Bugün pazar.. Bizim buralarda hava güneşli, sıcak.. Ama insanın içini ısıtmıyor..
Yüreğimiz geçen hafta öyle soğumuş ki; ne yapsan nafile..
Yürek ısınmıyor, baharı karşılamıyor..
Güneşi göremiyor..
*
Akıl almaz işler oldu.. Polis, basılmamış kitabın kopyalarını aradı..
Bulduklarını aldı, imha etti!..
İçinde ne olduğu, ne yazdığını bilmediğimiz kitap taslağını.. Taslak diyorum çünkü son hali midir, değil midir; Ahmet’in dışında kimse bilmiyor..
O da içeride!
*
Kitap demek yanlış galiba.. Çünkü basılınca, yayımlanınca kitap adını alıyor, bilgisayardayken değil..
Neyse mevzumuz başka..
Yapılan Anayasal suçtu..
Hem basılmamış kitabı suç unsuru kabul etmek Anayasa’ya aykırıydı...
Hem de polis tarafından imha edilmesi suçtu..
*
Meselenin trajikomik yanı da şuydu.. Ahmet ile Nedim’in koğuşunda da kitabın nüshaları arandı.. Yattıkları hücrelerde, ortak kullandıkları alanda..
Bulsalardı!..
Basılmamış kitabın bile sorgusuz sualsiz cezaevine atıldığı kanıtlanmış olacaktı..
*
Vahimdi..
Ama daha vahimi de oldu.. Memlekette ne olursa olsun yeter ki bundan hükümetimiz zarar görmesin, AKP’ye zeval gelmesin diyen gazeteler olayı küçülttükçe küçülttü..
Sıradanlaştırmaya çalışıldı.. 12 Eylül döneminde bile yapılmayan uygulama normalmiş gibi sunuldu..
Ne oluyor diyenleri de.. Dehşet içinde kalanları da mesele haline getirenleri de askerci medya mensubu ilan ettiler..
Böylece vicdanlarını rahatlattılar mı bilmiyorum, ama sahiplendikleri yerleri korumak için her türlü uygulamaya eyvallah çekeceklerinin sinyalini vermiş oldular..
Totaliter rejim olsa da!..
*
Bunu niye yapıyorlar diye sorarsanız..
Taraftarlık duyguları, zaman zaman taraf oldukları siyasi akımın önüne geçtiği için..
Alıp başını gittiği için..
Kitap avı memlekete ayar çekti
Bir de baktım ki..
Endişeliyiz diyenlerin endişesini abartılı bulanlar..
Gidişat iyi değil, buradan ileri demokrasi çıkmaz, otoriterleşme çıkar sözüne kızanlar..
Askeri vesayetin kaldırılmasını alkışlıyorum ama dikkat edin yerine başka bir vesayet gelmesin diye uyaranları başka hesaplar peşinde olmakla suçlayanlar..
Ülke, tüm kurumlarıyla giderek tek merkezden yönetilmeye başlandı, bu hayra işaret değil diyenleri statükocu olmakla itham edenler..
Basılmamış kitap avını görünce aynen şu cümleleri kullandılar..
(...) otoriter bir işlemdir..
(...) böylesine ancak totaliter rejimlerde rastlanır..
(...) demokraside yeri yok..
*
İyiye alamet tabii..
Basılmamış kitap avı, biraz pencereleri araladı galiba.. Zihinleri sarstı, ayar çekti..
Gül de Arınç da endişeli modern mi?
Cumhurbaşkanı kaygılıyım dediğine göre.. Başbakan Yardımcısı endişeli olduğunu söylediğine göre..
Farkında değilmişiz.. Demek ki; onlar da endişeli modernler kulübüne girmişler..
Çünkü, endişeli olmanın bin bir nedeni var..
Kimi hoyratça yapılan gözaltılardan.. Kimi kolay tutuklama kararlarından.. Kimi baskıların artacağından endişelidir.. Kimi özel yaşama müdahale edileceğinden..
Kimi sahildeki huzurun kaçacağından korkuyordur.. Kimi muhafazakâr iklimin her alanı kaplayacağından.. Kimi çocuklarının kendi gibi yaşayamayacağından.. Kimi Türkiye’nin bölüneceğinden.. Kimi askeri vesayetin geri döneceğinden..
Nedeni ne olursa olsun sonuçta; ‘endişelisin’ demektir..
O kulübün üyesisindir..
Kulübe her gün yeni üyeler mi katılıyor ne?
Kişiye özel sınav çağrısı!.
Bitlis’in, Adilcevaz Belediyesi iki itfaiye eri almak için sınav açmış.. Şartları şöyle; KPSS sınavından 100 üzerinden en az 50 almak, sözlü sınavı geçmek..
Kapalı mekân, dar alan, yükseklik fobisine sahip olmamak..
Başka..
İtfaiyecilerden biri için felsefe diğeri için iktisat mezunu olma şartı getirilmiş..
Yangınla, kurtarmayla felsefe okumanın ne alakası varsa!..
Adilcevaz’ın nüfusu 15 bin..
Sizce, kaç kişi felsefe bölümünde okumuştur.. Kaçı itfaiyeci olmak istiyordur?
Bir kişi çıkar mı?
O kişi kimdir?
Beyaz jigolo operasyonu
Uzun yıllar gazetecilik yapmış biri olarak her çeşit operasyona tanık oldum.. Aklınıza ne gelirse.. Bunu ilk defa duyuyorum..
Bodrum, Fethiye, Marmaris, Didim, Kuşadası’nda yaz sezonu öncesi jigolo operasyonu yapılmış..
6 kişi gözaltına alınmış!..
Merakım şu; ne gerekçeyle gözaltına alındılar.. Gözaltında ne soruluyordur, neyle suçluyorlardır..
Zengin kadınlarla yatıp kalkmakla mı? Onlarla gezip tozmakla mı? Barlara, diskolara takılmakla mı?
Çeteye girerler mi?
Operasyonlar yazın genişletilirse, benden uyarması; otellerde, tatil köylerinde, restoranlarda, barlarda, diskolarda eleman sıkıntısı başlar!..
