanunu’nun bazı maddelerine ilişkin Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararından sonra 650 sayılı KHK ile iptal edilen kısımlarla ilgili yeniden düzenleme yapılmıştır.”
KHK, yürütmenin Meclis’in haberi olmadan çıkardığı kanun demek...
Ne olmuş! Meclis yasa çıkarmış, Anayasa Mahkemesi iptal etmiş, Hükümet KHK ile yeni düzenlemeye gitmiş.. Meclis’i by-pass etmiş..
Bunu da Adalet Bakanlığı’nı ilgilendiren KHK’nın içine koyarak yapmış..
*
Demem şu diye başlayayım..
Başkanlık sistemine geçersek, başkana yasa çıkarma yetkisi verirsek..
Gerisini söylemeyeyim..

Haberin Devamı

Dekanı kafaya al sistemi!

Dün ‘Doktor yasağı bizim için de kalktı mı’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım.. Tam gün yasasına, performans uygulamasına karşı çıkıp üniversiteden ayrılan doktorlar var ya.. Çoğu dalında uzmandı..
Çoğu diyeceğim ama neredeyse tamamı Hoca’ydı.. Mecbur üniversiteden ayrıldılar.. Üniversite ve devlet hastanelerinde ameliyat yapmaları yasaklandı.. Yasak Başbakan için delindi, Sağlık Bakanı’nın eşi için delindi.. Dün sordum.. Bu uygulama bizim için de geçerli mi?
*
Bakanlıktan yanıt geldi.. Evet geçerliymiş.. Allah sağlık versin problem olursa üniversite devlet kurumları dışındaki hekimler konsültasyon hizmeti verebilirlermiş..
Yani.. Danışman sıfatıyla ameliyata girebilirlermiş.. Nasıl derseniz katakulli yaparak derim.. İzah edeyim..
Ameliyatınızı dalında uzman bir doktorun yapmasını mı istiyorsunuz?
Yöntem şöyleymiş.. Hoca eski asistanı üzerinden döner sermayeye kayıt yaptırıyor, siz o asistanın hastası oluyorsunuz..
Ameliyatınızı konsültasyon hizmeti adı altında Hoca yapıyor..
Bu katakulli değil mi? Yasayı delik deşik etmek değil mi?
Bakan eşi için yapmış.. Yarın siz de yapın diyeceğim ama o kadar kolay değil.. Ana bilim dalı başkanının talebi, dekanın onayı gerekiyormuş..
Yasa niye çıktı!
Hocaların muayenehanede para alıp ameliyat yapmaması için değil mi? Bakan’ın gerekçesi buydu..
Yapılan değişiklikle ne oldu..
Yine Hoca’ya muayenehanede para ödüyorsun..
Yetmiyor, üstüne üstlük izin vermesi için dekana da bir şeyler veriyorsun..
*
Bakan’ın eşi için onay veren dekanın gerekçesi neydi merak ediyorum.. Son çıkarılan yasa nedeniyle bünyemizde bu ameliyatı başarıyla yapacak uzman doktor kalmadığı için olabilir mi?
Bakanlık bi zahmet yollar mı?