İki filmden söz edeceğim.. Biri, Yılmaz Erdoğan’ın ‘Neşeli Hayat’ı.. Diğeri, Cem Yılmaz’ın ‘Yahşi Batı’sı..
İzlediniz mi, fark ettiniz mi bilmiyorum.. Yaklaşımlarında çok önemli değişiklik var.. Ya ekonomik kriz bunu gerektirdi.. Ya da iki usta oyuncu/yönetmen aynı anda tarz değiştirdi..
Belki ikisi de kâr-zarar hesabını daha iyi yapma ihtiyacı duymaya başladı..
* * *
Anlatmak istediğim bu.. Kesinlikle film eleştirisi değil.. Kıyaslama hiç değil.. O kötü/bu iyi ayrımı yapmak da değil..
Peki, ne diyeceksiniz?
Yaklaşım farkını anlatmak..
* * *
Yılmaz Erdoğan’dan başlayalım mı?
Neşeli Hayat’tan önce son yaptığı film Organize İşler’di..
Dev prodüksiyon..
O dekorları, o sahneleri, o çekimleri gözünüzün önüne getirin.. 26 farklı mekânda yapılmış çekimler.. Birbirinden harika görüntüler..
Hele o helikopterden yapılan çekimleri hatırladınız mı? SüperG kamerası kullanılan helikopter çekimleri..
Helikopter yurtdışından getirtilmişti..
Kısaca, Yılmaz Erdoğan Hollywood ayarı bir film çıkarmıştı..
Mesela, o takip sahneleri.. Sadece Amerikan filmlerinden görüyorduk.. İlk kez bir Türk filminde izledik..
Kısacası, pahalı filmdi..
Masraftan en küçük bir kısıntı yapılmamıştı..
* * *
Neşeli Hayat’a bakalım.. Tabii ki dört dörtlük film.. Yılmaz Erdoğan’ın oyunculukta doruk noktaya ulaştığı film diyorlar..
O başka.. Ben prodüksiyona dikkat çekiyorum.. Belli ki bütçe kısıtlı tutulmuş..
Mekânlar abartılmamış..
Nerede Organize İşler, nerede Neşeli Hayat!
Canım hep aynı tür film yapmak zorunda mı diyeceksiniz..
Hah.. Ben de bunu söylüyorum.. Tarz değişikliğine dikkat çekiyorum..
Pahalı prodüksiyondan..
Mütevazı bütçeye geçişi söylüyorum..
* * *