Başbakan mukayese yapmayı çok seviyor.. Karşılaştırmayı..
Kıyaslamayı..
Sık sık yapıyor da.. Özellikle partisinin grup toplantısında AKP milletvekillerine Türkiye’nin geldiği yeri mukayese yaparak anlatıyor..
2002 rakamları ile 2010 rakamlarını kıyaslıyor..
Tabii 2010 daha iyi çıkıyor..
Aslında 2002 rakamlarını 1994 ile kıyaslarsanız 2002 de iyi çıkar..
1994’ü 1985 ile mukayese edin..
1985, 1994’ün eline su dökemez..
Çünkü..
Dünya yerinde durmuyor, dönüyor.. Ülkeler de yerinde saymıyor.. Yeni okullar, yeni hastaneler, yeni yollar, yapıyor..
Kimi iktidar iyi yapıyor, hızlı yapıyor.. Kimi iktidar kaplumbağa hızıyla gidiyor..
Zaten seçmen de ‘mukayese’ yaparak oy veriyor..
* * *
Ama uzun zaman aralıkları baz alınarak yapılan mukayeseler her zaman sağlıklı olmuyor..
Çünkü mukayesenin mağlubu geride kalan yıl oluyor..
Peki 8 yıllık, 10 yıllık mukayeseler hiç mi yapılmamalı?
Yapılmalı..
Mesela 2002 yılında Türkiye’de kaç tane baraj vardı, şimdi kaç tane var?
Alın size gerçek mukayese..
Baraj dediğin iki yılda, üç yılda, beş yılda yapılmayacağına göre 8 yıllık kıyaslama yerindedir..
* * *
Mesela elektrik santralı..
2002’de durum neydi, şimdi ne?
Sekiz yılda kaç elektrik santrali yapıldı?
Bir başka mukayese!..
* * *
2002’de kaç üniversite vardı, bugün kaç üniversite var mukayesesi de normaldir..
Üniversite dediğin dört duvar, bir hoca değil ki şıpıdadak olsun..
Ama bu kıyaslamayı yaparken üniversite mezunlarındaki işsizliğin neden yüzde 14.8 olduğunu da açıklamak lazım.. (Türkiye ortalamasının üzerinde)
Mukayesenin yerine oturması için..
Doğru anlaşılması için!..
İŞÇİLERİN ARASINA SIZAN PKK’LILAR..
İnce bir oyun oynanıyor..
Kamuoyu yavaş yavaş hazırlanıyor.. TEKEL işçilerine yönelik sempati kırılmaya çalışılıyor..
Bakan Yazıcı’nın PKK içlerine sızıp tahrik etti demesi bundandır.. Başbakan’ın verdiği süre sona ererse ne olacak?
Pata küte başlamadan, Türk-iş’in önü dağıtılmadan toplum ikna edilmeli!
‘PKK sızdı’ söylentisi yayılmalı..
* * *
Bu arada biri çıkıp ‘hangi PKK’ der, sorabilir:
Sonbahar’da Habur’dan törenle giriş yapanlar mı diye ..
* * *
Varsa tut kulağından, çıkar işçilerin arasından!..
* * *
Herkes her şeyi söylüyor da hükümetin 11 ay çalışma, 22 gün izin kararında neden bu kadar ısrar ettiğini söylemiyor.
O kalan 8 günde ne olacak?
İşten ayrılmış sayılacaklar.. Yasal atılma yani..
* * *
Sekiz gün tamamlandıktan sonra kurumlar istediğini alacak, istediğine kusura bakma diyecek!.
Mesele bu.. Kötü çocuklar(!) elenecek..
Sendika izin vermez!
Ne sendikası.. 4C’de sendika mendika yok ki..
* * *
11 gün 22 ay bundan önemli..
BENZİNE ORTAK GELDİ..
Çocuklar bile zorlanmıyor artık..
Dünyanın en pahalı benzini hangi ülkede denelince göz kapalı söylüyorlar..
Türkiye’de..
Neden?
Vergiden.. Ezberledik artık..
Son dönemde benzine ortak geldi.. Benzinin tahtını salladı..
Müjde!..
Artık dünyanın en pahalı kırmızı eti de artık Türkiye’de..
Dana eti bir yılda yüzde 50, kuzu eti yüzde 60 artmış.. Türk etinin başka bir özelliği daha var.. Dünyanın en pahalı eti olma unvanını alırken rakiplerine acayip fark attı..
Benzin gibi değil, kapanması zor..
Türkiye’de kemiksiz etin kilosu 16 dolar..
Dünya ikincisi Almanya’da 7 dolar..
Romanya’da 5 dolar, Bulgaristan’da 3.5, Avusturya’da 2.5, Brezilya’da 2 dolar..
* * *
Bu şartlar altında ilgili bakandan..
‘Et yemek zaten sağlıklı değil, ota takılın’ kıvamında bir demeç bekliyorum..