Zaman içinde IMFnin işlevi yeni boyutlar kazandı ve dış borçlarını ödemekte sorunlarla karşılaşan ülkelerin ekonomilerini mali disipline alarak söz konusu ülkeleri yeniden borç ödeyebilir duruma getirme işlevi öne çıktı. IMF bu işlevi yerine getirirken çoğu kez harcamaları ve gelirleri kısıtlayıcı "kemer sıkma" politikaları önerdiği için de çoğu ülkede kötü bir üne kavuştu. Dünya Bankası ise önceleri altyapı yatırımlarına destek sağlarken daha sonra yapısal uyum kredileriyle farklı sektörleri desteklemeye yöneldi. Bu arada eğitim ve sağlık gibi alanlara destek sağlayarak sosyal boyutlu projelere de katılan Dünya Bankası daha olumlu bir kurumsal imaj yaratabildi. Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası geleneksel ilkbahar toplantılarını yaparken aynı zamanda 60. kuruluş yıl dönümlerini de kutluyorlar. Her iki kuruluş da 2. Dünya Savaşı sonrasında, 1944 yılında kurulmuştu. IMFnin öncelikle dış ödemeler dengesinde sorun yaşayan ülkelere destek sağlaması, Dünya Bankasının ise kalkınma çabalarını destekleyici bir rol oynaması öngörülmüştü. Ancak silahlanma harcamalarına yılda 900 milyar ayrılırken yoksul ülkelere yönelik kalkınma yardımlarının 56 milyar dolarda kaldığı bir dünyada Dünya Bankası da protestolara hedef olabiliyor. Dün Washingtonda başlayan ilkbahar toplantıları öncesinde düzenlenen bir protesto yürüyüşü, Dünya Bankasının kapısına 11.000 adet doğum günü tebriği bırakılarak tamamlandı. Dünyanın dört bir yanından gönderilmiş olan tebrik kartlarında, yoksul ülkelerin borçlarının tümüyle affedilmesi isteniyordu. Dünya Bankası ve IMFye yönelik protesto gösterileri dün de devam etti.Dünya Bankası Başkanı James Wolfonsohn, yoksul ülkelere sağlanan yardımların yetersiz kalmasıyla küresel terörün tırmanması arasında bir bağ bulunduğunu ileri sürerek bu yardımların artırılmasını istiyor ama onun çabaları da yetersiz kalıyor. Tebrikli protesto Protesto oklarına ve eleştirilere hedef olma konusunda Dünya Bankasının geride bırakan IMFnin yeni başkanının da önümüzdeki hafta arasında belli olması bekleniyor. Aslında İspanya eski maliye bakanı Rodrigo Ratonun bu göreve getirilmesi kesinleşmiş gibi. Avrupa Birliğinin adayı olan Ratonun adaylığının ABD tarafından da onaylandığı, ayrıca Latin Amerika ülkelerinin de Ratoyu desteklediği belirtiliyor. Ratonun, ekonomi ya da maliye eğitimi görmemiş bir hukukçu olmasının kendisi için bir dezavantaj olduğunu ileri sürenler de var. Ratonun atanmasına tepki gösteren IMF muhalifi ekonomist Joseph Stiglitz, "bu atama hayatında otomobil görmemiş birinin bir otomobil şirketinin başına getirilmesine benziyor" diyor. Ancak Ratonun uzlaşmacı kimliğiyle IMFnin imajının olumlu yönde gelişmesine katkıda bulunabileceğini düşünenler de var. IMFye yeni başkan Halen 150 milyar dolar mertebesindeki kullanılabilir kaynaklarının 65 milyar dolarını üç ülkeye (Brezilya 27 milyar dolar, Türkiye 23 milyar dolar, Arjantin 15 milyar dolar) bağlamış olan IMFnin bundan sonraki hedefi, sorun yaşayan ülkeleri borç krizine sürüklemeden uyaracak mekanizmaları geliştirmek. Ülkelerin ekonomik performanslarının daha da yakından izlenmesini gerektirecek olan bu işlevin yerine getirilmesinin kolay olmayacağını ise herkes biliyor. Gelecek hafta IMF Başkanı olması beklenen Ratoya bir süre önce bu görevi kabul edip etmeyeceği sorulduğunda "IMF Başkanlığı görevini iyi yapmak olanaksız, bana başarabileceğim bir iş lazım" demişti. Bakalım şimdi ne yapacak. oulagay@milliyet.com.tr IMFnin geleceği