YazarlarÖdül töreni

Ödül töreni

27.05.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ödül töreni

Ödül töreni

       HOTEL Princess'te "bir mitinglik kalabalık" vardı.
Salonun içi de doluydu, dışı da.
Kapı aralıkları da.
Merdivenler de.
Önce "evsahibi" konuştu.
NOKTA dergisinin genel yönetmeni Masum Türker.
Ve Demirel'e döndü:
- Buradaki "iki bin kişiye" hitap etmek ister misiniz?
Biz Turgay Şeren'le yan yana oturuyorduk.
Cumhurbaşkanı kürsüye yürürken Turgay kaptan "bende bir saati var" dedi:
- Kimin saati kaptan?
- Baba'nın.
- Yeni mi verdi?
- Eski... Macaristan'ı 3 - 1 yenmiştik. Baba, Başbakan'dı. Bize birer saat hediye etti. Hala kasada saklıyorum.
Demirel'in konuşmaya başlamasıyla biz "saat sohbetini" kestik.
Cumhurbaşkanı:
- Ticarette zarar edenin kapısına kilit vurulur. Siyasette de böyledir... Başarısızlığın sonu nedir, bilir misiniz?
O sırada bir "cep telefonu" çaldı.
Sonra "bir hanım" telefonu açtı:
- Asuman, sen misin canım?
- ........
- Orada hava nasıl?
- ........
- Denize giriliyor mu?
Kaptan Turgay "kim bu saygısız" diye sesini yükseltti.
Başka "mırıldananlar... Söylenenler... Çıkışanlar" oldu.
Ama "hanımın umurunda değildi."
Bir süre "üç konuşmayı" birlikte dinledik.
Demirel'i.
"Telefonla konuşan" hanımı.
Ve "bu hanıma kızanları."
* * *
DEMİREL "bir başka konuya" girdi:
- Çok partili dönemde Türkiye üç büyük kriz (darbe, muhtıra) yaşadı. Ama bugün Türkiye'nin başı suyun üzerindedir. Demokrasi işlemektedir.
Az ötede İbrahim Tatlıses.
Az beride Yılmaz Erdoğan.
Şu tarafta Rahmi Koç.
Bu tarafta Yıldız Kenter.
Salonda "çıt" çıkmıyor.
Herkes Devlet Başkanı'nı dinliyor.
Ama yine bir cep telefonu.
Bu defaki telefonun sesi "melodili."
"Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur."
Turgay Şeren "ayıp artık" dedi.
Arka sıralardan "terbiyesizlik" sözü yükseldi.
Yine aynı anda "üç konuşmayı birden" dinlemeye başladık.
Baba:
- Güvenlik, ekmek, hürriyet.
Telefondaki:
Düz vites mi, otomatik mi?
Çevredekiler:
- Yuh be... Yeri mi?
Yine Baba:
- Laik, demokratik Cumhuriyet 75 yaşında.
Yine telefondaki:
- Dolar vereceğim. En son kaça olur?
Yine çevredekiler:
- Yeter artık. Ayıp.
* * *
CUMHURBAŞKANI "havasındaydı."
Bir ara Masum Türker'e döndü.
"Senin şikayet ettiğin günler var ya" dedi.
Türker "ihtilalden... İhtilal sonrası yasaklı dönemden" bahsetmişti.
Baba:
- Türkiye bir daha o günlere dönmeyecektir.
Salonda müthiş bir alkış patladı.
Baba, alkışın durmasını bekledi.
Alkış durdu.
Ve tam bu sırada yine bir telefon sesi.
- Alooo...
- ........
- Evet benim.
- ........
Ödül törenindeyim.
- ........
- Kimler yok ki ayol. Herkes burada.
* * *
"İSTANBUL'un seçkinlerinin" davetli olduğu ödül töreninde hem Demirel'i dinledik...
Hem de "çok şey" öğrendik.
Örneğin "otomatik BMW'nin fiyatını."
Örneğin "Kuşadası'ndaki deniz suyu sıcaklığını."




Yazara E-Posta: Y.Donat@milliyet.com.tr

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler