KOMUTAN DIŞARDA ADAMLARI İÇERDEYDİ
Olacak iş değildi.. İnternet andıcı davası var ya..
Hani askerlerin Genelkurmay bünyesinde internet siteleri kurarak hükümet aleyhine kara propaganda yaptıkları iddia edilen dava..
Taraf gazetesi 2.5 yıl önce yazdı.. 2009 Haziran’ında..
Soruşturma, ifade, gözaltı, tutuklama derken 50. duruşmaya geldik..
O tarihte karargâhta görev yapan herkes Başbuğ’u işaret etmişti.. Andıçta kiminin imzası vardı, kiminin parafı..
Hepsi suçsuz olduğunu söyledi..
Kimi içeriğini bilmediğini, koordinasyon için imzaladığını, kimi karargâh kuralı nedeniyle paraf ettiğini, kimi hukuki olarak site kurulabilir mi diye baktığını söyledi..
Sonuç..
Emir komuta içinde yaptık..
Komutana arz ettik..
*
Hal buydu..
Genelkurmay Başkanı’nın en yakın adamları hapisteydi, yargılanıyordu, kendine soru bile sorulmamıştı..
Olacak iş değildi demem bundan..
*
Nihayet, Başbuğ’a da sorulacak..
Sorgulanacak..
Sorgulanacak da Başbuğ yargılanırsa, yargılanmasına gerek görülürse nerede yargılanacak?
Açıklık getirelim..
Biliyorsunuz Genelkurmay başkanları görev suçu iddiası nedeniyle Yüce Divan’da yargılanıyor..
Ama..
Bu görev suçu değil.. Görev dışı suç, görevi aşan suç..
Cevap; sivil mahkemede..
Futbol sadece futbol değildir demişlerdi!
Kötü demek istemiyorum ama daha iyi yönetilmediği için şike işi dallanıp budaklanıyor..
Giderek, işin içinden çıkılmaz hale geliyor..
Ligin ikinci yarısı bugün başlıyor.. Bakıyorum kimsenin umurunda değil.. Çoğu kişinin haberi bile yok..
Dallanıp budaklanmaya gelince.. Fenerbahçeli taraftarlar ‘şike suçlaması haksız itham’ diye miting yapmıştı..
Trabzonlular durur mu?
Onlar da ‘şampiyonluk kupamızı istiyoruz’ sloganıyla diyerek yılın ilk günü yürüdü..
İki takım da ‘şampiyonluk’ peşinde..
Peki, Federasyon ne yapıyor derseniz..
Dibe vuran marka değerini kurtarmak için yanlış üstüne yanlış yapmakla meşgul derim..
*
Son yanlışa gelelim..
Federasyon, Olağanüstü Genel Kurul marifetiyle (desteğiyle diyelim) disiplin yönetmeliğini değiştirerek küme düşmeyi kaldırmayı amaçlıyor..
Ama bir kereye mahsus!
Hataya bakın..
Böylece, sistem devam edecek, futbol en az hasarla çıkacakmış!..
Tam tersi..
Futbol ağır hasar görür..
Üzerindeki şaibe kalkmaz!..
Hele bazı kulüplerin bu değişikliğe bayrak açtığı ortamda, şaibe katlanır..
Federasyon’un bacasını sarar..
*
Anladığım kadarıyla Federasyon’un yapmak istediği şu: Küme düşmeyi kaldırmak, puan silme cezası getirmek..
Başarırsa, geçen sezona uygulayacak, üzerinde ‘kuşku olan’ takımların puanını silecek, şampiyonluğu tescil etmeyecek..
Sen sağ ben selamet..
İyi de, lig hiçbir şey olmamış gibi devam mı edecek?
*
Şunu da söyleyeyim..
Bir kereye mahsus değişiklikler çok tehlikelidir..
Bir kereden bi şey olmaz demeyin, yol olur, kural olur.. Başı sıkışan bir kereye mahsus değişiklik ister..
*
Olan oldu artık, daha fazla zorlamayın, daha fazla kurgulamayın, kuyunun kapağını açmayın..
Açmayın ki lig dibin dibine vurmasın..
Önümüzdeki yıllarda ‘bir kereye mahsus’ isteklerle heba olmasın..
Ekranlarda gün boyu dolar sayma makineleri.. Kâbus geri mi geliyor?
Dolar alıp başını gitmek istiyor, kanat çırpmak, iki binlerin üzerine çıkmak..
Merkez Bankası izin vermiyor..
Bacağından yapışmış aşağıya çekiyor..
Dolar havalanmak istiyor, Merkez Bankası yapışıyor..
Biri kazanacak..
Finans piyasalarını iyi bilenleri okuyorum.. Mesela Vatan’dan Ali Ağaoğlu’nu.. Mart-mayıs döneminde 2.0650- 2.0800 bandına oturur demiş..
İki liranın üzerine çıkar mı, çıkmaz mı bilemem..
Bildiğim şu..
Televizyon kanalları gün boyu ekrana para makinelerinin dolar sayarken görüntülerini getiriyorsa ekonomide bi terslik var demektir..
Haberler dolar görüntüleriyle başlıyorsa işler nanedir..
*
2001 yılıydı.. Gerçi o günkü ekonomiyle bugünkü ekonominin ilgisi yok ama o zaman da dolar oynaktı.. Yerinde duramıyordu..
2006’da da bir ara benzer bi durum yaşamıştık..
Neyse..
2001 kriziyle ABD’den gelen, böyle görüntülere alışık olmayan, dönemin Ekonomi Bakanı Kemal Derviş şikâyet etmişti.. ‘Televizyonlarda bütün gün para sayma makinelerini göstermeyin milletin morali bozuluyor’ demişti..
*
Dün ekranlarda gün boyu dolar uçuştu.. Eyvah çektim; yoksa kâbus geri mi geliyor?