14.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
Zülfü Livaneli
LONDRA Caz Festivali...
Dünyaca ünlü gruplar birbiri ardına sahneye çıkıyor.
Derken bir Afrikalının sesi duyuluyor. Konga eşliğinde doğaçlama yapan yanık bir kara Afrika sesi.
Bir müzik cümlesinden sonra Afrikalı susuyor, konga devam ediyor.
Ve herkesin dinleyicilerin tüylerini diken diken eden bir kadın sesi yükseliyor Londra göğüne.
İnanılmayacak kadar güzel bir ses bu.
Afrikalının doğaçlamasına cevap veriyor.
Ama o da ne?
"Haydin halaya!" diyor o kristal tınlamalı ses: "Haydin halaya, halaya!"
Afrikalıyla girişilen düet, bir halay parçasıyla son buluyor.
Çalanlar ayrı ülkelerden; söyleyen ise Anadolu'dan bir Türkmen, yörük kızı:
Sabahat Akkiraz!
Londra Caz Feastivali resmi programında yer alan bu gösteriden sonra, ünlü İngiliz dergisi Time Out "Fateh Han öldü ama, dişi bir Fateh Han doğdu!" diye yazıyor Akkiraz için.
* * *
NUSRET Ali Fateh Han'ı yıllar önce keşfetmiştim.
Bu aşırı şişman Pakistanlı, yöresel Kawal geleneğini bütün dünyaya duyurmuştu.
Öldüğü zaman dünyanın en ünlü etnik müzisyenleri arasındaydı.
Şimdi Sabahat Akkiraz onun tahtına aday gösteriliyor.
* * *
BÖYLE başarılı şeyler oluyor, göğsümüzü kabartan solistlere sahibiz de niye bilmiyoruz derseniz, onu bana değil, medyamıza sormanız gerekir.
Onca ihtiraslı kişi yurtdışıyla ilgili uydurma haberler yayınlatır ve kendisini son derece başarılı gösterirken, Akkiraz ağırbaşlı, medyadan uzak tavrıyla sadece işini yapıp, gerisine karışmıyor.
Türkiye'de 11 kaset yaptı şimdiye kadar ve hepsi de çok sattı.
Ama sessiz sedasız, gürültüsüz, medyasız, klipsiz başarılardı bunlar.
* * *
SABAHAT Akkiraz türkü söylüyor.
Türküleri inanılmayacak kadar güzel yorumluyor.
Ama Londra Caz Festivali örneği gösteriyor ki, başka formlara ve doğaçlamalara kaydığı zaman yeni bir Mercedes Sosa, Ima Sumac, Miriam Makeba kalitesinde.
Umarım onu yakında, deneysel çalışmalar içinde görebiliriz.
Böyle bir ses gelenekten kopmamalı ama gelenek kalıplarının dışına da çıkabilmeli.
Yazara E-Posta: livaneli@milliyet.com.tr