Muhittin Akbel

Muhittin Akbel

muhittin.akbel@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şu İZBAN eyleminde iki cephede de ciddi yanlışlar var.
İZBAN yönetiminin çalışanlarına karşı çifte standart uygulaması kadar, vatandaşa önceden duyurulmadan eylem yaparak binlerce insanı yolda bırakan, onlara çile çektiren 200 kadar işçi ve makinistler de hata yapmıştır.

Pilotlara milyonlarca dolarlık uçaklar emanet edilir.
Uçağı üç beş kuruş maaş karşılığında uçurmaları beklenemez tabii ki.
Haklarıdır yüksek maaş almak.
Araştırdım, soruşturdum.
Özel hava yollarında çalışan bir kaptan pilot, 7-12 bin lira arasında maaş alıyor.
Türk Hava Yolları’nda bu rakam daha yüksek.
Gemi kaptanlarının maaşları da aşağı yukarı aynı.
ESHOT’ta çalışan otobüs şoförlerinin maaşları bile 2 bin lirayı geçiyor.
Ya İZBAN’da çalışan makinistler?
8.5 milyon liralık koca tren setini emanet ettiğimiz makinistlerin aldığı maaş, 800 lira ile 900 lira arasında değişiyor.
Yüzen, uçan araçları kullanananlara bol para, trenin tekerlekleri karada yürüyor diye makinistlere harçlık gibi maaş!
O trenin sorumluluğunu makiniste yüklüyorsanız, 8.5 milyon liralık aracı ona emanet ediyorsanız, bunun bir bedeli 900 lira olmalı.
En azından Devlet Demiryolları’ndan transfer edilen, TCDD personeli olan makinistler kadar maaş istemeleri kadar doğal ne olabilir ki?
TCDD’den transfer edilen 40 makinistin, kendilerinden iki-üç kat fazla maaş almasına tepki koyan asgari ücretli 13 makinist, davalarında yerden göğe haklıdırlar.
Aradaki uçurumu kapatmak, en azından farkı azaltmak gerekir.
Ne yazık ki 13 ayda bir arpa boyu ilerleme olmamış.
Bir yılı aşkın süredir görüşmelerin bir sonuca bağlanmaması, bağlanamaması düşündürücüdür. manidardır.
“Mutfakta biri mi var?” sorusu akla geliyor doğal olarak.
Sözün uzatılması, uzlaşmaya yanaşmamak; fırsatçılıktır, yanlıştır.

Bu, madalyolun bir tarafı...
Öteki tarafına da bakalım.
Bu kentin patronu, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım devreye giriyor, grevin sona erdirilmesi için yapılan çağrılara kulak asılmıyor.
Böyle bir davranışı kabul etmek de mümkün değil.
Demek ki sorun, İZBAN sorunu olmaktan çıkmış, Başkan’a, hatta Bakan’a gitmiştir.
Onlar devrededir.
Hal böyleyken eylemi sürdüren 200 kadar eylemci, İzmirlileri mağdur etmişlerdir.
Şu iyi bilinmeli ki, İzmirlileri yolda bırakmaya kimsenin hakkı yok.
Hak aramak böyle olmaz.
Siz bu şekilde kimi cezalandırdığınızı sanıyorsunuz?
Eylem yapılacağı önceden kamuoyuna duyurulur, vatandaş da işine gitmek için B planını hazırlar.
İZBAN istasyonlarına gidip çile çekmez, bile bile lades olmaz.
Fakat eylemciler, bu mantığın tam tersi bir yol izleyerek hata etmişlerdir.

Sonuçta kısmen de olsa anlaşma sağlandı, sular durulur gibi oldu.
Fakat pek inandırıcı gelmese de “sabotaj” iddiaları kulaktan kulağa dolaşıyor.
Bu işten siyasi rant sağlamaya çalışanların olduğu konuşuluyor.
Eğer bu iddiada gerçekse, İzmir Büyükşehir Belediyesi-Devlet Demiryolları ortaklığında (İZBAN) ileride daha çoook krizlere tanıklık edeceğiz demektir.