John Steinbeck’in ‘ahlaki’ bulunmaması.. Kültür Bakanı’nın deyimiyle ‘hizaya sokulmaya’ çalışılması beş kişinin densizliği değil..
Daha kapsamlı..
Muhafazakar topluma ayar çekme çabası..
Öğrendik ki; bu uğurda Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu kurulmuş.. Her ilde böyle bir komisyon oluşturulacakmış..
Sonrası şöyle gelişecek.. Valinin biri şikayet edecek, kurul gereğini yapacak.. Kitaplardan sakıncalı bulunan bölümler, ahlaka aykırı görülen kısımlar temizlenecek..
Muhafazakarlaştırılan topluma uygun hale getirilecek..
Halk böyle istiyor diyecekler.. Halk, o bölümlerin çocukları tarafından okunmasını istemiyor..
Halk istiyorsa önünde kim durur ki!!
Ama onlar dünya klasiğiymiş..
Kimin umurunda..
Beş kişi oturmuş, Steinbeck’in ‘Fareler ve İnsanlar’ını didik didik etmiş iki sayfasını sakıncalı bulmuş.. Steinbeck’in 1937 yılında yazdığı kitap, 1945 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanmıştı..
Demek ki 1945’te bugünden daha ileriymişiz..
Yıllar ilerledikçe biz gerilemişiz.. Çıkan sonuç bu..
*
Bırakın Steinbeck’i, Yunus Emre bile sansürlenmedi mi? Talim Terbiye Kurulu muhafazakar toplum yapısına uygun bulmadığı dizeleri kitaptan attı.. Koca Yunus 700 yıl sonra sakıncalı bulundu..
Yunus Emre’nin..
Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni
Sözleri çocukların ahlakını bozarmış.. Toplum yapımıza uymazmış!.
*
Televizyon dizilerine zaten ayar çekiliyor, bu komisyon kitapları halleder, sinemaya da çeki düzen verildi mi muhafazakar topluma uygun nesiller yetişir..
*
Ha bu arada yeri gelmişken..
Bir ara kimin yaşamına karışıldı diyorlardı, bir örnek gösterin diye itiraz ediyorlardı..
Şimdi demiyorlar..
Özel okullar devrime uymadı
Milli Eğitim Bakanlığı ani bir kararla okullardaki forma uygulamasını kaldırmıştı..
Oldu bitti vaziyeti yapıldı.. Her zaman olduğu gibi tartışılmadı..
Devrim niteliğinde bir karar olduğu iddia edildi.. Özel okullar hariç tutuldu.. Kendiniz belirleyin denildi..
*
Karara itiraz edenler, sakıncalarını söyleyenler oldu ama pek seslerini duyuramadılar.. Öyle ya aileler çocuklarına her gün başka kıyafeti nasıl bulacaktı..
Forma bu açığı kapatıyordu.. Forma dedikleri de mesela beyaz tişörttü.. Neyse, ailelere soran olmadı.. Bu konuda bir çalışma yapılmadı..
*
Özel okullara bu hak tanınmıştı.. Onlar velilere sordu; çıkan sonuç forma ile devam olmuş..
Çocuğunu özelde okutan ailenin parası pulu var demektir: Çocuklarını her gün farklı giydirebilirler.. Onlar bile ‘forma’dan şaşmadı..
Devrime uymadılar..
Olan dar gelirlilere oldu..