Bir İzmirli olarak günün mana ve ehemmiyetine değinerek başlayacağım: Doğum günün kutlu olsun İzmir!
İzmir bu gece ışıyacak; tüm sahil boyu ellerinde Türk bayrakları ve meşaleleri olan Cumhuriyet aşıklarıyla birlikte doğum günü kutlayacak!
Ne çok kutladık o günleri; annem hiç üşenmez, her sene en güzel elbiselerimizi giydirir, kendi de bir güzel süslenir ve kardeşimle benim ellerimizden tutar Bostanlı’dan Konak Meydanı’na götürürdü.
Resmi geçit olurdu, ellerimiz patlardı alkışlamaktan; göğsümüz dışarı fırlayacak gibi olurdu gururdan!
Çocuk hali ne anlar gururdan demeyin; anneme baktığımızda omuzlar dik, göğüs dışarıda, dimdik duruşu ve gözlerindeki neme eşlik eden gülümseyen dudakları anlatırdı zaten olan biteni…
“Çocuklara nasihat vermeyin, örnek olun” denilir ya, buradan anneme de binlerce teşekkürler!
******
“Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” diyen ulu önder; öngörülerine hayranım, ilelebet!
Dopingli sporcu sayımız her geçen gün atıyorsa bir nedeni vardır elbet; amaç kaliteli sporcu yetiştirmek yerine “Madalya alan sporcular çıkarmak” olursa eğer, “ne yapın ne edin, yeter ki kazanın!” diye bir baskı varsa, ya da, ki en önemlisi, “Kazanmak, her ne şekilde olursa olsun!” kavramı yerleştikçe bunlar kaçınılmaz oluyor demek ki!
Öngörünü sevdiğim Atatürk’üm!...
******
Sosyal paylaşım ağlarından birinde bir yazı vardı: “İnsan Hakları ve Özgürlükleri sıralamasında 179 ülke arasında Japonya dördüncü, Türkiye ise yüz elli dördüncü sırada; olimpiyata talip olmadan önce insanına değer vermeyi öğrensen!”
Bir de çok dikkatimi çekti; başbakan demiş ki: “Kazansaydık İstanbul'dan ve Türkiye'den ziyade olimpiyat, barış ve kardeşlik ruhu kazanacaktı.”
Bu özgüven bende olsaydı, var ya, dünya filozofu, yazarı, lideri falan olurdum!
“İstanbul'dan ve Türkiye'den ziyade olimpiyat, barış ve kardeşlik ruhu kazanacaktı.”
Ne olur, cümleyi birlikte irdeleyelim, yanlışım varsa düzeltin: Olimpiyat İstanbul’da olsaydı barış ve kardeşlik ruhu kazanacaktı. İstanbul’da ve Türkiye’deki barışı ve kardeşlik ruhunu asla başka bir yerde bulamazsınız…
Bizi seçmediniz ya, kaybettiniz şekerim bu şansınızı!...
Halbuki bizler burada sevgi yumağı halindeyiz, ekonomimiz muhteşem, özgürlük desen kuş misali, üstelik öyle güvenli bir ülkeyiz ki kız giren kız çıkar! Kardeşlik duygusu deseniz; öyle Türk’tü, Kürt’tü; Aleviydi, Sünniydi, efendime söyleyeyim ensest ilişkiydi falan, yok!
Zaten komşu ülkelerle de sıfır problem içerisindeyiz; bakmayın Suriye ve Mısır’a müdahale edişlerimiz yalnızca barış içindir; biz zaten barış elçisiyiz, Allah kuruşunda gözümüz yoktur!
(Allah kuruşunda gözü olmayanların Allah gözlerini doyursun!)
******
Tam da Dokuz Eylül İzmir’in kurtuluşu, yani Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığı gün içki yasağı yürürlüğe girdi; şöyle İzmir’e tepeden bir bakıp da “Şerefe” diyemeyeceğiz, resmi olarak, yani…
Bir kadeh rakı eşliğinde bir Safiye Ayla şarkısı dinleyip, Ahh, ne günlerdi… diye iç geçiremeyeceğiz, demek ki…
İlle de, esrar içer gibi, tecavüz eder gibi, gizli-saklı işler yapar gibi utanacağız, öyle mi?
Annemin bir sözü vardır: “Ortalık yerlerde bulunun, öyle gizli-saklı yerlere gitmeyin; ortalık yerdeyken size kimse fenalık yapamaz!
Ortalık yerde içki içmenin kimseye zararı yoktur, aslında, kuytu köşelerde içmek tehlikelidir!
Orta yerde içen insan bir şekilde kontrol altındadır: Ya otokontrolü bu görevi sağlar, ya yanındakiler, ya da mekanın garsonları falan; problem göz önünde olmayanlardadır.
Böyle bir uygulama ile daha fazla “kontrolsüz” insanı iyice kontrolsüz hale getiriyorsunuz ki bunun adı içki yasağı değil “Görülmeyen yerlerde kimler ne yapıyorlarsa yapsınlar!” mantığıdır!
“İçki” yalnızca bir dinsel obje, belli ki, oysa din “Dürüstlük” diyor, “Merhamet” diyor, “Barış” diyor, “Hoşgörü” diyor, “Paylaşma” diyor…
Hiçbirini yerine getirme, içkinin kullanım alanlarını kısıtla; veleddalin amin!
Yılan ve çıyanlar kuytularda yaşarlar; kuytulara yönlendirilen halklar da kahır ve kin ile dolarlar ki hınçlarını alacakları “aydınlık” insanları sabırsızlıkla beklerler… Her bir hınç alış bir zaferdir onların çetelesinde…
http//twitter.com/Gulgunkaraoglu
gulgun_2006@hotmail.com