Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Olmuş artık denilecek, geçiştirilecek, yasada emredici hüküm yok diye maskelenecek bir durum değil..
Kılıçdaroğlu’nun şahsi meselesi de değil..
Muhalefeti külliyen yok sayma durumudur.. Farklı fikirleri hiçe sayma durumudur..
‘Yeni Türkiye’ derken ne kastedildiğinin önemli göstergesidir..
Kilometre taşıdır.. Muhalefetsiz Türkiye özleminin dışa vurumudur..
*
Mesele şu.. Anayasa Mahkemesi Başkanı, 48. kuruluş yılı törenlerine ana muhalefet liderini çağırmadı..
Niye?
Muhalefetin fikirlerini beğenmiyormuş.. İktidarı seviyormuş.. İptal davası açmalarından hoşlanmıyormuş.. İktidarla uzlaşmamasından hazzetmiyormuş..
Halimize bakın.. Bu tavrı koyan kişi en yüksek mahkemenin başkanı..
Tören düzenliyor..
Muhalefet olmasın istiyor..
Tören düzenliyor..
Muhalefete veriyor veriştiriyor.. Taraf olduğunu ilan ediyor..
Gerçi sınavlar için söyledi ama Cumhurbaşkanı’nın güven duygusu zedelendi dediği bu durumdur..
Anayasa Mahkemesi Başkanı muhalefeti kapıdan içeri sokmuyor!..
Muhalefetin başvurularını nasıl değerlendirecek?
Oyu, tavrı, yapacakları, yapmayacakları şimdiden belli değil mi? Artık nasıl güvenelim!..
*
Bu mesele Kılıçdaroğlu’nun şahsi meselesi değildir derken bunu söylüyorum..
İktidara oy vermeyen herkesin meselesidir..
Kılıç, bu geniş kitleyi hedef aldı.. Onları ‘yüce mahkeme’nin kapısından sokmadı..
Bundan sonra böyle dedi..

Haberin Devamı

Hükümet Sözcüsü bi cümleyle ufkumuzu açtı
Hükümet Sözcüsü Çiçek’in yüz hatları iyi değildi..
Sıkıntılıydı, sancılıydı..
‘Cumhurbaşkanı tatmin olmuşsa Bakanlar Kurulu olarak biz de tatmin olduk’ lafının ezikliği içindeydi..
Dün durumu kurtarayım derken öyle bir laf etti ki!..
Her şeyi özetledi..
Bize o zaman verilen bilgiler doğrultusunda böyle düşündük dedi..
Sınav skandalını kime sormuşlar?
ÖSYM Başkanı’na..
Skandalın mimarına..
Ne diyecekti; bizim çocuklar bi halt etmişler diyecek hali yoktu ya..
Şimdi anlıyorum.. Hükümetin, bütün eylemlerin arkasında hep birilerini aramasını, komploya, kışkırtmaya aşırı prim vermesini şimdi anlıyorum..
*
Demek ki, öğrenciler pankart açtığı zaman birileri hükümete ‘efendim bu bize karşı olanların oyunu‘ dedi mi, iş bitiyor..
Bakanlar işin aslı astarı ne diye bakmadan anında ‘tatmin’ oluyor..
Çiçek bir cümleyle çok şey söyledi.. Hükümetin tavırlarına artık bu gözle de bakalım..
Birileri yine yanıltmış olabilir..

Haberin Devamı

Ecevit de Kılıçdaroğlu’na benzer bir olay yaşamış
CHP liderinin ağzından ‘anarsan a...’ çıktı, herkes farklı anladı..
Lafı uzatmayayım, benzer bir durum 38 yıl önce Bülent Ecevit’in başına gelmiş..
Canlı şahidi Star Haber Yayın Koordinatörü Mustafa Sağlamer..
Bundan sonrası onun satırları..
*
“7 Ekim 1973. CHP’nin Taksim Meydanı’nda mitingi var. Kalabalığın bir ucu İnönü Stadı’nda, biri Radyoevi’nde, biri Tünel yakınlarında. Birkaç gün önce de Isparta mitinginde konuşan Bülent Ecevit, bugün artık dünyada bile örneğini göremediğimiz muhteşem konuşmasını yapıyor...
Derken, cebinden çıkardığı taşı eliyle kaldırıp, ‘İşte Sayın Demirel’in memleketinde kafamıza atılan taş’ deyince, mahşeri kalabalık, Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel aleyhinde tempo tutmaya başlıyor.
İşin küfre varmasından rahatsız olan Ecevit, seçmeni sakinleştirmek için taşı bir kez daha gösterip, aynen şu sözü ediyor: ‘Eğer bir daha demokrasiden söz ederse, bunu Demirel’in ağzına tıkarım...’
Topluluk buna öylesine çılgın bir haykırış ve alkışla karşılık veriyor ki, kürsüdeki Ecevit çifti bile, bu son derece sıradan cümleye yapılan tezahürat karşısında şaşırıp kalıyor.
İşin aslı sonradan anlaşılıyor. Kimilerine göre bir milyonu aşkın kalabalık, o heyecanlı atmosferde, ‘tıkarım’ sözcüğünü, ‘s.....’ olarak algılamış.”