Olayın özeti şu; BDP milletvekilleri Karadeniz’den kovuldu.. Sinop’ta ölümle, linçle burun buruna geldiler.. Samsun’da taşlandılar.. Trabzon gezisini iptal etmek zorunda kaldılar..
Olan biteni..
Üç beş provokatörün işi..
Kendini bilmezlerin eylemi..
Süreci baltalamak isteyenlerin oyunu diye açıklayamayız..
Mesele ciddi..
Üzerinde düşünülmesi, konuşulması, nedenlerinin iyi tahlil edilmesi gerekir.. Bugün Sinop, Samsun yarın Trabzon..
Öbür gün..
Çanakkale, Manisa, Kayseri, Denizli..
Hissediyorum; Allah korusun diyorsunuz.. Allah yapacağını yapmış, yaratırken kafatasımızın içine beyin koymuş..
Akıl ihsan eylemiş..
*
Çata patayı kenara koyalım.. Sinop’un, Samsun’un altyapısı nasıl oluştu gelin ona bakalım..
Başbakan, MHP ile CHP’yi suçladı.. Öğretmenevini basanların o kafadaki kişiler olduğunu söyledi..
MHP’nin dili ilk günden kötüydü.. İmralı’daki Öcalan ile görüşmelerin başladığı günden beri tahrik ediciydi..
Peki ama AKP’nin dili, Başbakan’ın dili çok mu iyiydi..
Grup konuşmasında seçilmiş milletvekilleri diye sahip çıktığı BDP’lilere düne kadar terör örgütünün Meclis’teki uzantıları demedi mi?
Onlara PKK’lı muamelesi yapmadı mı?
PKK militanlarıyla kucaklaştılar diye hain damgası vurmadı mı? Dışlamadı mı?
O halde..
MHP’nin dili kadar iktidarın dili de sorunlu..
Karadeniz’deki tepkinin kilometre taşları diyelim mi?
*
Haaa.. Şu da var..
BDP’lilere orada ne işiniz vardı diyerek tereyağından kıl çeker gibi sıyrılamayız..
Kabahat devri yapmak sorunu çözmez..
Zamanlama konusunda bir iki laf edilebilir ama o kadar!..
*
Bu vesileyle şu da ortaya çıktı..
Aynı gün, Başbakan Yardımcısı Atalay Kıbrıs dönüşü uçakta gazetecilere; “Biz geçen gün Sayın Başbakanımızla Karadeniz toplantısını yaptık. En hassas bölgelerden birisidir. Şimdi baktık ki Karadeniz’de hiçbir sorun yok” demişti ya..
Atalay’ın sorun yok dediği Karadeniz’in hali ortada..
Belli ki iktidar nabzı tutamamış.. Belli ki birileri iktidarı kandırmış..
Dikkat!..
Habur krizine de böyle gittik.. İktidarın sorun yok diye bakmasından..
Sinop ve Samsun’da yaşananlar bana işaret fişeği gibi geldi.. Herkes ama en başta siyasetçiler diline dikkat etmeli..
Sabah akşam çok kritik süreçten geçiyoruz diyerek o dar kapıdan geçilmiyor..
Ergenekon’da usul hatası kasıtlı mı?
Balyoz davasından deneyimliyiz.. Mahkeme göz göre göre usul hatası yaptı.. Mesela savunmaları kısıtladı, en önemli CD’yi bilirkişiye yollamadı..
Niye böyle yaptı?
İşin içinden çıkamadı da ondan..
Topu Yargıtay’a attı.. Esastan değil de usulden bozmasını istedi.. Kendini kurtardı.. Gerisi Allah kerim..
*
Aynı senaryonun Ergenekon davasında da sahneye konulduğu kanısındayım..
Kanun açık, net..
Eski Genelkurmay Başkanı ile dönemin kuvvet komutanları mahkemeye gitmiş, ifade vermek istemişler..
Heyet reddetmiş..
Kanun ne diyor? Ceza Kanunu’nun 175. maddesi..
Dinleyeceksin diyor..
Usul hatası mı?
Açık ve net..
Dosya, birçok neden var da bu nedenle de Yargıtay’dan döner mi?
Kanun açıksa dönmesi lazım..
*
Peki heyet niye böyle yaptı?
Efendim dinlenen tanıklar yeterliymiş!.. Tanık gösteren eski Genelkurmay Başkanı.. Tanık olmayı kabul edip Silivri’ye gelen de eski Genelkurmay Başkanı.. Kuvvet komutanları..
Belki de çok önemli bir şey söyleyecekler.. Sarsıcı!..
Heyet dinlemek istemedi.. Usul hatası yaptı..
Sizce bi anlamı yok mu?
Sağlık Bakanı’nı ‘Hoca’lar yemiş!
Geçen gün Milli Eğitim Bakanı’nın ayağını eşler kaydırmış dedim.. Öyle ya yeni gelen Bakan’ın ilk icraatı evli öğretmenleri kavuşturmak oldu..
Sekiz bin kişi.. Az buz değil..
Çok başarılı, çok başarı denilen Sağlık Bakanı’nın da niye koltuktan olduğu dün belli oldu..
Onun ayağını da ‘Üniversite Hocaları’ kaydırmış..
Nerden mi biliyorum..
Yeni Sağlık Bakanı üniversiteden istifa eden hekimleri geri döndürmeyi amaçladıklarını açıkladı ya!.
O ‘Hoca’ları üniversiteden gönderen kimdi?
Eski Sağlık Bakanı..
*
Profesörlere pratisyen doktor muamelesi çekmek istedi.. Tutmadı.. En iyileri bastı istifayı gitti.. O da misilleme olarak üniversitede ameliyata girmelerini yasakladı..
Skandal oldu tabii..
Başbakan’ın ameliyatına, kendi eşinin ameliyatına, üniversiteden ayrılmaya zorladığı, ameliyat yasağı koyduğu profesörler girince skandal katladı..
Duble oldu..