Devamı da şöyle.. Bil ki borcundur konuşmak..
Sana konuşmuş olanlara..
*
AKP kurucusu Ayşe Böhürler, partisinin MKYK toplantısında, Şemdinli’de neler oluyor, diye sormuş..
Başbakan terslemiş..
Fırat News haberleri üzerinden konuşma, demiş..
Böhürler işkence suçuyla yargılanıp zaman aşımından kurtaran polis müdürünü de sormuş..
Yanıt alamamış..
Başbakan tarafından yine terslenmiş..
Hürriyet’ten Şükrü Küçükşahin’in aktardığına göre; “Anladığım burası görüşlerimizi açıkça aktaracağımız yer olmaktan çıkmış. O nedenle susuyorum” demiş, mikrofonu kapatmış..
*
Başbakan’ın Ayşe Böhürler’i ilk terslemesi değilmiş.. “Kürtaja karşıyım, ama bunun Uludere kıyaslamasını anlayamadım” dediği için de benzer bir tepkiyle karşılaşmış..
Üst üste gelince..
Tepkisi sadece mikrofonu kapatmakla kalmadı..
Önceki gün Yeni Şafak’taki köşesinde ‘susma orucu’na girdiğini açıkladı.
Şöyle yazmış..
“Kör, sağır, dilsiz olmayı yasaklayan bir dine mensup olup gördüklerimizi, işittiklerimizi ifade etmemek arasında çelişkiler yaşarken, en iyisi ibadet kabul edilmese de susma orucu tutmak!”
*
Bu satırları okuyunca aklıma Helga Hanschen’in Konuş Konuş şiiri geldi..
Olof Palme’nin cenaze töreninde genç bir kız tarafından okunan şiir..
Ne umutlarımız ne düşlerimiz vardı bizim!
İnsanca pek insanca..
Diye başlayan dizeleri rahmetli Bülent Ecevit çok severdi.. Yasaklı yıllarından sonra meydanlara çıktığında hep o pankart açılırdı:
Konuş dudakların varken daha..
*
Ecevit o pankarta şu cevabı vermişti..
“Bedelini göze alıp da askeri yönetim ve yasaklar tüm yoğunluğuyla sürerken konuşmasa, yazmasa idim, yıllar sonra Olof Palme’nin cenaze töreninde, bir İsveçli kızın ağzından ‘Konuş Konuş’ diye seslenen o İsveç şiirini, eziklik duymaksızın dinleyebilir durumda olmazdım. Dudakları varken konuşmuş olanlara borcumdu konuşmak”
*
Dudakları varken konuşmuş olanlara borcumdu konuşmak..
*
Canım fena halde susma orucuna girmek istiyor, dese de belli ki Ayşe Böhürler’in vicdanı rahat değil.. Vicdanı konuş diyor..
Helga’nın dediği gibi..
Konuş... Konuş... Konuş...
Dudakların varken daha!
Bil ki borcundur konuşmak...
Sana konuşmuş olanlara...
Umarım anlıyorsundur beni...
‘Umarım.’
2020 olimpiyatını hak ediyor muyuz?
Biraz sert oldu ama başka çare yok..
Lafı eğmeye, bükmeye, çevirmeye gerek yok.. Londra olimpiyatında yaşamakta olduğumuz fiyaskodan sonra, insanın aklına bu soru geliyor..