Siyasetçilerin telaffuz etmekten kaçındığı bir gerçeği Cumhurbaşkanı yüksek sesle dillendirdi..
‘Yeni bir anayasa yapmak mümkün değil’
Bu hal, daha ilk günden belliydi.. Daha ilk günden uzlaşma komisyonundan uzlaşma çıkmayacağını biliyorduk..
Komisyon üyeleri de biliyordu, yeni bir anayasa yazılsın diye didinenler de biliyordu.. Ama en çok iktidar partisi biliyordu..
İstediği anayasanın o komisyondan çıkmayacağı belliydi..
O halde, vakit mi kaybedildi?
Yoo.. İktidar partisi kendi anayasa değişikliğini Meclis’e getirmek için zaman ve zemini hazırlamak zorundaydı..
Öncelikle, uzlaşarak olmayacağını göstermek istedi..
İki yıla yakın süren toplantıların bir amacı da buydu..
Olmayacağını göstermek..
Görüldü!..
*
İktidar partisi yeni anayasa hazırlatıp teklifimiz budur diye Meclis’e sunsaydı, ortalık ayağa kalkardı..
Dayatıyor denirdi..
Gerçi üç yıl önce Prof. Özbudun ve arkadaşlarına taslak hazırlattılar ama o taslağı beğenmediler..
Çünkü o anayasa taslağı başkanlık sistemi üzerine kurgulanmamıştı.. Yasama-yürütme-yargı başkanlığa göre dizayn edilmemişti..
Çünkü; Özbudun başkanlık sistemine karşıydı.. Taslağın rafa kalkma nedeni buydu..
*
Şimdi ne olacak?
Başbakan teşkilatına seslenirken seçimlerin yanına referandumu da koyduğuna göre iktidar partisi peşini bırakmayacak.. Yeni bir anayasa metni getirmeyecek..
Zaman yok, yenisinin görüşülmesi uzun sürer, önümüzdeki yıl seçim yılı diyerek; kısmi düzenlemelere gidecek..
Cumhurbaşkanı’nın söylediği gibi..
*
Peki sistemi nasıl değiştirecekler, parlamenter sisteme nasıl son noktayı koyacaklar..
Koymayacaklar..
Defalarca yazdım, baştan beri iddiam şu.. Başkanlık sistemi önermeyecekler.. Cumhurbaşkanı seçilenin partisinden istifa etme şartını ortadan kaldıracaklar o kadar..
Yeter mi?
Yetmez mi.. Yarı başkanlık demek!..
Başbakan’ı seçmen değil, Çankaya belirleyecek demek..
İstenen de bu zaten!..
Onlarda müze bizde AVM var
ABD, Avrupa müze bakımından zengin, biz fakir ülkeyiz..
Aramızda uçurum var..
Ama biz de AVM’de iyiyiz.. Taksim’in göbeğine bile konduracağız..
Bunu da turistlik alan olsun diye yapacağız!.. Turistin ilgisini çeksin diye!..
Niye mi böyle..
Yurtdışına giden Türkler günü müze gezerek geçirmez.. Koşa koşa alışverişe gider..
AVM merakımızın nedeni bu..
Dolaşın İstanbul’u her köşe başında bir tane var.. 94 tane..
Bütün Türkiye’deki AVM sayısı 347..
Müze sayısı kaç?
295..
Biz AVM’ci milletiz.. AVM’nin her çeşidini yaptık.. Şimdi de kışla görünümlüsünü yapacağız..
Tabii ki turistlik amaçlı..
Gelenler bu konuda ne kadar geliştiğimizi görsünler diye İstanbul’un göbeğine yerleştireceğiz..
Bir yıldır iddianame bekliyorlar!
28 Şubat tutuklusu e. Albay Alican Türk özgürlük hakimine uzun bir mektup yazmış.. Bana da yollamış..
Özetle; yargılanmak istiyor..
Çünkü tutuklanalı bir yıldan fazla olmuş ortada hala iddianame yok..
*
Mektubundaki şu bölüm çok önemli ve çarpıcı..
Özgürlük hakimine hitaben demiş ki; birçok belgeyi ilk defa gördüğümü söylememe rağmen gösterilen listedeki telefon numarasının bana ait olmadığını, BÇG giriş kartı diye bir kartımın olmadığını bütün ifadelerimde söylememe rağmen, BÇG’ye hiç gitmediğimi sürekli vurgulamama rağmen tahliye talebi dilekçelerime verdiğiniz kararlarda ‘şüphelinin de kabul ettiği’ diye başlayan cümlelerinizi okuduğumda şoke oldum. Neyi kabul etmişim.
*
Maalesef kural halini aldı.. İnsanlar önce tutuklanıyor, sonra delil arama faslı başlıyor, iddianameler çıkmak bilmiyor..