THY şarabın başkenti Bordo’ya düzenlediği seferleri artırdı. Artık her gün uçulabilen Bordo, derinlikli şarapları, özel lezzetleri ve tarihi şatolarıyla kendisini ziyaret edecek şarapseverleri bekliyor...
Fransa’nın Bordo kentiyle Türklerin bağı yakın zamanlara kadar kentin iddialı futbol takımıyla zaman zaman yaptığımız karşılaşmalardan ibaretti. Son yıllarda ise ülkemize şarap ithalatı serbest bırakıldı, Bordo şarabı mahalle bakkallarına kadar girdi. Türk şarapseverler bakkallardaki 40-50 liralıklardan 5 yıldızlı otel restoranlarındaki 500, hatta 1.000 liralıklara kadar Bordo’nun çeşitli düzeylerdeki şaraplarıyla daha yakından tanışma imkanı buldular.
Derken, THY Bordo’ya direkt seferler koydu. Türkiye’den Fransa’nın “şarabın başkenti” denilen bu şehrine şarap turları arttı, Bordo da Türkler için bir “destinasyon” haline geldi.
Son olarak da geçtiğimiz günlerde uçak seferleri her güne çıktı.
Bordo’ya gidecekler, öncelikle şunu bilmeliler: Burası biraz soğuk yüzlü bir şehir. Tarih, doğa, eğlence ve gastronomiyi bir arada isteyen şarap meraklıları, bence önce bunların daha iyi harmanlandığı Toskana gibi neşeli ve sıcak yüzlü şarap bölgelerine gitmeliler. Bordo biraz daha tutku, sabır ve bilgi isteyen, şarapseveri coşkuyla kucaklamaktansa arasına hafif bir mesafe koyan aristokrat bir şarap bölgesi. En iyi şarapların geldiği bölgeleri çorak; yeşil ve pastoral manzaralara sahip bölgelerinin ise şarapları vasat.
Görkemli şatoları gezmek için randevu şart
Fransa’nın güneybatısında, Atlantik Okyanusu’na açılan Gironde halicinin üzerinde bulunan Bordo, ideal konumdaki limanı dolayısıyla tarihin en eski ticaret şehirlerinden. Limanından yüzyıllar boyunca başta şarap, pek çok mal ihraç edilmiş, Quai de Chartrons isimli rıhtımlar bölgesinde dev şarap antrepoları şarap ticaretini yönlendirmiş. Asırlık depolar halen kullanımda.
Bordo’nun şarapçılık merkezi olmasının ardında, bağcılık için mükemmel olan teruar yapısı yatıyor. Atlantik Okyanusu’ndan esen sert rüzgarlar bu sıcak iklimli şehrin bağlarını serinletiyor, Gironde’un buharlaşan tatlı suyu da yazın bağlara nem veriyor, kuraklığı önlüyor. Çakıllı topraklar Cabernet Sauvignon’a, kireçli topraklar da Merlot’ya mükemmel lezzetler taşıyor.
2 bin yıllık şarap bölgesinin turizme en yatkın kesimi, Unesco’nun Dünya Kültür Mirası’na aldığı iyi korunmuş Orta Çağ kasabası St. Emilion. Kente bir saat mesafede, şirin lokantaları ve küçük kavlarıyla biblo gibi bir belde. Ancak Merlot ağırlıklı şarapları güçlü ve zengin Medoc’ların gerisinde kalıyor. Gironde halicinin sol kıyısında kaldığı için “sol yaka” denilen Medoc ise aristokrat şatoların bölgesi.
Birbirine uzak görkemli şatolar randevusuz gezilemiyor. Çoğu İngilizlerin mülkü olduğu için 1789’daki toprak reformundan muaf tutulan şatoların arazileri Fransa’nın diğer yörelerindeki gibi bölünmediğinden, 300, 400 dönümlük monoblok bağlar ağırlıkta. Burada şatolar “Grand Cru” denilen bir sisteme tâbi, bu sıfata sahip olanlar koleksiyonerlerin de gözdesi. Çoğu şato ziyaretçi almıyor, tadımlarda ise yatırım için alınacak en genç şaraplarını tattırıyor.
Bordo’ya gideceklere tavsiyem, otellerini kent içinde seçmeleri, birbirine uzak olan iki yakaya da en az birer gün ayırmaları. Yöresinde alınacak “okazyonel” şaraplar ise dışarıda pek bulunmaya St. Julien bölgesi şarapları. İyi bir kavcının vereceği tüyolarla uygun fiyata alınabilecek “yükselen” Fronsac’ları, Côtes de Castillon’ları da yabana atmamalı.
Lezzetli kuzuları ünlü, yılanbalıkları nefis
Mutfağa gelince... Bordo’nun en ünlü lezzetlerinden biri, Pauillac bölgesinin kuzuları. Yakınlardan gelen kaz ciğerleri ve trüf mantarları da tadılmalı. Budanmış bağ çubuklarında ızgara edilen sığır etleri, kırmızı şarap sosuyla pişirilen yılanbalıkları da enfes. Son yılların yıldızı ise Gironde halicinin mersin balıklarından elde edilen Akitanya havyarı.
Kısacası Bordo, zengin şarap çeşitliliği ve köklü tarihiyle Fransa’nın en ilginç şehirlerinden. Mutlaka imkanı olanlar gitmeli, tadına varmalı. Ama kendini hemen ele vermeyen şaraplarının tadını daha iyi çıkarabilmek için, gitmeden önce tabir caizse biraz “ders çalışmalı”.