Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta, bu kez Bülent Arınç ortaya atıldı, vicdanlara oynadı.. Vicdanlara su serpmeye çalıştı... Aslında ‘bu kez’ demem yanlış.. İktidar adamları arasında kontur çıkışlar yapan bi o var.. Bir ara Ertuğrul Günay bu kulvara girmeye çalıştı, kafa uzattı..
Katillere özel af çıkarılmasının vicdanını sızlattığını söyledi.. Ama gerisini getirmedi..
Anlaşıldı ki; kendi vicdanını rahatlatmaya çalışmış!. 1970’lerdeki pozisyonu aklına gelmiş, yedi TİP’linin katillerinin af edilmesinin ağırlığıyla ezilmiş..
*
Arınç’ın durumu başka.. O, rol icabı değil yürekten çıkışlar yapıyor ama sonuç ne derseniz; sıfıra sıfır elde var sıfır..
Genelde söylediğiyle kalıyor.. Çünkü söylemenin ötesine geçemiyor..
*
Mesela..
Hakkında işkence ve tecavüz suçlaması olan polis müdürü Selim Ay meselesi.. İstanbul’a terör müdürü olarak atandı..
İçişleri Bakanı savunuyor.. Hatta bir televizyon programında Başbakan da sahiplendi..
Arınç doğru olmadı diyerek karşı çıkmış.. Selim Ay değişecek mis gibi olacak demiş..
Ay, görevden alınır mı?
Çok zor, çok..
*
Mesela..
Uzun tutukluluklar.. Arınç; 4-5 yıldır yatanlar var, bıraksanız nereye gidecekler’ diyerek tavır koymuş..
Haklı.. Peki, Arınç söyledi diye tahliye kapısı açılır mı?
Hayır..
Önüne gelenin tutuklandığı dönem biter mi?
Hayır..
Yapılacak tek şey yasal düzenlemeye gitmek.. O da iktidarın işine gelmiyor!..
Efendim üçüncü yargı paketiyle yapılması gereken yapıldı?
Hayır yapılmadı.. Sadece mahkemelere mesaj verildi; o kadar..
*
Mesela..
Genelkurmay Başkanı’na terörist suçlaması.. Arınç demiş ki; adamın asli görevi terörle mücadele, böyle bir iddianame ağır cezadan daha ağırdır..
İyi de iktidar bu konuda ne yaptı?..
12 Eylül öncesinin katillerini bırakmak için yasaya iki satır eklediler.. Başbuğ kurtarmak için de ekleyebilirlerdi..
İstemediler..
*
Uludere’ye girmeyeyim hadi.. Arınç , kim düşündüyse kim yaptıysa Allah belasını versin diyor ama içinde olduğu iktidar kimin yaptığını bulmuyor.. Tam tersi bulun diyenleri suçluyor.. Hem de ağır ithamlarla!..
*
Şunu söyleyeyim.. İktidar adamları vicdan kredisini tüketti .. Arınç ne kadar içten olursa olsun fark etmez..
Söylenenler güzel sözler, boş vaatler olarak kalıyor.

Haberin Devamı

İthal terörist yasa kurbanı
İktidar bazı şeyleri kabul edilemez buluyor ama hepsinin müsebbibi kendisi..
Kendi çıkardığı yasalar.. Hepsi kendinin ürünü..
İthal DHKP’li (!) Fransız vatandaşı Sevil’in başına gelenlere bakın.. Savcı örgüt üyeliğinden 32 yıl hapsini istemiş..
İktidar adamları çıkıp bu talebi savunur mu?
Savunmazlar, aşırı bulurlar..
İddianamedeki delillerine bakın.. Yemekhaneye ‘1 Mayıs’ta Taksim’deyiz’ afişi asmak.. 1 Mayıs’a katılmak.. Parasız eğitim istedikleri için tutuklanan iki öğrencinin serbest bırakılmasını istemek, Grup Yorum konseri için bilet satmak falan filan..
Bunların suç delili olarak iddianameye girmesi ayıp!..
Kimin ayıbı derseniz iktidarın ayıbı derim.. Yaptıkları muğlak.. Terör tanımı içine ne atarsan yutar cinsinden.. Şiddet kavramıyla düşünce özgürlüğü iç içe sokulmuş..
Hal böyle olunca konser bileti satmak bazen terörist faaliyete sayılıyor..
İçişleri Bakanı havan topuyla gazete yazısını eş değer tutarsa, savcı da suç delili olarak iddianameye koyar..
*
İleride bu dönem konuşulurken kimse savcının adını anmayacak.. AKP iktidarı döneminde insanlar bunları yaşandı diye anlatılacak..

Haberin Devamı

‘Eurovision’a milli mesele yapmadan katılalım
TRT Genel Müdürü; Eurovision’a katılmayabiliriz deyince müzik adamları ikiye bölündü.. Kimi gereksiz bir yarışma diyerek destek verdi kimi talisiz bir açıklama olarak gördü, müzikte geri gideceğimizi iddia etti..
Bana göre katılmasak da olur.. Çok da önemli değil..
Biraz politik, biraz değil fazlasıyla politik yarışma olduğu belli.. Sadece biz değil bir çok ülkenin jürisi milli mesele yapıyor..
*
Müzikten çok husumet ölçümlü oylama oluyor!.. Bu sebeple eskisi kadar havası yok, etkisi yok.. Bir ara dünyanın en önemli müzik yarışması muamelesini yapıyorduk.. Üç puanla kapadığımız yarışmalardan sonra haftalarca kendimize gelemiyorduk.. Hasta yatıyorduk..
Sonra bu duygumuzu attık..
Eurovision’u önemsememeye başladık.. Rahatladık..
*
Sonra ne olduksa, 2003 yılında oldu.. Sertap Erener birinci olunca eski sevgiliyle kucaklaştık.. Gururumuz okşanmıştı..
O günden sonra asıldıkça asıldık. Asılmakla kalmadık en önemli milli mesele haline getirdik.. Eski günlere döndük.. Bize oy veren dost ülkeler, oy vermeyen düşman ülkeler sıralaması bile yaptık..
Sadece biz değil ötekiler de yaptı..
Eurovision’un çılkı çıktı..
Bu sebeple katılacaksak da kendimizi yırtmadan katılalım.. İyi sonuç alamayınca ulusal yas tutmayalım.. Milli mesele yapmayalım..
Bi gecelik eğlence diye bakalım..