Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İktidar sözcülerini dinliyorsunuzdur.. Bir süredir başkanlık sistemine, yarı başkanlık sistemine methiyeler düzüyorlar...
Anayasayı değiştirip o sisteme geçmek istiyorlar..
Niye istediklerini de şöyle izah ediyorlar..
Siyasi istikrar, icraatta hız, bürokratik oligarşinin belinin kırılması..
Parlamenter sistemle olmuyor mu?
Yarın ne getirir bilinmez diyorlar; sandıktan koalisyon çıkarsa siyasi istikrar bozulur..
Bununla da yetinmiyorlar, yasamanın yürütmenin talebine ayak sürtmesini, taş koymasını önlemek için başkana yasa yapma yetkisi de vermek istiyorlar..
İstikrar için!..
*
İzliyorsunuzdur; iktidar adamları başkanlığın, yarı başkanlığın ileri demokrasinin gereği olduğunu iddia ediyorlar.. Yüze yakın ülkede uygulandığını söylüyorlar..
Avrupa’da uygulayan bir ülke var; Fransa..
1958 yılında De Gaulle Fransa’yı tek adam yönetimine, yarı başkanlık sistemine geçirdi.. Adına Beşinci Cumhuriyet dediler..
O gün bugündür Fransa bu sistemle yönetiliyor.. İktidar adamlarının övgüyle bahsettiği başkanlıkla..
İşte o başkanlık sistemi, istikrarın simgesi denilen sistem pazar günü Bastille Meydanı’nda (Taksim’in muadili) protesto edildi..
Gerekçe?
Protestocu Fransızlar ‘yarı başkanlık bir tür monarşi’ diyor.. Tek adam yönetimi hiçbir Avrupa ülkesinde yok isyanıyla altıncı cumhuriyete geçilmesini talep ettiler..
Sadece meydanda değil her platformda altıncı cumhuriyet tartışılıyor..
Altıncı cumhuriyetten kasıt ne?
Parlamenter sistem.. Kurumların şeffaflaşması..
*
Meselenin özeti şu..
Bizim iktidar adamları; parlamenter sistem geridir teziyle yarı başkanlık istiyor..
55 yıldır yarı başkanlıkla yönetilen Fransa’da muhalefet ‘yarı başkanlık bir tür monarşiymiş’ sloganıyla parlamenter sisteme geçmeyi talep ediyor..

Haberin Devamı

Taksim’de kimse çukura düşmedi

Galatasaray şampiyonluğunu ilan edince Taksim doldu taştı.. Arabasına atlayan, metroya binen Taksim’e koştu..
Arena’dan çıkan soluğu Taksim’de aldı.. Elde meşaleler geç saatlere kadar eğlendiler..
Taksim’i bayram yerine çevirdiler..
Onlar bunu yaparken ne polis barikatı vardı ne gaz bombası atan polisler ne tazyikli su sıkan araçlar..
Beş kilometre öteden yollar kesilmeyince binlerce kişi toplandı..
Taksim aynı Taksim’di..
1 Mayıs günkü Taksim.. 30 metrelik çukurlar aslan gibi yerinde duruyordu.. Üstüne üstlük geceydi, tehlike daha büyüktü..
Kimsenin burnu kanamadı..
Pazar gecesi bir kez daha anlaşıldı ki Taksim yasağı politik..
*
Galatasaraylılar neden Taksim’e koştu da Kazlıçeşme’ye gitmedi? Milli Takım dünya üçüncüsü olunca niye Taksim’de kutladı.. 2000 yılında UEFA’yı alan G. Saray uçaktan iner inmez neden Taksim’e koştu..
Bundan böyle Yenikapıya mı gidecekler!..

Haberin Devamı

Önce barış mı, demokrasi mi?

Saçma sapan bir soru, saçma sapan bir yaklaşım diyebilirsiniz?
Haklısınız..
Saçma sapan.. Ama maalesef ciddi ciddi tartışılıyor.. Barış olsun da demokrasiye sonra bakarız diyenler var.. Söylenene göre; Taraf gazetesi bu tartışma nedeniyle karnıyarık gibi ikiye ayrıldı..
Soru şu..
Barış PKK’nın silah bırakmasıysa PKK silahı niye eline aldı?
Kimliğim tanınmıyor diye, dilimi konuşamıyorum diye, asimilasyon politikası nedeniyle, işkence, baskı, zulüm nedeniyle, özgürce yaşam hakkımız yok diye..
Dağa çıkma nedenleri bunlar değil mi? Bu yüzden dağa çıktık demiyorlar mı?
Peki, niye oldu? Demokrasinin eksikliğinden..
Demokrasi olsa, o baskılar, o işkenceler, Kürtçe konuşana sopa atmalar, Kürdüm diyeni hapse tıkmalar yaşanır mıydı?
Barış niye gelecek?
Bunlar bir daha olmayacağı için.. Demokrasi çıtası yükseleceği için..
Önce mi sonra mı diye tartışmaya saçma demem bundan..