Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin bir süreçten geçtiği doğru.. Bunu herkes kabul ediyor..
Kimileri bu işin sonu çok hayırlı diyor..
Doğru eksendeyiz..
Ben de uzunca bir süredir.. Aman dikkat diyorum.. Eksen kayması olursa daha fazla demokrasi derken Putinvari yönetime geçebiliriz..
21. yüzyıla özgü güçlü tek adam yönetimine!..
Kaç defa yazdım..
Erdoğan, Putin gibi olabilir.. Olmak istiyor dedim..
Emareleri var diye yazdım..
Sadece Erdoğan değil..
İtalya Başbakanı Berlusconi de..
Almanya Başbakanı Merkel de..
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy de Putin gibi olmak istiyor..
Putin simge.. Her şeyi yapmaya muktedir yönetim anlayışının simgesi.. Her şey iki dudağının arasında..
Bu yüzden birçok lider Putin gibi olmak istiyor..
İstiyorlar ama ülkelerindeki köklü demokrasi kültürü, demokrasi kaleleri buna izin vermiyor..
* * *
Gelelim bize..
Bizde sağlam bir demokrasi kültürü yok.. Kaleler de kâğıttan.. Üflesen yıkılıyor.. Halkın da bu duruma pek aldırdığı yok açıkçası..
Yani ortam müsait..
* * *
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu dün Vatan gazetesine verdiği demeçte bu tezimi doğrular sözler söyledi..
“Türkiye’de olan bitenleri herhangi bir şeye benzetmek gerekiyorsa bu ne bir devrimdir ne bir kopuştur. Gorbaçovvari, glasnostvari bir değişim. Sovyet İmparatorluğu’nun çöküşü gibi bir şeydir.”
Aynen öyle..
Yüzde yüz katılıyorum.. Biz de aynı süreci yaşıyoruz..
Ama bakın..
Rusya’daki Gorbaçovvari değişim sürecinde o kadar çok hata yapıldı ki.. Eksen öyle bir kaydı ki..
Komünizm yıkılırken yerine Batı tipi demokrasi gelmedi.. Gelemedi..
Kim geldi?
Putin!..
Putinvari yönetim şekli!..
Yıllardır dikkat demem bundandır..

Haberin Devamı



‘Türk’le Kürt birbirine ters bakar hale geldi’
Devrim Sevimay’ın Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir ile yaptığı röportajı okumuşsunuzdur..
Baydemir’in şu tespitine katılıyorum..
Diyor ki; “Kabul etmemiz lazım ki Türkiye’nin batı yakasında ciddi bir öfke var. Türkiye’nin batı yakasındaki öfke artık bir ‘örgüte’ olan öfkeden çıkmıştır, bir halka öfke duyulmaktadır.
Doğu yakasındaki öfke de neredeyse 2000 yılına kadar sadece devlete ya da kimi kurumlarınaydı. Şimdi o da totalleşmeye doğru gidiyor”
Benim de gördüğüm bu..
* * *
Türkler, bu meselede yıllardır PKK ile Kürtleri çok ince bir çizgiyle ayırmıştı..
Şiddetin en fazla olduğu yıllarda bile..
Her gün şehit cenazelerinin kalktığı dönemde bile.. Komşusu Kürt’tü, dağdaki PKK’lı..
Kürtler de benzer bir tutum izledi.. Kavgaları Türklerle değildi, devletin bazı uygulamalarıylaydı, yanlış politikalarıylaydı..
Türklerle sorunları yoktu..
Bu yüzden Kürtlerle Türkler boğaz boğaza gelmedi.. Yan yana yaşamayı bildi..
* * *
Peki şimdi ne oldu?
Eski AKP’li Bakan Başesgioğlu’nun ifadesiyle Türk’le Kürt birbirine ters bakar hale geldi..
Bunca yıl sonra neden?
Cevap verilmesi gereken soru bu..
İktidarın hatası var.. Açılım meselesinin yanlış başlaması, anlatılmaması, muallakta bırakılması kafalarda bir yığın şüphe doğurdu..
Fısıltı gazetesine imkân tanındı..
* * *
İktidarın hatası var da Baydemir’in de içinde olduğu Kürt politikacıların yok mu?
Gerilla kıyafetli PKK’lılar Habur’dan zafer işaretiyle girmeseydi..
Öcalan’ın kaldığı hücre yarı yarıya küçültüldü yalanıyla insanlar sokağa dökülmeselerdi..
Çocuklara polis taşlatmasalardı..
Apo özerklik istiyor, Güneydoğu’da Özerk Kürdistan kurulmalı, ‘bir adım eksiği kesmez’ diye propaganda yapılmasaydı..
Kimse kimseye ters bakmazdı!..
* * *
Baydemir ‘sil baştan yapalım’ diyor.. Başbakan da ‘gerekirse sil baştan yaparız’ demişti..
İnşallah!..
Fakat, bu sefer yapılacak en küçük bir hata telafisi zor noktaya götürür..
Herkes hesabını iyi yapmalı..