Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki bir meseleyi enine boyuna konuşmadan başka bir meseleye geçiyoruz..
Pas geçtiğimiz konulardan biri de üniversitede yaşananlardı..
Öğrencilere verilen cezalar diyelim..
Festival afişi astın, gösteriye katıldın, sosyal medyada yöneticileri eleştirdin af yok..
Bir aya kadar uzaklaştırma..
Daha vahim durumlar da var..
Örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle üniversiteden kovulanlar da var..
Vaka sayısı çok..
Ön plana Mikail Boz’a verilen ceza çıktı.. Okulunun dekanı için Ekşi Sözlük’te ‘herif’ demiş..
‘Herif’ demek hakaret mi, değil mi tartışma konusu ama verilen ceza sahici..
*
‘Herif demek ne demektir’ meselesine girmeyelim.. Anadolu kadınının bu kelimeyi çok kullandığını hatırlatıp, geçelim..
Ana meseleden uzaklaşmayalım..
Ana mesele ne?
Bütün bu işlerin müsebbibi..
12 Eylül ürünü olan öğrenci disiplin yönetmeliği.. Açın satır satır okuyun faşizm kokar..
Çünkü o mantıkla yazıldı..
Maalesef hâlâ yürürlükte..
Düşünün bir aya kadar okuldan uzaklaştırma cezasını doğrudan dekan veya yüksekokul, enstitü müdürü verebiliyor..
Yönetim kurulunun yetkisi ise sonsuz..
Kimse bunu konuşmuyor.. Mesele bu, değişmesi gereken bu denilmiyor..
*
Yönetmelikte ceza tarifleri o kadar muğlak ki istenirse her öğrenciyi bir yerinden yakalar..
Örnek vereyim..
Kınama, uyarı, okuldan uzaklaştırma, okuldan atılma suçları tek tek yazılmış..
Ama sonuna öyle bir madde eklenmiş ki al istediğin fiile, eyleme, hallere (ne demekse!) uygula..
Şöyle..
Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesi gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı türden disiplin cezası verilir..
*
Bu kadar muğlak tanım olur mu?
12 Eylülcüler üniversiteleri zapturapt altına almak için bu maddeyi kasıtlı koydular..
Çıtı çıkanın kafasına çullanmak için..
Üniversiteleri askeri disiplinle yönetmek için..
*
Üniversitelere özgürlük geldi nutukları atılıyor ya..
Aslı astarı yok..
Bu yönetmelik yürürlükte olduğu sürece özgürlük gelmez..
Düşünün..
Gösteriye katıldığı veya pankart açtığı için gözaltına alınan, tutuklanan bir öğrenci ‘örgüt’ üyeliğiyle suçlanırsa mahkûm olmasa bile üniversiteden atılıyor..
Savcı örgüt üyesi dedi mi yandın!..
Hayatın kaydı.. Bunun çok sayıda örneği var..
12 Eylül yönetmeliğinin emri böyle!...
*
Daha da ötesini söyleyeyim..
Kantine konser afişi, sinema afişi, spor karşılaşması afişi asmak bile suç.. Astın mı, okul müdürünün kararıyla bir ay uzaklaştırma!..
12 Eylül ürünü olan Anayasa’nın Türkiye’nin ayıbı olduğu söyleniyor..
Türkiye’nin taşıyamadığından bahsediliyor..
Ki doğrudur..
Kimse yönetmeliği mesele yapmıyor..
Muhalefet bile!..

Haberin Devamı

Ağırlaştırılmış adalet hızlandırılmış katliamı çözemedi
2004 yılındaki hızlandırılmış tren faciasından sonra bir gazete şu başlığı atmıştı..
Hızlandırılmış katliam..
O gün katliam gibi kazada ölenler..
Dün ağırlaştırılmış adaletin kararından sonra bir kez daha öldüler..
Zaman aşımı dendi, dosya kapandı..
Zaten kapanmasa ne olacaktı ki, gerçek suçlu kim araştırılmadı ki..
Oysa bu bir projeydi.. İstanbul-Ankara arasını beş saate indiren proje.. Hatırlayın bu treni kullanmak için deneyimli 10 makinist görevlendirilmişti.. Makinistler riskli diyerek kabul etmemişlerdi..
Hal böyle olunca, hızlandırılan iki treni kullanmak nöbet sistemine sokulmuştu.. Piyango hangi makiniste çıkarsa!.
*
Bu projeye onay veren TCDD Genel Müdürü bugün ne düşünüyor acaba? Hâlâ görevde..
Savcının istemesine rağmen hakkında soruşturma bile açılmadı..
Ulaştırma Bakanı izin vermedi..
Keşke izin verseydi de aklansaydı.. Soru işaretleri kalksaydı.. Vicdanlar daha rahat olsaydı..

Haberin Devamı

Sulandırmanın daniskası!..
İddia şuydu..
İktidarı eleştiren herkes kulağından tutulup cezaevine konulmasa bile ‘Ergenekoncu’ denilerek, ‘Ergenekon dostu’ ilan edilerek yaftalanıyor..
Bir nevi sesi kesilmeye çalışılıyor.. Gözdağı veriliyor..
*
İktidara destek verenler bu iddiaya şiddetle karşı çıkmıştı..
Bu iddiaları ortaya atmak, Ergenekon gibi çok ciddi bir davayı sulandırmaktan başka bir şey değildir.. Davayı önemsizleştirmek için kurulan tuzaktı..
Kimsenin yaftalandığı yoktu..
Sulandırmak ayıptı!..
*
Dün itibariyle bu sözlerin artık hiçbir önemi kalmadı.. AKP Genel Başkan Yardımcısı öyle bir sulandırdı ki, davayı sele boğdu..
Aşure çorbası iddialarını doğruladı..
Nasıl mı?
Almanya Başbakanı Merkel’i de, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’yi de, yazar Auster’ı da Ergenekoncu ilan etti..
Kazanın içine attı..