Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


Torba yasa adeti çıktı çıkalı bacak arası goller çoğaldı.. Galiba yasa değişikliklerinin tek tek değil de torbaya konularak görüşülmesinin nedeni bu.. Torbadaki yasa değişiklikleri görüşülürken alakasız yasa değişikliği önerileri de verilebiliyor..
Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili ne alakası var diyemiyor..
Çünkü adı üstünde torba..
Mesela, orman kanunu görüşülürken sağlık konusunda bir teklif gelirse; kimse itiraz edemez..
*
Yeni bir torba yasa gündemde.. İçinde neler yok ki neler?
Kıyıların imara açılması var.. Kıyıların doldurularak santral yapılması da var.. Kaçak yapılara af var.. Olmasaydı şaşardım!..
Başka ne var; değeri artan evlerden devletin pay istemesi var..
Şöyle..
Mesela oturduğunuz yere belediye güzel bir park yaptı.. Gerçi belediyeler artık park bahçe yapmıyor; boş arazileri AVM yapılsın diye birilerine veriyor..
Faraza, yaptı diyelim..
Ağaçlandırdı, içine küçük bir gölet oturtturdu, yürüyüş yolu yaptı.. Dünün çamurlu arazisi cazip bir hale geldi.. Sizin evin değeri arttı..
Belediye o değer artışını saptayacak, yüzde 45’ini alacak.. 200 bin liralık eviniz 350 bine çıkmışsa 150 bin liranın yüzde 45’ini belediyeye vereceksiniz..
Paranız yoksa!..
Başka mahalleye..
*
İçinde yok yok dedik ya.. Mesela kalabalık sitelere mescit açma zorunluluğu bile var..
Orada oturanlar için değil herhalde.. Adam ‘din taciri’ değilse, birilerine göstermek için namaz kılmıyorsa ne işi var mescitte namazını evinde kılar..
Sitedeki güvenlik görevlisi, temizlik görevlisi içinse onlar da mahalle camiine gitsinler.. Memlekette cami sıkıntısı yok ki..
*
Mesele bu değil galiba.. Çünkü sadece büyük sitelere değil, lokantalara, gazinolara, sinemalara da mescit açma zorunluluğu getiriliyor..
Adam lokantada yemeğini yerken öğle ezanı okunursa ağzını çalkalayıp namaza duracak hali yok.. Beş vakit kılan, kaza yapmak istemeyen namazını kılıp da lokantaya gitsin.. Veya sinemaya..
İki namaz arasına bir film sıkışabilir.. Veya yatsıdan sonra!..
En komiği de gazinolar!. Gazino eğlence yeri değil mi, eğlenceyle ibadet bir arada olur mu?
*
Bunlar görünenler, bir de gece yarısı, sabaha karşı getirilecek olanlar var.. Onlar bilinmesin, konuşulmasın, tartışılmasın isteniyor..
En tehlikelisi onlar..
Bu sebeple ne zaman ‘torba yasa’ lafı duysam tüylerim diken diken olur..

Haberin Devamı

Açlık grevinin sonucu: Öcalan sahneye döndü

Haberin Devamı

1.5 yıl önce sahneyi kendisi terk etmişti.. ‘Devlete de Kandil’e de beni daha fazla kullanamazsınız, ne haliniz varsa görün’ diyerek sahneden çekilmişti..
Avukatlara da İmralı’ya gitmeleri için izin verilmiyordu.. PKK ile Öcalan arasındaki alış veriş kesilmişti..
Açlık grevleri bu durumu değiştirdi.. ‘Kim kaybetti, kim kazandı’dan çok bu nokta üzerinde duruluyor..
Öcalan tek muhatap olduğunu kanıtladı, PKK’nın patronunun Öcalan olduğu bir kez daha ortaya çıktı, çözüme giden yolda önemli faktör olduğu bir kez daha görüldü deniyor..
Ben de bu görüşe katılıyorum..
Açlık grevini iki cümlelik açıklamasıyla sona erdirmesi önemliydi.. Kimileri bu bir şovdu, Öcalan’ın gücünü göstermek için planlanmıştı diyor.. Ölüm sınırına gelinince Öcalan’ın devreye gireceği baştan belliymiş!..
Zannetmiyorum..
Ölümle şov olur mu?
Ölüm olmadı ama kaç kişide kalıcı hasar kalacağını bilmiyoruz..
*
Yeri gelmişken Başbakan’ın tavrına da değinelim.. Belli, Başbakan BDP’lilere gıcık oluyor.. Ne yapsalar kızıyor, bağırıyor..
Cezaevinde açlık grevleri sürerken; içerdeki açlık grevlerini destekliyorsunuz ama siz dışarıda kuzu kebapları götürüyorsunuz diye çıkıştı..
Bazı BDP’liler açlık grevine başlayınca bu sefer yazıklar olsun diyerek çattı..
Yani..
BDP’liler kebap yiyince de suçlu oldu, açlık grevine başlayınca da..

Haberin Devamı

‘Siyasetin dili’nden şikâyet çok!..

Ankara’nın dili mi diyeyim.. Siyasetin dili mi diyeyim bilemedim..
Salı atışmaları da diyebiliriz..
Sokakta pek hoş karşılanmadığını söyleyebilirim.. Bizimki iyi çaktı, fena giydirdi, helal olsun sıkı benzetti diyene pek rastlamadım..
Millet bu işi maç izler gibi izlemekten vazgeçti.. 50 yıldır 60 yıldır böyle.. Hele, 1980’den sonra, televizyonlar yaygınlaştıktan sonra doyum sağlandı..
Daha doğrusu kanıksandı..
Okumuşsunuzdur.. Siyasetin dili, Zeynep Miraç’ın sosyolog Nilüfer Göle’yle yaptığı söyleşide de gündeme gelmişti...
Göle şöyle demiş..
“Kamusal adap çok önemli. Türkiye geleneklerinden koptu. Kamusal ahlak geleneğinin yeniden tezahür etmesi gerekiyor. Bugün siyasal kültürümüzdeki zayıflığın sebeplerinden biri de adap eksikliği. Onun için devlet hoyratça davranıyor, insanlar diğerine nefret söylemiyle yaklaşabiliyor.”
*
Ankara’nın dili bu sebeple çok önemli..