Büyükelçiyi alçak kanepeye oturtma krizi İsrail’in özür dilemesiyle tatlıya bağlandı.. Cumhurbaşkanı memnun..
Başbakan memnun..
Halk memnun.. İsrail’in boyun eğmesi gururumuzu okşadı..
‘One minute’ten sonra ‘resmi özür’ de kayıtlara geçti..
Bu arada bir şey daha oldu.. Monşerlere iade-i itibar..
Bu da nereden çıktı diyeceksiniz?
İktidarın büyükelçilerle arası pek hoş değildi..
Meselenin evveliyatı var.. 2006 yılına kadar uzanıyor..
Berlin Büyükelçimiz İrtemçelik olayını hatırlayın.. Türbanlı fotoğraf genelgesi yüzünden Başbakan ile araları açılmıştı..
Hani Büyükelçiyi Başbakan’a şikâyet edenler, üstüne üstlük Başbakan’ın gözü önünde yuhalamışlardı ya..
İşte olay..
O olaydan sonra Başbakan ile büyükelçilerin arası biraz limoni gibiydi..
Veya bize öyle geliyordu..
* * *
Geçen ay Washington’da yaşanan olayı hatırlayın.. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Büyükelçi Şensoy‘u herkesin içinde fırçalamıştı..
O da görevinden ayrılmıştı..
Mesele şuydu.. Davutoğlu, Erdoğan - Obama görüşmesinde bulunmak istemiş, Büyükelçi bu talebi ABD’li yetkililere iletmemiş..
Patırtı bundan kopmuş..
Söylenen bu..
* * *
Tabii en önemlisi Başbakan’ın Davos’ta yaptığı ‘one minute’ çıkışından sonra söyledikleri..
“Bizim dış politikamız bizim ne diyeceğimiz üzerine kurulu. Bazı monşerler bunu anlamakta zorlanabilirler”
Hatırladınız mı? Günlerce monşer kime denir, büyükelçiler monşer midir tartışması yaşanmıştı..
* * *
Gelelim bu son olaya..
Kimse bizim Büyükelçi, İsrailli Bakan karşısında boynu bükük oturuyor demedi.. Zaten monşer, kafa tutamaz diye de düşünmedi..
Yediden yetmişe herkes, Büyükelçi’nin alçakça tuzağa düşürüldüğünü kabul etti..
Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, medyadan sokaktaki vatandaşa kadar herkes sahip çıktı..
Sert tepki gösterildi..
Bir anlamda büyükelçilere iade-i itibar yapıldı..
300 MİLYON DOLARLIK İDDİA!
Beşiktaş - Wolfsburg maçı için Almanya’dayız.. Trenle Berlin’den Wolfsburg’a geçiyoruz..
Vatan’dan Reha Muhtar, Haber Türk’ten Yavuz Semerci ile laflıyoruz..
Geyik muhabbeti yapıyoruz, zaman öldürüyoruz..
Bir ara Federasyon Başkanı Mahmut Özgener yanımıza geldi.. Laf lafı açtı.. Yavuz, maçların naklen yayın ihalesini sordu.. Kaça gider dedi..
Başkan Özgener; 300 milyon doları geçer dedi..
Yavuz düşündü taşındı; çok dedi..
Konu kapandı..
* * *
Meğer kapanmamış.. Yavuz kafayı takmış.. Öğlen yemekteyiz.. Özgener’i görünce ‘Başkan var mısın iddiaya’ dedi..
Teklifi hazır..
“300 milyonun üzerine çıksın benden sana bir takım elbise.. 300 milyon doların altında olursa sen bana alırsın kabul mü?”
Başkan tereddüt etmeden ‘kabul’ dedi..
Taraflar anlaştı..
Reha Muhtar’ı hakem ilan ettiler.. Ben de şahit..
Reha şartnameyi anında taraflara tebliğ etti.. Dördümüz Papermoon’da buluşuruz.. Yemeğimizi yer, şaraplarımızı içerken, kaybeden, takım elbiseyi karşısındakine verir..
Kabul mü?
Yavuz da, Özgener de kabul dedi..
El sıkıştılar..
* * *
İhaleyi 321 milyon dolara Digiturk kazandı.. Yani Yavuz Semerci takım elbiseyi de papermoon’daki yemeği de kaybetti..
* * *
Dikkatinizi çekmek istiyorum..
Federasyon Başkanı aylar önce 300 milyon doların üzerinde hedef koymuştu.. Başardı.. Futbola kimsenin hayal edemeyeceği bir kaynak kazandırdı..
Tüm kulüpler, futbolu sevenler teşekkür borçlu..
Bravo Başkan!..
Takım elbiseni alma töreninde görüşürüz..
