Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Gül’ün Almanya gezisi tam zamanında imdada yetişti..
Kendimizi ‘Arap Baharı’na kaptırmış, gidiyorduk.. Medyadaki abartma yarışında kantarın topuzu kaçmıştı..
Gezi tabii ki önemli, gezi tabii ki başarılı..
Başarılı diye kendimizi gaza getirmenin âlemi yok!.. Model olabiliriz, örnek olabiliriz, köprü olabiliriz ama rotamızı unutmayalım..
Avrupa’dır, Avrupa standardıdır..
Bu sebeple Almanya gezisi ilaç gibi geldi.. AB’yi hatırladık, Arap Baharı nedeniyle onlar da bizi hatırlamışlardı herhalde..
Müzakere süreci resmen kopmadı ama fiilen koptu.. Uzunca bir süre böyle gideceğe benziyor..
*
Avrupa bizi istemiyor mu?
Açık açık söylenmiyor ama sürekli maraza çıkarıyorlar..
Eee ne yapacağız?
Cumhurbaşkanı’nın yaklaşımı doğru.. Almanya’da demiş ki; “Müzakere süreci bittikten sonra günün şartlarına bakarlar. Eğer istemiyorlarsa, Türkiye’nin yük olduğunu düşünüyorlarsa o zaman üye olmamayı memnuniyetle karşılarız..”
Kilit sözcük şu..
O zaman..
Şimdi değil.. O zaman..
Müzakere süreci bittiği gün yani..
Şunu anlıyorum, Ankara bu işten vazgeçmeyecek.. Peşini bırakmayacak..
İyi haber..
*
Bize düşen ne?
Klasik sözle; evimizi temizlemek..
Bundan kastedilen de şu.. Sorunlarımızdan kurtulmak..
Baş sorun malumunuz.. PKK terörü, Kürt sorunu.. Bu iş hallolmadan ne yaparsak yapalım, AB standardına gelemeyiz..
1 Ekim’de Meclis açılıyor.. BDP milletvekillerinin Meclis’e gelme kararı yeni bir sayfa açabilir..
Önemi şuradan; yaşayarak öğrendik ki aynı çatıya girilince, aynı sofraya oturulunca sert sözler törpüleniyor..
Mantık, duyguların önüne geçiyor..
*
Şöyle laflar söyleniyor.. Avrupa ülkeleri sıkıntıda, ekonomileri hiç de iyi değil. Bir kısmı battı, batacak halde. Türkiye ise yükselen yıldız oldu. Aynı hızla gidersek 2015’ten itibaren altın dönemimizi yaşamaya başlayacağız. Elleri mahkûm..
Bana göre çok iyimser yaklaşım..
Ekonomi tabii ki önemli ama her şey değil.. Öteki meseleleri pas geçemeyiz..
*
Düşünce özgürlüğünü sağlam kazığa bağlamak önemsiz mi?

Haberin Devamı

Üzülmek yeterli değil
Bazı olaylar vardır, bazı kararlar, uygulamalar..
Ben üzülebilirim, üzüntümü yazarım..
Siz üzülürsünüz, üzüntünüzü ifade edersiniz.. Ama ülkeyi yönetenlerin üzülmeye hakları yoktur..
Onlar gereğini yapmak zorundadır.. Mevkileri bunu gerektirir..
Doğan Yurdakul’un eşini toprağa verirken camiye ve mezarlığa cezaevi aracıyla götürülmesi son uygulama olarak hafızalarda kalırsa..
Yenisi yaşanmazsa..
O zaman anlarım ki ülkeyi yönetenler sadece üzülmekle kalmıyor, bir daha kimse üzülmesin diye yanlışı düzeltiyor..
*
Düzeltmezlerse!
Daha yıllar boyu üzülüp üzülüp otururuz..
Yapılacak şey iki satırlık değişikliktir.. Kararnamelerle (ki son derece yanlıştır) birçok hayati değişiklik yapan, yapıları yeniden şekillendiren iktidar istese bunu mu yapamayacak?.

Haberin Devamı

Maç mı piknik mi?
Federasyon’da biraz panik hali seziyorum..
Bugün seyircisiz oynanması gereken Fenerbahçe maçına kadınları ve çocukları davet etmesi bunun göstergesi..
Kadınlar ve 12 yaş altı çocuklar ücretsiz girebilecekmiş..
Fenerbahçe’ye kıyak yapma çabası desem o da değil..
Niye mi?
Birincisi, gece maçında 7 yaşındaki, 8 yaşındaki, 9 yaşındaki çocukların işi ne?
Sonra.. 13 yaşındaki çocuk potansiyel suçlu mu ki stada alınmayacak..
İkincisi, taraftar taraftardır.. Erkek taraftar kötüdür, kadın taraftar iyidir diye bir ayrım olabilir mi? Erkek taraftara ceza, kadın taraftara ödül veren bir sistem nerede var...
Üçüncüsü, futbolculara sordular mı? Çoluk çocuk piknik havasında maç yapmaya razılar mı?
*
Amaç ne anlamış değilim..