Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yeni binyıla girmemize aslında daha bir yıl var ama 2000'li yıllarla buluşmamıza yalnızca bir hafta kaldı. Neredeyse büyülü bir nitelik kazanan bu 2000 rakamı, binyıl değerlendirmelerini, "milenyum" düşüncelerini bir yıl erken gündeme getirdi. 2000 yılı yaklaşırken milenyumla yatıp milenyumla kalkmaya başladık.
"Batı uygarlığı"nın giderek kürenin her yanındaki insanların yaşamına damgasını vurduğu bir dünyada yaşarken, binyıl öncesinin dünyasına dönüp baktığımızda bugünkünden tamamen farklı bir manzarayla karşılaşıyoruz.
1000 yılına girilirken dünyanın rakipsiz tek süpergücü Çin'miş. 1000 yılına Sung hanedanının yönetiminde giren Çin'in nüfusu 100 milyonu buluyor ve 310 milyon dolayındaki toplam dünya nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturuyormuş. 11. yüzyılda 1 milyon 250 bin kişilik dev bir orduya sahip olan Çin'in teknolojideki, ekonomideki ve sanattaki üstünlüğü de hayret verici boyutlardaymış. İnanması zor geliyor ama Çin'in demir - döküm teknolojisini Avrupa'dan 1,500 yıl önce keşfettiği, "batı uygarlığı"nın beşiği sayılan Avrupa'dan 1000 yıl önce kağıdı, 600 yıl önce kağıt parayı kullandığı, baskı tekniklerini Guüenberg'den 400 yıl önce uyguladığı biliniyor. Binyılın ortalarına doğru gelindiğinde Çin dünyanın rakipsiz süpergücü konumunu koruyor.
1000 yıl öncesine damgasını vuran diğer uygarlık ise İslam uygarlığı. Hristiyan Avrupa, matematikten tıbba, coğrafyadan kamu yönetimine kadar pek çok alanda İslam uygarlığından çok şey öğrenmiş. Haçlı seferleri böyle bir ortamda başlamış.
Binyılın gelişmelerini sığ bilgilerle birkaç paragrafa sığdırmak tabii ki olanaksız ama 15 yüzyılda Rönesansı yaşayan Avrupa'da kişi başına gelir düzeyinin, 1500 yılına kadar (1990 yılı fiyatlarıyla) 500 doları geçmediği, ancak 19. yüzyılın ortalarına doğru 1000 doları bulduğu hesaplanıyor. Çin'in 19. yüzyıl başlarına kadar dünyanın bir numaralı ekonomik gücü olarak kaldığını ileri sürenler de var.
Bütün bunlar Batı Avrupa'yı bugün (gene 1990 fiyatlarıyla) 20,000 dolara yaklaşan bir ortalama gelir düzeyine sıçratan ve "batı uygarlığı"nın dünyaya damga vurmasına yol açan gelişmelerin son 150 - 200 yılda yaşandığını gösteriyor. İlginç bir milenyum sayısı yayınlayan The Economist dergisinin geçen binyılı "Batı'nın milenyumu" olarak nitelemesine yol açan çarpıcı gelişmeler dizisi, binlerce yıllık insanlık tarihinin kısacık bir bölümüne sığmış. Bu mini dizinin ikinci yazısında bu çarpıcı oluşumun bazı nedenleri üzerinde duracağız.




Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr